9. Bölüm

15.4K 1K 345
                                    

Hikayeme oy vererek destek olmayı unutmayın 🖤 Keyifli okumalar 🤍

Ben silah sesiyle korkudan gözlerimi yummuş, bedenimde bir acı beklerken bir kaç takırtı sesinden başka bir şey olmamıştı. Yumduğum gözlerimi korkuyla geri açtım. Az önce sandalyede bağlı olan Edremit çoktan gitmiş, Bora elini karnına bastırmış öylece duruyordu. Onu biraz daha incelerken bastırdığı elindeki kırmızılıkları gördüm. O-o yaranlanmıştı!

"Bora ?" Sesimle birlikte gözlerini bana çevirmişti.

"Sen iyi misin?" Yaralamıştı ve bana iyi olup olmadığımı mı soruyordu şu an? Girdiğim şoku atlatır atlatmaz yanına koşturdum. Ben geldiğim an Bora sanki gücü kalmamış gibi yere çöktü. Onunla birlikte bende yere oturmuş yarasına bakıyordum.

"B-bora, çok kan var, çok..."

"İyiyim, sorun yok." Onu duymazdan gelerek hemen cebimdeki telefonu çıkartıp olduğumuz yere ambulans çağırdım. Ben telefonda konuşurken Bora dizlerimin üzerine başını koyup gözlerini yummuştu.

"Ambulans yolda, dayan tamam mı?" Onunla konuşurken bir yandanda üzerimdeki hırkayı çıkartmaya çalışıyordum. Çıkarır çıkarmaz onun elini çekerek yarasına baskı yapmaya başladım. Bora yumduğu gözlerini açmış bana bakıyordu ama gözleri doğru düzgün açık kalamıyordu bile.

"Bora, bak bana. Kapatma sakın gözlerini tamam mı?" Dizimin üzerinde yatan adam o kadar çaresiz görünüyordu ki ne yapacağımı bilmiyordum, iyi olsun istiyordum, sadece iyi olsun! "B-bade." Zorlukla çıkan sesine karşılık hemen yanıt verdim ona.

"Burdayım, iyileşeceksin ambulans geliyor."

"D-dinle beni." Doğru düzgün konuşamıyordu bile ama hala inatla konuşmaya çalışıyordu. "Eğer öl-lürsem...." hemen araya girip onu susturdum. Ölmek yoktu, ölemezdi. "Hayır, hayır söyleme öyle. Bir şey olmayacak sana, duydun mu beni Bora? İyileşeceksin." Ölmezdi değil mi? Ölemezdi. Yarasına bastırdığım elimin üzerine kendi ellini koyduğunda bu kez ben yumdum gözlerimi derin nefes alırken.

"Ö-ölürsem eğer evime git Bade, Melihten anahtarı al, odamda, dolabın arkasında gizli bir kasa var." Dedikten sonra duraksayıp derin nefesler almaya başladı. Yumduğum gözlerimi geri açıp ona baktım. Canı acıyordu, neden hala bile bile konuşmaya çalışıyordu ki? "Bora, yorma kendini. İyileştiğinde istediğin kadar konuşursun, hem...." Derken Bora avucumda ki elini sıkarak beni susturmuştu.

"S-susta dinle, o kasada ki her şeyi yok et. Şifresi ilk dava dosyamın numarası, odam da dosyalarda var. T-tamam mı?"

"Hayır, iyileşip kendin yapacaksın. Ölemezsin, şimdi değil Devrim Bora, şimdi değil !" Duyduğum siren sesleriyle gülümseyerek yeniden söze girdim. "Bak geliyorlar yardıma işte, iyi olacaksın."

"S-söz ver bana sarışın, bana bir şey olursa dediğimi yapacaksın. Tamam mı?"

Artık susması için başımı sallayarak konuşmaya başladım. "Tamam, söz veriyorum ama söz verdiğim için pes edemezsin. İyileşeceksin." Elimin tersiyle gözümden akan yaşları silerken Bora'nın gözlerinin kapandığını gördüm. Panikle ona seslensemde bana yanıt vermiyordu artık. Korkumu hafifleten tek şey hala nefes alıyor olmasıydı ki o anda depodan içeriye polisler ve sağlıkçılar girmişti koşarak. En önlerinde Bora'nın arkadaşı olan Melih başkomiser vardı.

Sağlık görevlileri yanımıza ulaşır ulaşmaz Bora'yı sedyeye alıp ambulansa doğru götürmeye başlamıştı. Ben peşlerinden ilerlerken Melih başkomiser yanıma gelerek beni durdurdu.

ALABORAWhere stories live. Discover now