Vampirin Öpücüğü (gxg)🍷

12. Bölüm Lexa ve Clarke'ın ilk Gecesi!

'Vampirler bitkisel şeyler yemez, kan, atardamar, şah damar, bunlardan içer dişiyle, ziyafetini çeker gönlüyle'

'Lexaağğ' diye adımı inledi Clarke bana doğru.

'Clarke sus dikkatimi dağıtıyorsun' diyerek karşılık verdim çünkü çok odaklanmıştım.

'Ama acıyor- çok acıyorrr'

'İçine girdi bir zahmet bırak acısın'

'Çek şunu içimden'

'Hazır mısın çekiyorum, üç'den geriye doğru sayıyorum'

'Çabuk çek şunu'

'3, 0'

'Ahhhhğğ'

Hepiniz naptığımızı sandınız bilmiyorum ama kesinlikle fesat düşündünüz buna eminim. Ama malesef ki düşündüğünüz gibi bir şey yapmıyorduk.. :)

Çünkü Clarke üstüme çıktığı an elini yatağın tahta bölmesine koyup kendini bana yapıştırmıştı. O sırada ise yatakta ki tahta parçadan biri parmağına batmıştı. Bense parmağının içinden onu çıkarmaya çalışıyordum işte...

Fesat anlayanlar utansın...

 O sırada deli gibi kapı çalmıştı; tahmin edin kimm??

Clarke koşarak sinirle kapıya gitti ve kapıyı açtı. Kızım dur üstünde tişört yok...

'Ne var anne!' diye bağırdı Clarke ona doğru.

'Sen neden ter içindesin ve üzerinde tişört yok?' dedi annesi bana sinirle bakarken.

'Malum oda da klima yok iki öpüşsek nefesimiz kesiliyor annecim'

'Sen bana anne diyemezsin köylü vampir'

'Lexa'yla düzgün konuş anne' diye bağırdı Clarke ona doğru. Al sana kapak yaşlı cadı bozuntusu.

Aradan iki dakika geçmişti Clarke ile annesi birbiriyle bakışırken, benim annem de dahil olmuştu olaya;

'Lexa aşağıya gelip şu sarımsakları evden çıkarmalısın' dedi.

'Ne sarımsağı?' dedim anlamayarak.

'Lexa bir yere gelemez. Kim soktuysa o çıkarsın o sarımsakları' dedi Clarke sinirle. Ve tekrar kendi annesine dönüp; 'Lexa'nın da bende bir şeyi kaldı onu çıkarması lazım' diyip kapıyı suratlarına çarptı. Ohaa kıza bak tam aradığım ruh eşi!

Yaklaşık on dakika sonra annelerimiz pes edip kapının önünden ayrılmışlardı. Clarke ise tekrar yanıma geldi.

'Nerede kalmıştık' dedi bana bakarken.

'Parmağındaki kıymık....' sözümü bitirmeden gene dudaklarıma yapışmıştı. Bu kız ne zaman sözümü kesse, beni öpse, başımıza bir şey geliyordu bizim. Ciddiyim!

Tekrardan tam öpüşmeye dalmıştık ki, bahçeden büyük bir gümbürtü koptu. Sanki bir şey patlamıştı bahçede. Ya da uzaylı gemisi felan düştü herhalde!