Aynı bar, eski anılar -Final-

3.4K 306 190
                                    

Beğenin lütfen 😽

Hızlı bir şekilde eve gidiyordum, Suna'nın benden gizli yaptırdığı dövmeye bakmak istiyordum.

Bina önüne geldiğimde önce elimi duvara yaslayarak birkaç saniye soluklandım ve hızla binaya girdim.

Asansöre binip direkt kata çıktım ve hızla dairenin kilidini açarak içeri girdim.

Suna salondaki koltuklardan ayağa kalkmış bana yaklaşıyordu. "Lora, okula almaya gittiğin eşyaların nere-"

Direkt ona ilerledim ve tek harekette tişörtünü çıkarttım.

"Güzelim ne yapıyorsun?"

Elimle, Suna'nın kalbindeki dövmeye dokundum. Düşündüğüm gibi, aynı şarkının sıralı sözlerini yazdırmıştık.

Suna'nın da gözleri dövmesine kaydı, dövmeyi o an hatırlar gibi gözleri büyüdü. Açıklamak ister gibi ağzını araladığında üstümdeki tişörtü çıkardım ve Suna'nın dövmeye bakmasını sağladım.

Şok içinde dövmeye bakıyordu. "Bu..."

İstemsizce güldüm, "Tamamen şans eseri..."

Gece öldüğü gün, Suna ile çatıda söylediğimiz ilk şarkı olan "Rei - Bugün senden biraz daha uzaklaşmak istedim" şarkısının sözleriydi.

Suna'nın göğüsünde, "Git beni terk et, ikimiz de masum değiliz artık" yazıyordu.

Ben de ise, "Ah bebeğim, bir zamanlar yalnız uyuyamazdık" yazıyordu.

Suna daha da gülmeye başladı, "Şaka yapıyorsun..."

Koluyla belimi tuttu ve beni kendisine çekerek sıkıca sarıldı.

O an, kaderimizi yazan varlığa teşekkür etmek istedim. Suna ile tanışmamı sağladığı için, çok teşekkür etmek istedim.

1 yıl sonra:

"Kageyama! Sence ne içelim?!"

"Aptal Hinata! Yerinde dur, daha bara bile girmedik!"

Hinata gülerek bir anda Kageyama'nın sırtına zıpladı. "KAGEYAMAAA!!"

Teru ve Lara yanımızda el ele tutuşmuş yürüyorlardı. Gerçekten hayatımda gördüğüm en yakışan çift olabilirlerdi.

Kuroo ise hemen arkamızda Kenma ile geliyordu. Kenma her zamanki gibi oyun oynuyordu tabii...

Gözüm, hemen yanımda belimi tutarak yürüyen Suna'ya kaydı. Ona baktığımı anlamış gibi bana döndü.

"Bir şey mi oldu güzelim?"

"Baya yakışıklı çocuksun."

Kahkaha attı, "Ne alaka şimdi bu?"

"Yüzünü falan mı saklasak? Tüm liseli ergenler dibi düşmüş gibi sana bakıyor."

Suna gülmeye devam ederken belimi tuttuğu eli ile beni kendisine çekti ve dudağıma minik bir öpücük kondurdu.

"Kim bakarsa baksın, benim gözüm sende."

Gülümsedim ve hep beraber bara girdik.

İçkilerimizi söylemiş, eğlenirken bir anda biri bize seslenmeye başladı. "SUNAAA! TERU!! PORTAKAL KAFA!"

Hepimiz arkamızı dönüp bize bağıran kişiye baktık. Ben ve Kenma hariç herkes, ayağa kalkıp karşımızdaki kırmızı saçlı adama sarılmış, konuşuyorlardı.

Kenma ise sadece oturduğu yerden ona el sallamış ve oyuna geri dönmüştü.

Bu kırmızı saçlı adam sanki bana bir yerden tanıdık geliyordu.

Gülerek bana yaklaştı, "Yine karşılaştık!"

"Aa... Kimsiniz acaba?"

Kahkaha attı, "Unuturum diyordun, cidden unutuyormuşsun."

O an aklıma geldi, geçen sene bu barda olan bateristti. Adı neydi... Tendou!

"Baterist!"

Güldü, "Evet!"

Kaşlarımı çatarak Suna ve diğerlerine baktım. "Sen onları nereden tanıyorsun?"

Saçlarını karıştırdı, "Lisede ben de voleybolcuydum."

Kaşlarımı daha da çatarak Suna'ya baktım. "Ama... O gün Suna seninle yeni tanışmıştı."

Tendou büyük bir kahkaha patlattı ve Suna'ya baktı. "Ona gerçeği söylemedin mi?"

Suna biraz utanır gibi oldu, "Hayır..."

"Ne gerçeği?"

Meraklı bir ifade ile Suna'ya bakıyordum.

Suna bana yaklaştı ve ellerini belime sardı. "Aslında o gün Tendou'yu tanıyordum... Sen ona gitar çalacağını söyleyince ben de senden etkilendiğim için seninle çakmak istedim."

Tendou lafa devam etti, "Sen bizden uzaklaştığın sırada bana, kendisini tanımıyormuş gibi davranmamı istemişti. Ben de o yüzden sanki Suna'yı da orada tanımış gibi davrandım."

Şaşkın gözlerle Suna'ya döndüm. "Yok artık!"

Kitap bitti, şu ana kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Başka bir kitapta görüşmek üzere.

Suna x Reader (Haikyuu x Reader)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें