{24}

617 69 45
                                    

Bölümde hem feels geçirip hem küfür edeceksiniz hazırlıklı olun, silahları kuşanın

Ve oyla yorumları unutmayın 🌸

Keyifli okumalar~

----

Fotoğraf makinemle şimdilik benim için ayrılmış olan masama oturmuş ayarlamaları yapıyor ve modeller tarafından seçilen fotoğrafları bilgisayara atıyordum. Tabi bilgisayarlarla aram fotoğraf makinesiyle olduğu kadar iyi değildi haliyle işim uzun sürüyordu. Böyle bir yerde işe girebilmişken diğer çalışanlara çaktırmamaya çalışıyor, bilgili gözükmek için çaba harcıyordum. Rezil olmak istemezdim. Bir gözüm gelen geçenlere bakmak için etrafta dört dönüyordu. Tanıdık simayı görünce heyecanlanarak yerimde doğruldum.

"Beomgyu!" diye seslendim benden küçük olan iş arkadaşıma. Sonuçta benden daha uzun süredir burda çalışıyordu ve bildiğini düşünüyordum. Sesimi duymasıyla adımlarının yönünü çevirip bana doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Merhaba, hyung." dedi ve gülümsedi. "Bir sorun mu var?" diye sordu sonra. 

"Sorun sayılmaz ama yardımına ihtiyacım var." dedim bilgisayarı işaret ederek. Ardından nerede zorlandığımı anlattım ve yardımcı olup olamayacağını sordum. Şimdilik işi olmadığı için kabul etti. Tek başıma öğle molasına kadar bitiremeyeceğim ve akşama kadar uğraşacak olduğum editleri beraber bir buçuk saat gibi bir sürede halletmiştik. 

"Ne kadar teşekkür etsem az. Sen olmasaydın bugün sadece onlarla uğraşırdım." dedim tebessüm ederek. Sağ elimle omzunu hafifçe patpatladım. 

"Teşekküre gerek yok, ufak bir yardımdı zaten." diye yanıtladı beni. Kolunu kaldırıp saatine baktıktan sonra, "Acıkmışsındır sen de. Bizimle yemeğe gelmek ister misin?" diye sordu.

O an saksıyı çalıştırmamış ve teklifini kabul etmiş olsaydım patronumu ekmiş olacaktım ama neyse ki hatırladım. Şükürler olsun, Tanrım.

Patronumla yemek çıkacağımı söylemek istemediğim için, "Başka zaman beraber yeriz. Şimdilik planım var." diye kibarca reddettim onu. 

"Pekala. O halde sonra görüşürüz, hyung." dediğinde görüşür dedim ve o yanımdan ayrılarak iş arkadaşlarının yanına gitti. 

Ben de Beomgyu'nun arkasından lavaboya gittim saçımı başımı düzeltmek için. Kalabalık olmayan bir yere gideriz diye tahmin ediyordum ancak yine de yanımdaki adam Kim Taehyung. Paspal görünmek istemem. Öğle arasına gireli on dakikaya yakın zaman geçmişti ve şirkette kimse kalmamış gibiydi ki lavabo boştu bu yüzden. Aynadan bakarak dağılmış saçlarımı elimle düzeltmeye çalıştım yanımda tarak olmadığından dolayı. Tazeleyecek herhangi bir makyajım da yoktu. Serinlemek adına yüzümü yıkadım sadece. Son kez saçlarımı düzeltip oradan çıktım. Eski yerime geri dönerken Kim Taehyung'la tam ortada karşılaştık, sanırım o da çalıştığım yerden geliyordu. Beni gördüğünde rahatlamış gibiydi.

"Yemekten vazgeçtiğini sandım." dedi nefesini verdikten sonra. 

"Niye öyle düşündünüz ki?" diye merakla sordum. Resmi konuşmuştum çünkü burada hâlâ patronumdu. Omuz silkti sadece, ben de üstelemedim pek. 

Konuyu değiştirerek  "Gidelim mi?" diye sordu. 

"Telefonum ve cüzdanımı alıp geliyorum." dediğimde beni onaylayarak asansörün önünde bekleyeceğini söyledi. Hızlı adımlarla masama ilerledim ve eşyalarımı kabanımın ceketine koyduktan sonra kabanımı giyerek asansörlerin bulunduğu yere, patronumun yanına gittim. Binerken ve yemek yiyeceğimiz restorana yürürken genel olarak sessizdik. O daha çok gergin gibiydi? Ama nedenini çözememiştim. 

model of gucci | vminWhere stories live. Discover now