2.3

475 26 14
                                    

Merhabalar uzun aradan sonra tekrar buradayım neyse hadi bölüme geçelim :)

Belli etmemeye çalıştım ona baktığımda endişeli görünüyordu. Benim için endişelenmiş miydi ? Birinin benim için endişelenmesine çok nadir olmuştur hep o yüzden beni önemsemiş olması beni mutlu etti.

Madam gerekenleri yaptıktan sonra hemen kazağımı giydim. Çünkü belli etmesem de üşümüştüm. Yarın sanırım son görev olacaktı başarılı olduğumu düşünüyordum, Beth de öyle söylüyordu. Umarım turnuvayı kazanırdım ve okulumu güzel bir şekilde temsil ederdim.

Revirden çıktık ve büyük salonda oturuyorduk ve dinlenip sohbet ediyorduk. Beth'in sohbeti gerçekten iyiydi. Biraz sonra yanımıza Regulus da katıldı. Abisi Sirius'a hiç benzemiyordu ve bence bu daha iyiydi. 

Her neyse şuan bunu anlatmayacağım. İçim içimi yiyordu ya turnuvayı kazanamazsam, ya çok ağır yaralar alırsam ya da en kötüsü ölürsem. Acaba ölürsem kimler üzülür sanırım sadece iki kişi onlar da Beth ve Regulus, Regulus da belki.

Kimsenin sizi sevmiyor olması bazen çok üzüyor ama bir süre sonra alışmak zorunda kalıyorsunuz. Bende alışıyordum, yani zorundaydım. Ben bunları aklımdan geçirirken aynı zamanda onlarla konuşuyordum ama Beth'in "Kimi seçeceğimi bilmiyorum" demesi dikkatimi çekti.

Bende ona "Kimi seçeceğimi bilmiyorum derken neyi kastettin ?" dediğimde aslında bu konuyu çok konuşmak istemediğini fark ettim. O yüzden cevap vermesi için üstelemedim ama o bana cevap verdi "James beni seviyor ama aynı zamanda Sirius da seviyor. Kimi seviyorum bilmiyorum, aslında birini seviyorum ama diğerinin de üzülmesini istemiyorum" dedi

Gerçekten zor bir durumda herkesin mutlu olmasını sağlamaya çalışırken kendi üzülüyordu. Onun için üzülüyordum elimden bir şey de gelmiyordu. Hatta bence kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Saat 6 ya yaklaşırken herkes büyük salona gelmeye başlamıştı.

Bu yüzden Regulus ile kendi masamıza gidip Beth'i yalnız bırakmak zorunda kaldık ama ikimizin gözü onun üstündeydi. Çünkü onu seviyor ve değer veriyorduk. Ancak yanına Remus geldiğinde rahatlayacaktım ve bir süre sonra o da geldi.

Sonunda dedim içimden çünkü gelmesi biraz uzun sürmüştü. Saat tam 6 olduğunda Dumbledore konuşmasını yaptı ve yemeklerimizi yemeye başladık. Yasak başlamasına 1 saat varken biraz etrafta gezindim ondan sonra da odama gittim.

Beth'in ağzından..

Yasak başlamasına 15 dakika kala Regulus ile buluştuk ve yürüyüş yapmak için gizlice dışarı çıktık. Zaten akşam yemeğinden önce konuşurken anlaşmıştık yani kolay oldu. Yürüyüş yapmak bana iyi geliyordu, rahatlatıyordu. Hem Regulus da iyi biriydi. Gayet iyi anlaşıyorduk ki bu da iyi bir şeydi.

"Regulus" "Efendim Beth" "Şu akşam yemeğinden önce konuştuğumuz konu bunun için bir tavsiyen falan var mı ?" dedim ve biraz düşünüp "Bak Beth ben olaya objektif bakmaya çalışarak söylüyorum bence kimi sevdiğinden eminsen onu seç çünkü diğeri ne kadar üzülse de buna alışmak zorunda kalacaktır" dedi.

