Sınıfta en arkadaki sıramda oturuyordum. Yanımdaki boş sıraya baktım. Burası Anna'nın sırasıydı.
Nerelerdeydi? Tatilden hâlâ dönmemişti. Son birkaç haftada kendimi iyiden iyiye yalnız hissetmeye başlamıştım. Donovan ile daha sık konuşuyorduk, ama aynı dersleri almadığımız için çoğu zaman farklı sınıflarda oluyorduk. Onu yalnızca kafeteryada rahatça görebiliyordum.
Okuldan sonra Anna'nın evine gitmeye karar verdim. Onu görmeye, onunla konuşmaya ihtiyacım vardı.
Evlerinin önüne park edilmiş arabasını gördüm. Tatilden dönmüş olmalıydı. Ama neden okulda değildi? Ailesinin arabasını hiçbir yerde görememiştim, demek ki onlar henüz dönmemişti. Anna evde tek başına olmalıydı.
Kapıyı çaldım, açan olmadı. Ama biliyordum ki Anna evdeydi.
"Merhaba? Anna, evde misin?" diye seslenerek kapıyı birkaç kez daha çaldım, ama hâlâ tık yoktu.
Ön kapının yanındaki pencerenin perdeleri biraz aralık kalmıştı, içeriyi görmeme yetecek kadar bir açıklık vardı. Ben de oradan Anna'nın evde olup olmadığını öğrenmek için bir göz attım.
Gördüklerim gerçekten dehşet vericiydi. Göğüs kafesim sıkılaşmıştı, zar zor nefes alıyordum. Kalbim çıkacak gibi atıyordu.
Korkunç bir çığlık attım.
YOU ARE READING
RUBY'NİN GÜNLÜĞÜ 2: ANNE ➵ TÜRKÇE ÇEVİRİ (+18)
HorrorGeçmişe bir bakış. Ruby Greene'nin annesi, Janice Bell. Ruby doğmadan önce olanlar. NOT: Ruby'nin Günlüğü hikâyesini okumadan bunu okumamanız önerilir! This story belongs to @katiem333 and I have the permission to translate it.