Karşılaşma

129 16 58
                                    

6. Gün Sabah
Cas~

Ne olacağını ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum; bildiğim tek şey yiyeceklerin tükenmek üzere olduğu ve şehre inmem gerektiğiydi. Evde bulduğum yedek anahtarları yanıma aldım ve bodrumda bulduğum bisikleti şehre doğru sürdüm. Yanıma hiç para almadığımı farketmek için biraz geç kalmıştım, yolun yarısından fazlası bitmişti. Tekrar git gel yapmak istemiyordum; şehirde yardımsever bir kaç kişi olduğunu umarak sürmeye devam ettim.

Bulduğum ilk markete girdim ve John'u gördüğüme dair 50 dolar bahse girebilirim. Sikik herif.

Neyse ki market sahibi çok anlayışlı birisiydi; durumu anlattım. Bugün de karnımız tok. Tskler god.

Şimdi eve geri dönüyorum.

Dean~
Yorucu bir haftanın ardından ev havası veren kulübemize döndüm. İstediğim tek şey uyumaktı. Bilmem kaç gündür aptal bir vampir yuvasıyla uğraşıyordum.

Planım üstümdekileri çıkarıp yatağa atlamak ve upuzun bir uykuya dalış yapmaktı. Taa ki kapıdan gelen anahtar seslerini duyana kadar. Yere fırlattığım pantolonumdaki silahı elime aldım ve kapıyı açtım. Karşımda hiç tanımadığım bir adam duruyordu. Normal davran Dean. Normal davran Dean normal davran.

-Yanlış geldin sanırım?

Cas~

Siktirsiktirsiktirsiktir. Yeşil gözler,göğsündeki şeytan kapanı dövmesi ve kısa saçlar.. Bu Dean olmalıydı. Acaba tanrı mı diye düşündüm. Yüzünü ilk kez canlı gördüğüm favori karakterim. Bir insan nasıl bu kadar mükemmel olabilirdi? Yaratılırken bize birer saniye harcandıysa bu adama en az sekiz dakika harcanmıştı. Üç saniye içinde aklımdan geçen binlerce hayranlık cümlesinden sonra tekrar şu anki ânâ döndüm.

Şimdi yalpalarsam batacağımı biliyordum. Kaç gündür beklediğim an sonunda gelmişti.

+Hayır Dean sen benim en sevdiğim kitap karakterisin, hikayenin sonunu biliyorum; değiştirmemize izin ver.

--------------

Dean~
Hiç ikna edici bir yalan değildi. Adımı tutturmasına şaşırmıştım, bu civarda kimse gerçek ismimi bilmezdi. Kötü niyetli birine benzemiyordu; yılların verdiği tecrübeye dayanarak zararsız biri olduğunu düşündüm. Kısa bir süreliğine de olsa gözlerinden geçen hayranlık dolu bakışı yakalamıştım. Dalga geçer bir biçimde konuştum;

-Kitap karakteri mi? Kitabın adı ne peki?
+Supernatural

Hiç düşünmeden cevap verdi. Söylediği şeylere baya baya inanıyor gibi görünüyordu. İlgimi çekmişti.

+Seni tanıyorum Dean; hayatını anlatan kitaptan..
-Kanıtla
+İstediğini sor
-İçeri gelmek ister misin?

Bunu sordum çünkü üzerimde sadece boxer ile kapıdaki biriyle konuşmak istemiyordum.

+Olur

Dean~
İçeri geçtik. Karşılıklı koltuklara oturduk.

-Adın ne?
+Castiel
-Tamam; her şeyi anlat, şimdi.

Cas~

Aklımda onlarca kez provasını yaptığım konuşmanın zamanı gelmişti.

+Bak buralardaki çimenlik alanda uyandım tamam mı? Üstümde hiçbir şey yoktu bile, altı gündür sizin olduğunu düşündüğüm bu kulübede kalıyordum anasını satayım. Endonezya Cakartada yaşıyorum. Kıyafet iade etmek için Lcye gittim. En son hatırladığım şey otoparkta kavrulup yere düşmem. Aradığım hiçbir çağrıya cevap alamadım.

-Ne yani ışınlandın falan mı? Ayrıca Endonezya neresi?

+İnterneti kullan, Dean. Ayrıca ışınlandım mı bilmiyorum ama buradayım işte.

-Öyle bir yer yokmuş

+Nasıl yokmuş

-Baya baya yokmuş

Telefonun ekranını bana çevirdi.
  Endonezya
             "0 sonuç"

Dean~
Sarıp sarmalanıyormuş gibi hissediyorum. Sanki görünmez bir şey etrafıma dolanmış beni rahatlatmaya çalışıyor. Castiel ise bana bakıyor. Birbirimize bakmaya devam ettik. İnsanlara bu kadar çabuk ısınmazdım. Başkası olsa ilk andan bacağına bir kurşun yemişti.

Farklı bir şeyler vardı.

-Bak Cas zaten altı gündür burada kaldığını söyledin çok uykum var tamam mı? Uyumaya gidiyorum ben uyanınca konuşuruz eğer hırsız falansan seni bulur öldürürüm.

+İlaçlarını içmiyorsun değil mi?

-İçmiyorum

Dememle ayağa kalkıp masadaki karışıklığın içinden ilaçlarımı çıkardı. Mutfağa gidip bir bardak suyla geri döndü.

+İç şunları

İlaç meselesini bilmesi beni ürkütmüştü. Hepsini içtim.

-Cass
+Bana güvenebilirsin

Ağır yorgunluğun getirdiği uyku vücudumu ele geçiriyor. Bedenimi saran görünmez kollar bana huzur veriyor. Sebepsiz yere daha on dakika önce tanıştığım bu adama güveniyorum ve kendimi teslim ediyorum..

Cas~
Dean Winchester, karşımda yarı çıplak uyuya kalmış şekilde.. Fesat düşüncelerimden kurtulmak için üzerine ince bir çarşaf örttüm.

Hâlâ nasıl buradayım bilmiyorum. Deanin nasıl bana güvenip uyuduğunu da bilmiyorum. Evine nasıl aldığını ve neden gözlerimden çok dudaklarıma baktığını da..

Çok korkuyorum; o çok güzel.

Kendini nasıl gördüğünü biliyorum; yıkıcı, sinirli, yıkılmış. "Babasının Küt Silahı". Nefret ve öfkenin ona güç verdiğini düşünüyor. Olduğu kişiyi bu sanıyor; değil.




oy ve yorumlarınız için teşekkürler 😌❤️

We'll Change the End 'destielOnde histórias criam vida. Descubra agora