† Likör † Kenji †

169 17 33
                                    


30 Aralık 2015

Gökyüzü öylesine mavi, öylesine durgundu ki o gece. Alaca karanlıkta sadece dalgaların sesi, dostlarım ve mehtabın görkemli ışığı vardı.

Gençtik hepimiz daha, dağalacak tık bir gün sonra. sene henüz 2009'un temmuz ayı tabi.

1 temmuza yeni girmişiz.
Doyasıya eğleneceğimiz son gece, Çoktan mezun olmuştuk o gecenin sabahı. Bu geceden sonra, eskisi gibi olamayacaktık. Kimi farklı şehirlere, kimi farklı illere, kimide farklı ülkelere gidecekti.

Geçirdiğimiz onca maceralı yıl, hepsi okulumuzda bir anı olarak. Zihinlerimizde bir hâtıra olarak; kalacaktı.  belki yıllar sonra hatırlayacağımız o güzel anıların hepsine elveda ettik biz o gece!

Ama bildiğim tek bir şey var dostlarım. Oda o gece; bu zamana kadar ki geçirdiğim en güzel geceydi.
Ben tüm lise yılım boyunca ebedi dostluklar edindim.

Lise günlerimizde derslerden boğulmuş bir haldeyken; tek dileğimiz
"keşke büyüsek!" Ti.

Ama şuan anlıyorum ki; her anın tadını çıkartmak gerek. çünkü sıkıldığımız anlarımız en güzel anlarımızmış.

Ben onların yardımları sayesinde, en büyük hayalime kavuştum ve bir roman yazarı oldum!

Bu romanımda ise, size hikayemi anlatacağım. O dostlarımla geçirdiğim muhteşem geceyi.

1 Temmuz 2009

"Tanrım, koca bir gün nasılda sona erdi! Ne ara akşam olduğunu anlamadım bile!"

Bakışlarımı tembelce gerinen Dazai'ye çevirdim ve kıkırdadım.

"Dazai-San! Gün bitmiş olabilir, ama gece yeni başlıyor!"

Herkes buradaydı, fakat gözlerim bir şapkayı aradı. Yoktu.
Biraz sessizce bekledim ve en sonunda, kumlardaki yürüme seslerine doğru yönelttim bakışlarımı.

Saat sekize doğru gelmişti sonunda; hayran olduğum o adam! İlk kez karşılaştığımız gün gibi ağzında sigarası ve, kafasındaki fötr şapka ile ağır adımlarla yürüyordu.

"Chuuya-San!" Diye seslendim.

Sesimi duymuş olacak ki sigarasını kuma fırlattı ve bize doğru yaklaştı. Sigaranın dumanından nefret ettiğim için sigarayı kuma fırlatmıştı.
Yoksa o bitmemiş bir dal sigarayı hayatta bırakmazdı o.

Yanımıza geldi, elleri ile saçlarımı kırıştırdı ve kurduğumuz çembere katıldı.

Yosano kolunu Chuuya'nın omuzuna attı ve kendine çekti onu.
Kıkırdayarak saçlarını karıştırırken konuştu.

"Nerelerdeydin yakışıklı!"

Bu sözün üzerine; hemen Dazai'den beklenen bir söz gelmişti. ortalığı germese herkes kalpten giderdi zaten.

"Yosano'da az değilmiş be" arsız bir ıslık döküldü ağzından.
O sırada Chuuya sertçe bakışlarını Dazai'ye çevirdi ve beklenen hareketi yaptı.

Eline bir kadeh aldı ve kadehi sertçe kafasına fırlattı.

Ardından, çokta şaşırlmayacak bir şekilde hızla yardımına Akutagawa koştu.

Kalopisa  不 BSD One-ShotWhere stories live. Discover now