Gayet de mantıklıydı sanırım kararımı vermiştim ama bunu onlara ne zaman söylerim bilmiyordum. Birde zaten zamanı gelince herkes öğreneceğinden ve Regulus'a olan güvenimden kimi seçeceğimi söyleyebilirim diye düşündüm.

Ona dönüp "Teşekkür ederim Reg. Bu arada sanırım kararımı verdim" dediğimde "Kim bu şanslı kişi ?" dedi. Kim olduğunu söylemem için biraz daha cesaretlenmeyi bekledim yani bir süre söylemeye çalıştım ama en sonunda ağzımdan o isim çıktı.

Aslında o çıkmaması gerekiyordu çünkü o an Sirius'u düşündüğüm için "Sirius" diyiverdim birkaç saniye sonra ne olduğunu fark edip "Şey pardon sadece Sirius'un ne kadar üzüleceğini düşündüğümden ağzımdan Sirius çıktı aslında James" dedim ve toparladım.

Regulus da bana "Sorun değil Beth eğer onu gerçekten seviyorsan bunun sorun olacağını sanmam" dedi ve gülümsedi bende gülümsedim ve biraz daha yürüdükten sonra odalarımıza gittik. Odanın kapısına geldiğimde saat 10'a geliyordu ses çıkarmadan girmeye çalıştım ama buna gerek yokmuş.

Çünkü odadaki herkes uyanıktı ve anladığım kadarıyla beni bekliyorlardı. Odaya girip ışığı açtığımda herkes başıma toplandı tam James bana sarılacakken abim James'i ittirip bana sarıldı. Sonra soru yağmuruna tuttular.

En son dayanamayıp yeter diye kızdım bağıramazdım çünkü gece olmuştu ve kesin herkes uyuyordu. Tabi ben öyle deyince bana daha çok kızdılar ve nerelerdeydin, yemekten sonra niye ortadan kayboldun, ya başına bir şey gelseydi, kimleydin, neden bize haber vermedin falan filan.

Tabi bendeki de kafa olduğu için daha çok sinirim bozuldu ve hepsini ittirip pijamalarımı aldım ve banyoya girdim. En azından daha rahattım, yani öyle düşünüyordum. Geri çıktığımda abim bana "Bunu sabah konuşacağız Beth kaçabildiğini düşünme" dedi ve yattı sonra diğerleri de bana bakış atıp yattılar.

Tamam beni merak etmiş olabilirler ama kafamı da şişirmesinler yani. Saçlarımı örerken Sirius'un beni izlediğini fark ettim gerçekten çok üzülecekti. Onu üzmek istemiyordum ama onu acaba beni seçmezse kararsızlığından da kurtarmak istiyordum.

Umarım yakında benim dışımda mutlu olabileceği birini bulurdu. Bunları düşünürken tekrar ona baktığımda uyuduğunu fark ettim. Bir şey yapma konusunda kararsız kalmıştım ama en sonunda karar verip bir parşömen parçasına Cumartesi günü Hogsmade de buluşalım sizinle konuşmam gereken bir şey var yazdım. Sabahları hep ben ilk kalktığım için sabah hepsinin görebileceği bir yere asıp gidecektim.

Planım buydu, hem cumartesi hepimiz müsait olurdu hem de turnuva da biteceği için rahatlardık diye düşündüm.

Eveet sonunda fikir geldi de yazdım. Aslında ikiye ayıracaktım ama dün bölüm atamadım diye uzun bir bölüm hak ettiğinizi düşündüm o yüzden size uzun bir bölüm. Bugün fikir gelmeye devam ederse yarın da bölüm gelir tabi daha erken olur o neyse sizi seviyorum <3

𝑴𝒂𝒏𝒊𝒂𝒄'𝑱𝒂𝒎𝒆𝒔 𝑷𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓Where stories live. Discover now