11. Bölüm: Askerler

2.2K 333 198
                                    

Güneş ışığı elimdeki silaha yansıdı.

Gözlerimi gökyüzüne çevirirken sessizdim. Dudaklarım kurumuştu. Boğazımda tanımlayamadığım bir yumru varken yanımda sıcak bedene baktım.

Bana bakıyordu.

Anında bakışlarımı kaçırdım. Onunla konuşamıyordum. Araba hemen ilerimizdeydi. Yavaş adımlarla oraya yönelirken arkamdaki adamın duraksadığını hissettim. Yine de arkamı dönüp ona bakamadım.

Arabanın kapısını açıp içene binerken onun olduğu tarafa bakmayı reddediyordum. Elimdeki gül desenli silah ağırlık yaparken başıma ağrı girdiğini hissettim. Hayatım boyunca aklıma bile gelmeyecek durumun içine giriyordum. Hafif titrer bir şekilde tuttuğum silah bundan sonra hayatımı koruyacaktı.

Kendimi durduramadım. Gözüm onun olduğu yere kaydı. Benim bıraktığım yerde durmuştu. Kendimi kötü hissederken hafif rüzgarın Feda'nın saçlarını dalgalandırmasını izledim.

Feda. Benim verdiğim isimle seslenmek çok garipti.

Sonunda durduğu yerden hareket edip arabaya gelirken anında bakışlarımı kaçırmıştım. Dakikalar önce yaşadığımız an o kadar garipti ki bir daha ona nasıl aynı davranacağımı bilmiyordum.

"Sen beni seçtin."

Zihnimde sesi yankılandı.

Arabanın kapısı açıldı. Güçlü eller kapıyı tutarken sesli bir şekilde şoför koltuğuna oturmuştu. Düz bir şekilde karşıyı izlerken elimdeki silahı bırakmadım.

Bana verdiği silahı.

Kapıyı hızlı bir şekilde kapattı. Araba hafifçe sarsılırken tepki vermedim. Acaba tavrıma sinirlenmiş miydi?

Kısa süre içinde bana bakmadan arabayı çalıştırırken gözlerim ardımızda bırakacağımız binaya kaydı. Kalbim korkuyla sıkışırken orada yaşadığım travmayı asla unutamayacağımı biliyordum.

Ölmeye hazırlamıştım kendimi. Orada, cesedimden başka bir şeyin çıkmayacağını kabullenmiştim. Hatta kız kardeşimin ölmüş olduğunu düşünmüş, daha fazla yaşamayı reddetmiştim.

Hayatım boyunca yaşadığım en büyük krizlerden biriydi.

Kurtaran kişi ise Feda'ydı.

Bir kez daha dengesiz hallerime kızarken elimde olmadan kafamı cama yasladım. Araba hızla park edildiği yerden çıkarken ses çıkarmadım.

O krizden sonra birkaç dakika nefes nefese kalmıştık. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. İçinde olduğumuz durumun garip olduğu yetmezmiş gibi bir de ona isim verme cüretinde bulunmuştum.

Kafam yerine geldiği an bana kızacağını sanmıştım ama o sadece anlaşılmaz gözlerle beni izlemiş, sessizce kabullenmişti. Bu hareketleri beni paniğe sürüklüyordu. Bazen bana karşı fazla toleranslı olduğunu düşünüyordum. Bir gün sınırını aşarsam bana yapabilecekleri korkuyla sinmeme neden olurken bir tarafım bana bunu asla yapmayacağını fısıldıyordu. O tarafın neye güvenerek böyle dediğini bilmiyordum.

Ona bakmadan olduğum yerden ayaklanmıştım ama pek de iyi durumda olmadığım için yalpalayarak yeniden düşecekken beni yine o kurtarmıştı. O an kolumu tuttuğu yerden bedenime bir elektrik yayıldığını hissetmiştim sanki. Kalbim garip bir şekilde hızlanmış ve bir de o his yüzünden agresif bir şekilde kolumu ondan kurtarmıştım. Kısa bir an önce yaşadığımız o yakın andan sonra ona böyle davranmam karşısında kaşları çatık bir şekilde beni izlemişti. Ona yine bakmamıştım.

BİLİNCİN ÖTESİNDEKİ | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin