{33}

436 51 14
                                    

Merhabaaa!! Nasılsınız? Üniversite tercihleri nasıl geldi? Aynı okulda olduğum biri çıksa mutlu olurum

Biraz geç geldi kusura bakmayın, annesi iyi mi kötü mü davransa diye karar verme aşamasında takıldım ve biraz da yazma hevesimi kaybettim diyebilirim. Bu bölümü daha fazla bekletmemek için atıyorum, beklentilerini karşılamıyorsa üzgünüm

Bir de derslerim başladı bugün ve herkes gibi ben de yüz yüze gideceğim haftanın üç günü ve bayağı yoğunum hafta sonu da dahil o yüzden bölümler daha seyrek gelebilir bu da bilgilendirme notu olsun

Keyifli okumalar

----

Hayatımda en gergin olduğum gün olarak tarihe geçmeliydi. 

Avuç içlerim terliyor, silmem de fayda etmiyordu. Elimi tutan sevgilimin bundan iğrendiğini düşündüm ama hayır, yüz ifadesi hiç de öyle değildi. Benim aksime gayet sakin görünüyordu. Gerginliğimin diğer bir belirtisi de nefeslerimin sıklığıydı. İstemsiz oluyordu.

Zili çaldığım anla kapının açılmasının arasında yarım dakika ya var ya yoktu ama o otuz saniye bana yıl gibi gelmişti. İş işten geçmiş olmasına rağmen içimden "Acaba geri dönsem sorun olur mu?" diye geçirmediğimi söylesem yalan söylemiş olurdum. Karar verme aşamasına geçemeden hemen önce kapı zarif ve bakımlı olduğu her halinden belli olan ayrıca Taehyung'u andıran kadın açmıştı. Annesi olduğunu tahmin ediyordum ki büyük ihtimalle doğruydu. Evlerinde çalışan buldurmayı sevmemeleri, bugüne izin vermiş olmaları ve evde çalışan varken kapıyı annesinin açması gibi üç farklı seçeneğimiz vardı. Hangisi olursa olsun bu ince davranışı hoşuma gitmişti, çok tatlı bir hareketti. Oğlunu da kendisi gibi yetiştirmişti, belliydi. Sevgilim olmadan olmadan evvel daha patronumken bile çalışanlarına daima saygılıydı. Bağırıp çağıran sinirli patronlardan olmamıştı hiçbir zaman. 

Yüzüne kendisi gibi tatlı bir gülümsemeyle "Hoş geldiniz çocuklar, biz de sizi bekliyorduk." diyerek içeri davet etti. Bir şey diyemedim sadece gülümseyebilmiştim ki bunun için bile şükredecek durumdaydım. Put kesilmemiştim en azından, değil mi?

"Hoş bulduk, anne." dedi Taehyung ve annesine sarılmak üzere elimi birkaç saniyeliğine bıraktı. Onun aksine ben eğilerek "Hoş bulduk, efendim." demiştim.

"Hadi içeri geçin. Babanız salonda dört gözle sizi bekliyordu." dedi. Babanız. Bizi hemen benimsemiş, beni de sahiplenmiş gibiydi. Tuhaf geldiğini inkar edemezdim. Yine de çaktırmayarak, öyle olduğunu düşünmek istiyorum, sevgilime ayak uydurarak peşinden annesinin bahsettiği yere, salona adımladım. Cam kenarında kalan tekli koltukta orta yaşlarını geçirmiş görünen ak saçlı bir adam oturuyordu. Onun dışında kimse yoktu. Kardeşleri ile tanışmamış olsam da laf arasında yurt dışına okumaya gittiklerini söylediğini anımsıyordum. Bugünlük tanıyacağım insan sayısı yalnızca ikiydi. Babası bizi fark eder fark etmez samimi şekilde gülümsemişti.

"Merhaba, efendim." dedim ve az önceki gibi eğilerek selam verdim. Taehyung annesinde olduğu gibi babasına da sarıldı. 

Oğluna karşılık verirken bana "Hoş geldin, Jimin." demişti. "Adını bayağı duyduk. Sonunda tanışıyor olmamıza seviniyorum." Gülümsedim.

"Ben de öyle, efendim."

Bu, yemeğe oturmadan önceki son konuşmamızdı. Sofraya çabucak oturmamıza sevinmiştim çünkü gelmeden önce hiçbir şey yememiştim neredeyse. Gerginlikten midemde düğümler olmuştu onlar da birkaç lokmadan fazlasını kabul etmemişlerdi içeriye. Karnım guruldayıp rezil olmadığım için kendimi şanslı saymalıydım. 

model of gucci | vminWhere stories live. Discover now