Çatı

2.8K 291 94
                                    

Beğenin lütfen 😽

Hâlâ kafam dizlerime dayalıyken hızla kapı açılma ve kapanma sesi duydum. Suna gelmişti.

Evin içindeki koşarcasına gelen adımları hızla bana yaklaşıyordu. "Lora?!"

Odamın önüne geldiği an durdu, kafamı kaldırıp ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerimle ona baktım.

Suna önce Gece'ye, sonra bana baktı.

Hızlı adımlarla bana yaklaştı ve hemen eğilerek bana sarıldı. Bir eliyle kafamı tutmuş ve kafamı göğüsüne yaslamıştı.

Saçlarımı yavaş yavaş okşamaya başladı, arada bir de çok nahif bir şekilde saçlarımı öpüyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~

Saatler nasıl geçti anlamamıştım. Suna ile sarılmayı bıraktıktan sonra Gece'yi almış ve dışarda bir ağacın altına gömmüştük.

Kapının önünde, yerde içkimi içerken Suna üzgün gözlerle bana bakıyordu.

Derin bir nefes vererek ayağa kalktı ve odasına yöneldi. Nereye gitti, neden gitti bilmiyordum ama o an çok umrumda değildi. Geri gelecekti, biliyordum.

Daha birkaç dakika geçmeden gitarı ile yanıma yaklaştı. Bir elini bana uzattı, çok yorgun olmama rağmen elini tutarak ayağa kalktım.

Elimi bırakmadan, hatta daha sıkı tutarak evden çıktık. "Nereye gidiyoruz?"

Çatıya giden merdivenlere ilerledi, "Görürsün birazdan."

Birlikte merdivenlerden çıkarak çatıya çıktık. Hava karardığı için yıldızlar çok güzel gözüküyordu.

Gidip çatının bir köşesine oturdu ve ben de yanına oturdum.

"Bugün..." Dedi, gitar telleri ile oynarken.

"Acılarımızı şarkılarla çıkartacağız." Bana baktı, "Anladın mı güzelim?"

Anlarcasına başımı salladım, öyle bir durumdaydım ki, Suna; 'Gel Dünya'nın en yüksek binasından kendimizi atalım.' dese onu bile onaylardım.

"Hangi şarkıyı istersin?"

Titrek bir nefes aldım, "Rei - Bugün senden biraz daha uzaklaşmak istedim"

"İkimiz de Rei aşığıyız ya..."

Hiçbir şey demedim, o da çalmaya başladı.

"Git beni terk et, ikimiz de masum değiliz artık"

Şarkının en sevdiğim kısmıydı, sözlere devam ettim. "Ah bebeğim, bir zamanlar yalnız uyuyamazdık."

~~~~~~~~~~~~~~~

Saatlerce çatıda kalmış, şarkılar söylemiştik. 10 dakikadır ise şarkı söylemeyi bırakmış, çatıda yan yana uzanıyorduk.

"Lora."

"Hm?"

"Haftalar, hatta aylar önce. Bana söylediğin şeyi hatırlıyor musun?"

"Ben sana bir sürü şey söyledim Suna..."

"Gölgeler hakkında olan."

Gözlerimi ona çevirdim, "Hatırlıyorum."

"Ne demiştin, tekrar söylesene."

"Küçükken gölgeleri insan ruhları sandığımı söylemiştim."

"Salıncakta otururken, yerde bizim gölgemizi görmüştük. Benim gölgem ve senin gölgen hakkında ne konuşmuştuk?"

Derin bir nefes aldım, "Senin gölgenin büyük olduğundan, benimkinin ise seninki kadar büyük olmak için çok yorgun olduğundan."

Suna, kolunu çatıya yasladı ve eliyle kafasını tutarak vücudunu bana çevirdi. "Peki ya... Benim gölgem sana yardım ederse, büyümesi için?"

Birkaç saniye sessizce durdum, Suna benden cevap istiyor gibiydi. "Sanırım o zaman çok yorgun olmaz."

"Bundan bahsediyorum."

"Neyden?"

Bana yaklaştı, dudağı hafifçe yana kıvrıldı. "Bilerek anlamamış gibi yapıyorsun."

"Yo."

Biraz daha yaklaştı, artık dudaklarımız neredeyse birbirine değecekti. "İtiraz etme güzelim, bilerek yapıyorsun."

O an Gece öldüğü için ne kadar üzgün olsam bile, sanki tüm acım içimden çekilmiş gibiydi. Ben de hafifçe güldüm. "Kim bilir?"

Suna'nın gülüşü biraz daha büyüdü ve dudaklarını dudaklarıma değdirdi.

İkimiz de dudaklarımızı kıpırdatmadık, sanki bu şekilde dinleniyormuş gibiydik.

Dakikalarca öyle durduk ve daha sonra Suna biraz geri çekildi, artık alınlarımız birbirine değiyordu.

"Sanki..." Yutkundu, "İhtiyacım olan şey buymuş gibiydi..."

Suna x Reader (Haikyuu x Reader)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt