Bakışlar Part I

2K 242 116
                                    


"Bir yere gittiğim ve sizin orada olmadığınız son anı hatırlamaya çalışıyorum."

Kahvemden bir yudum alırken karşımda oturan Nehir ve Arda'ya baygın bakışlarla baktım. Arda sırıttı ve hevesli bir şekilde öne eğildi.

"Biliyorsun, üniversite sınavını atlattığımıza göre yapacak pek bir şey yok. Bu yüzden gelip en azından çekimleri izleyebileceğimizi düşündüm."

Gözlerimi devirdim.

"Yani kısacası boş insanlarsınız."

Nehir alınmış gibi bakıp parmağıyla Arda'yı işaret etti.

"Evet, o boş bir insan. Ben sadece yanında sürükleniyorum."

Güldüm ve kahvemden tekrar bir yudum alırken gerilmemeye çalıştım. Vincent'la son görüşmemin üzerinden bir süre geçmiş ve o sırada zaten çok yaklaşmış olan üniversite sınavı hızlıca geçip bitmişti. Çok iyi ya da kötü yaptığım söylenemezdi. Ortalama bir sonuç bekliyordum. Bu kadar çalışmayla daha fazla bekleyebileceğimi de hiç düşünmemiştim.

Kapıdan hızlı adımlarla giren Akın'ı gördüğümde kahvenin burnumda dışarı çıktığını hissettim, boğulmamak için her yere püskürtürken Arda ve Nehir iğrenmiş bir yüz ifadesiyle geri çekildi.

"Ne oluyor ya?" Nehir söylendi. Bir peçete çıkarıp hızlıca etrafı ve kendimi temizlemeye çalışırken gergin görünmemek için aşırı bir çaba sarf ediyordum. Bir süredir görüşmediğim tek kişi Vincent değildi. O zamandan beri Akın'la da çok görüştüğüm söylenemezdi.

Mırıldandım.

"Akın neden burada?"

Arda ona fısıldadığım şekilde bana geri fısıldarken Nehir de öne doğru eğilmişti.

"Nasıl yani, burada olacağını bilmiyor muydun? Kuzenimle konuştuğuma göre birkaç çekim için yeni birini arıyorlardı ve Akın başvurup seçilmiş. Sizinle aynı çekimde olacak."

Gözlerim yuvalarından fırlayacakmış gibi hissederken öfkeyle ona doğru eğildim.

"Ne demek bizimle aynı çekimde? Ayrıca bunu şimdi mi söylüyorsun?!" Kafasına vurmaya çalışırken gülüp geriye kaçtı ve ben de oracıkta masanın altına girip ölmek istedim. Vincent'la çekim yapmak beni zaten yeterince zorlayacaktı. Şimdi bir de Akın çıkmıştı.

Tüm bunlara devam etmemin tek sebebi Devrim'in elindeki her şeyi almaktı ve bu kadar strese değip değmediğinden hiç de emin değildim. Çünkü biliyordum ki, ününü ve fanlarını yok etsem bile sonunda annesi ve babası hala onun olacaktı.

Ve ben yine, onlarsız.

Parmaklarıma bakıp annemle ya da babamla ne kadar zamandır basit bir konuşmanın içine bile girmediğimi hatırlamaya çalıştım. Bazı günler aynı masada yemek yediğimiz halde bana tek bir şey bile söylememeleri ya da çoğu zaman yemeğe çağırmayı unutmaları. Güldüm.

İşte bu yüzden hep ona tutunmuştum ben.

Ancak şimdi artık onun olmadığını da kabullenmem gerekiyordu. Bakışlarım önüme düştüğünde derin bir nefes aldım. Her şey düzelecekti. Bu reklam çekimleriyle birlikte bir başlangıç yapacak, Devrim'i biraz da olsa pişman edecek ve daha sonra buradan uzaklaşıp kendi hayatımı yaşayacaktım.

Biliyordum, intikam çocukça bir şeydi, ancak bir an için bile olsa benim yaşadığım acı ve hayal kırıklığını tatmasını istemiştim. Belki bir gün... Beni anlayacağını umuyordum.

GECE'NİN MAVİ PALETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin