12. Bıçaklar

336 40 31
                                    

"Görmüyor musun?" Donovan odada volta atarken bağırmıştı. "Sen delisin!"

"Sen neden bahsediyorsun?" diye sordum ellerimi belimin iki yanına yerleştirip.

"Son zamanlarda olanları fark etmediğimi mi sanıyorsun?" dedi Donovan ciddi bir ses tonuyla. "Sende ciddi bir sorun var. Seni... kahrolası zihninle bir şeyleri yakarken gördüm! Bütün bu deli saçması şeyleri gördüm! Neler oluyor?" Oturmuş, ellerini saçlarına daldırmıştı.

Berbat bir kavgaydı. Son birkaç haftamız bayağı kaotik geçmişti. Donovan eskisi gibi görünmüyordu. Söylediği şeylere şahit olmak onu kızgın, korkmuş, kafası karışık birine dönüştürmüştü. Sonunda bana karşı asıl düşüncelerini söyleyebiliyordu.

Öylece oturdum. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sonunda sırrımı öğrenmişti, bir kısmını.

"Orada öylece oturma! Bir şey söyle! Karımın sorunu ne, söyle bana!" diye bağırdı tekrar ayağa kalkarken.

"Ruby'nin de, aynı şekilde." dedi kızgınlıkla. "İkinizin de gerçekten tuhaf sorunları var, bunu görebiliyorum. Tanrı aşkına, neler oluyor!?" Bu kez sesi daha öfkeli duyulmuştu.

"Ruby'nin hiçbir sorunu yok! Kızımı buna karıştırma!" diye bağırdım. Ruby'yi korumak zorundaydım.

"Ama senin kesinlikle bir sorunun var. Biliyorum. Gördüm... bir insanın yapamayacağı şeyler yaptığını gördüm. Ne gördüğümü biliyorum." Ellerini havaya kaldırmıştı. Sonra salonda ilerledi ve kitaplıktan çeşitli kitaplar alarak hepsini masaya yerleştirdi. Büyücülük, şeytanlar, kara büyü, vudu ve telekinezi hakkında kitaplardı. Bir süre önce yatağının başucunda gördüğüm kitapların birkaçı.

Şüpheleri taze değildi, uzun bir sürece dayanıyordu ama Donovan bu konuda bana tek kelime etmemişti. Bunun yerine kitaplığımızdaki kitapları okuyarak kafasında bazı şeylere anlam yüklemeye çalıştığı görülüyordu.

"Olan bitenleri anlayabilmek için elimden gelen her şeyi yaptım. Hâlâ bir sonuca ulaşabilmiş değilim, ama cevaba ne kadar az kaldığını biliyorum." dedi korkmuş bir sesle.

"Bu kadarı yeter!" diye bağırdım. Bunu daha fazla saklayamayacaktım. Zaten olması gerekenden de fazlasını biliyordu. Beni gördüğünü söylerken sırrımı daha fazla örtbas edemezdim.

Gözlerimi yumdum, bu hareketimle Donovan havaya yükseldi ve benden süzülen bir güçle duvara çarptı. Saniyeler içinde de yere düştü.

Hiçbir şey söylememişti. Yüzündeki ifadeden, derin bir dehşete kapıldığını görebiliyordum. Çabucak ayağa kalktı ve mutfaktan bir bıçak alarak geri döndü.

"Sen az önce ne halt ettin öyle?" Elindeki bıçağı savunmacı bir biçimde önünde tutuyordu. "Benden uzak dur. Sen... sen insan değilsin. Sen bir yaratıksın. Ve kesinlikle güvenilir bir yaratık değilsin."

Sonra birden, elindeki bıçak havalandı ve arkamdaki duvara çarptı.

RUBY'NİN GÜNLÜĞÜ 2: ANNE ➵ TÜRKÇE ÇEVİRİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin