19. Bölüm: Bağ

3.3K 316 358
                                    

Gecikme için özür dilerim :(

Biraz uzun bir bölüm oldu baştan uyarayım.

"Yine mi?" diye mırıldandı Devrim bıkkın bir sesle. Kulağında telefonla mutfak masasının sandalyelerinden birine oturmuş yüzünde karamsar bir ifade ile konuşuyordu. Koyu kahverengi masanın üzerinde duran eli hareketliydi. Değişik bir ritim tutmuştu. Ela gözlerinde yorgun bir ifade gizliydi. O an mutfakta yalnızdı.

"Özür dilerim." diye mırıldandı telefonun diğer tarafındaki kişi. Bu Kardelen'di. Devrim dudağını dişledi ve kanatmayı bile umursamadı. Karısını çok seviyordu. Deli gibi aşıktı ve her işinde en büyük destekçisiydi. Ama onu en son dört ay önce görmüştü. Koskoca dört ay. Kışa girmişlerdi bile. Yılbaşını bile birlikte geçirememişlerdi. Çocuklar onu unutacak diye ödü patlıyordu. Her gün annesinin fotoğraflarını gösteriyordu. Küçük çocukların unutma gibi bir olayı vardı o yüzden biraz fazla endişeliydi.

Ayrıca deli gibi özlemişti.

"Dileme." diye mırıldandı boğazını temizlerken. Yine içine atacaktı. "İşleriniz istediğiniz gibi gitmiyor galiba?" derken artık pek merak etmese de sormak istemişti. Kardelen yabancılara karşı soğuk bir insandı. İçini dökebileceği bir arkadaşı var mıydı orada acaba?

"Sizi özledim." dedi Kardelen soruyu görmezden gelirken. Devrim endişeli gözlerle duvarı izledi. Elinin altına not defterini alırken kenarıyla oynamaya başlamıştı. Sesini özellikle gürleştirmiyordu. Çocukların duymasını istemiyordu. Daha yeni güneş batıyordu. Orada ise öğlen olmalıydı.

"Biz de seni." diye mırıldandı Devrim elini saçlarına geçirirken. İçi büyük bir sıkıntıyla doluydu. Artık fazladan çalışmaya ve çocuklara bakmaya alışmıştı ama kışın gelmesiyle açılan doğalgaz onu ürkütmüyor değildi. Fatura kabarık gelecekti. Ev büyüktü ve çocuklar hastalanmasın diye çok yakıyordu. Yine de sadece kendi maaşıyla döndürüyordu evi. Maalesef gökbilimcilerin maaşı pek iyi değildi.

Kardelen derin bir nefes aldı karşıda. Devrim onun nefesini bile özlediğini fark etti. O kadar uzun zaman geçmişti ki arada bir en son gördüğü anı anımsayamıyordu. Acaba çok değişmiş miydi?

"İşlerimiz şuan farklı bir boyutta." diye mırıldandı Kardelen. Devrim dikkatle onu dinlemeye devam etti. "Ama söz veriyorum daha fazla uzamasına izin vermeyeceğim. Büyük bir başarıyla eve döneceğim ve uzun bir süre yanınızdan ayrılmayacağım."

"Öyle olsa iyi olur." diye mırıldandı Devrim şakacı bir tehditle. Kardelen kıkırdadı. Devrim de kocaman gülümserken geriye yaslandı. "Tehdit etme beni Devrim kötü olur bak." dedi Kardelen gülmeye devam ederken. Devrim tüm dişleri gözükecek şekilde gülerken, "Çok korktum bak şimdi." dedi. Sesinde dalgacı bir ifade vardı. 

"Aptal." dedi Kardelen iç çekerken. "Geldiğimde seninle baya baş başa zaman geçirmemiz gerekecek. Çocuklarım kadar seni de ihmal ettiğimi biliyorum." derken birkaç kağıt hışırtısı sesi gelmişti. Devrim başını eline dayarken gülümsedi. "Ha şunu bileydin." derken onu sarılma isteğini içine atmaya çalışıyordu. Üniversitedeyken yapışkan taraf da kendisiydi şimdi de. Kardelen'den ayrı kalmak sandığından daha zordu.

İlk görüşte aşktı onunkisi.

Genelde ilk aşkına kavuşulmaz denilirdi ama keçi gibi bir inadı vardı Devrim'in. Bir yıldan fazla süre peşinden koşup tavlamıştı Kardelen'i. Şimdi iki tane küçük çocukları bile vardı. 

Devrim biliyordu ki Kardelen çocuklarının gurur duyduğu ve övündüğü bir anne olmak istiyordu. Bu kadar çok çalışmasının ve pes etmemesinin nedeni ailesiydi ama yine de yalnız kalan da ailesiydi.

BİLİNCİN ÖTESİNDEKİ | bxbWhere stories live. Discover now