Medya: Ateş Barutçu
🍒
"Bastır Yağız! Hadi aslan parçası, yardır koçum benim! At bu golü gel prens tacı takacağım sana. En sevdiğim kuzenim benim. Bak o yanaklarını sulu sulu öpeceğim. Hatta beraber uyuyacağız lan. Yanınada en kıyağından bir adet masal hediye!"
Yağız benim gazlarımla heyecanlanarak paytak adımlarıyla daha hızlı koşmaya başlamıştı. Tatlı tatlı gülüyordu birde. Küçük sarı velet, yiyeceğim lan bu çocuğu.
Demir topun peşinde koşmayı bırakarak kaşlarını çatıp bana baktı "Nah uyursun! Bana ne, izin vermiyorum!" otuz iki diş sırıtarak suratına baktım "Zaten senden izin almıyorum, Demirciğim."
"Ulan daha beni öpmedin. Beni beni, en sevdiğin abini, hain kız!" Dedi Adal'da.
Adal ve Demir halı sahanın ortasında durmuş kudururken gülerek elimle onları kış kışladım. "Size ne be!"
Adal tişörtünün ucuyla terli alnını silerek kötü kötü bana baktı "Abi diyeceksin güzelim abi, size ne değil! Bak üç harf, hiçte zor değil."
"Yioo."
"Kalbimin kırılan sesini duyuyor musun, zira bin parçaya bölündü." Diye trip atarak arkasını bana döndü, Demir. Bir de bayıl istersen Feriha! "Yok lan böyle de seni göremiyorum." Diyerek tekrar bana doğru döndü. Sırıtarak kafamı iki yana salladım. Aptal.
Mahkemenin üzerinden iki gün geçmişti ve bugün pazardı. Biz de kutlama bahanesiyle sülale boyu pikniğe gelmiştik. Caner amcam ve babam mangalı yakıyordu. Taner amcam bize hakemlik yapmakla meşguldü. Annemler diğer yandan yemek hazırlıyordu. Akın abi, Aral, Poyraz ve Ateş'se piknik alanın hemen yanında ki halı saha da maç yapan bizi izliyor ve diğer yandan bir şeyler konuşuyorlardı.
Bizse... maç yapıyorduk daha doğrusu yapmaya çalışıyorduk. Ulan bir insan iki dakika da bir durup itiraz eder mi? Evet eder, örneğin Adal! 'Olmaz kalede Kayra var gol atamam, Yağız var nasıl sert oynayayım, Anıl piçi şike yapıyor, bizim kale neden bu kadar geniş!' arada yorulduğunda gelip benimle uğraşıyordu. Barutçuların benden sonra ki en şerefsizi olduğunu ıspatlamak istermiş gibi eğer ona abi dersem takımı satıp bizim için oynayacağını bile teklif etmişti.
Zaten takımlara ayrılana kadar ayrı kriz geçirmiştik. Tutturmuşlardı aynı takımda olacağız diye bende piçliğine onları diğer takıma atmıştım. Sonuç olarak ben, Efe, Yağız, ve Anıl abi bir takımdık. Adal, Demir, Arda ve Yiğit'te bir takımdı.
(Unutulanlar için söyliyeyim. Arda, Anıl, Akın kardeş. Yağız ve Yiğit kardeş. Kuzenleri yani)
"Yaa! Attım gol Kayracığım gol attım!" Yağız'ın sevinç çığlıklarıyla kaleye döndüm. Karşı kale de bir seksen yere yapışmış Yiğit'te gülerek kardeşine bakıyordu. Muhtemelen heyecanını kırmamak için topu bilerek tutmamış ve gol olmuştu.
Valla benim için hiçbir sorun yoktu, giren onlara giriyordu.
"Aslan oğlum benim be! Aynı bana çekmiş işte." Taner amca her zaman ki gibi kendine pay çıkarırken gülerek yerimde zıpladım.
"Adam adam! Kral çocuk, şu çocuktan futbol oynamayı öğreneceksiniz işte! Geleceğin yükselen yıldızı." Diye bağırdım. Sevinçle küçük bacaklarıyla koşarak bana yöneldiğinde yarı yolda Demir kucağına almış ve havaya kaldırmıştı. "Bana bak çocuk, abla diyeceksin abla! Kayra değil o, ab-la."
"Yaa bırak beni! Prensesime gideceğim, prensesim o benim" diyerek Demir'in saçlarını tuttuğu gibi çekmişti. Lan lan lan... "Ebeni seveyim, bıraksana saçlarımı oğlum." Yağız kaşlarını çatarak daha sert çektiğine kahkaha atarak geriye doğru adımladım. "Aferin Yağız, daha da sert çek, sarı kafam benim!" Diye iyice gazladı Anıl abi.

YOU ARE READING
𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?
Teen FictionKayra, gerçek ailesine alışabilecek miydi? Daha doğrusu abileri ve kardeşi Kayra'ya ısınabilecek miydi? 17 yıl boyunca bir yalanla büyüyen Kayra, 17 yaşında gerçek ailesinin başkası olduğunu öğrenirse ne olur? • 17 Ocak 2021 •