Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Heesun'un gözlerinde öfke olduğunu hissetmiştim. Heesun'la göz göze geldiğimiz an bileğimden tutan Sunwoo'nun elini ittirdim ve çantamı alıp dışarı çıktım.
Arkamdan Sunwoo'nun geldiğinden emindim ama bakmadım. Yolda sadece yürümeye devam ediyordum. Arkadaşlığımız bitmişti, belki de artık düşmandık.
Bileğimden hızlıca döndürülmem ile Sunwoo ile karşılaştım. Yüzümü inceledi, "Ağlıyor musun?" dediğinde elimle gözümün altını sildim. "Saçmalama."
Arkamdan hâlâ geliyordu, suçlu hissediyordum, yalnız bırakmalıydı işte. Derin bir nefes aldım ve tekrar ona döndüm. "Bilerek mi yapıyorsun beni sinir etmek için?" diye sordum çantamı sıkıca tutarken, "O soruyu illa orada sormak zorunda mıydın, Heesun'un karşısında olmak zorunda mıydı?"
"Hayır, ben-" dediğinde lafını kestim, "Biliyorum. Heesun'un iyi biri olmadığını, seninle okulda sigara hakkında konuştuğumuzda bizi arkadan dinleyip beni sinir etmek için bilerek bana seni sevdiğini söylediğini de." dediğimde anlamaz ifadelerle bana baktı.
"Kaybetmek istemedim işte, senin gibi arkadaşı fazla olan biri değilim," Yutkundum ve devam ettim. "Ayrıca, beni iyi tanıyor. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Düşman olursak," Sinirlenmiştim ve sesim giderek artıyordu. "Düşman olursak kaybeden ben olacağım."
Göz yaşlarımı tutamazken tekrar ona baktım, "Benim-" dedim sesim gittikçe alçalırken, "Benim onunki gibi arkamda duracak ebeveynlerim yok, zengin değilim, sıradan sessiz bir hayat sürüyorum."
"O yüzden onunla düşman olmamalıyım."
Elimden tuttu ve beni ters tarafa doğru sürüklemeye başladı, "Gelmiyorum. Kendim gidebilirim." dediğimde bana baktı. "Otobüs kartın yok, cüzdanını almadan çıktın, ayrıca buraya ilk defa geliyorsun," dediğinde gerçekleri yüzüme çarpmıştı. "Bin, bırakırım."
Yolculuk boyunca yüzüne bakmamayı tercih ettim ve dışarıyı izledim. "Sinirin geçti mi?" dedi nefesini vererek. "Biraz."
Arkama yaslandım ve telefonumu açtım, Jaerin'den 12 cevapsız çağrı vardı. Muhtemelen endişelenmişti.
