BÖLÜM. 8: "DENİZ KESTANESİ"

332 54 54
                                    

Merhabalar <3

Sanırım kurgu gittikçe sizi de beni sarmaya başlıyor. Hepinize keyifli okumalar!

Lütfen bölümlere oy vermeyi ve bölüm içinde bol bol yorum yapmayı unutmayın. Yorumlarınız motive edici oluyor.

Bölüm Şarkısı: Lana Del Rey, Lucky Ones
Bu şarkı en başından beri bana hep Doğukan ve Miray'ı düşündürttü. 🥺

•••
Her şimdi ve sonra, yıldızlar kaydığında,
Oğlan ve kız mükemmel dizaynla tanıştığında,
Seninle ben şanslılardan biri olabilir miyiz?
•••

BÖLÜM. 8: "DENİZ KESTANESİ"
•MİRAY•

"Sence başka ne almalıyım?"

Yanımda yürüyen Gülşin, ben kendime bir şeyler bakarken elimden aldığı poşetlerime doğru başını çevirdi. "Bence ihtiyacın olan her şeyi aldın."

"Çadır da almam gerek mi sence?"

"Gittiğimiz yerlerden kiralayabilirsin, öylesi senin için daha kolay olur." Yüzünün yarısını kaplayan aynalı gözlüğünden nereye baktığını seçemiyordum ama kafasını yine başka tarafa çevirdiğinde gözlerim tahmini olarak baktığı yeri bulamaya çalışıyordu. "Ama istersen şuradan alabiliriz."

"Eğer kiralayabileceğim bir yer varsa gerek yok."

"O zaman geri dönelim."

Dönüş yolunda Gülşin, elindeki kamerasını açıp etrafı çekmeye başladı. Bazen ayaklarını, bazen de tezgâhları görüntülüyordu. Sonunda kamerayı kapatınca konuşmamın onun için sorun olmayacağını düşünerek, "Ne zamandır Youtube'dasın?" diye bir soru sordum.

"Aslında liseden beri çekim yapar ve editlerim. Sadece paylaşım yapmıyordum ama üniversiteye başladığım sene Doğukan'ın zoruyla kanal açtım. İyi ki de açmışım."

Ona bir gülümseme gönderdim. "Ne zamandır tanışıyorsunuz?"

"Doğukan'la bebeklikten beri," dedi elini havada sallayarak. "Hatırladığım en küçük hâlimde bile yanımda o vardı. Onur'la da barda tanışmıştık. O barmenlik yapıyordu, ben de çok sarhoştum. Ve mutlu son."

Bu sefer güldüm. "Harika bir tanışma hikâyesi."

"Aynen öyle." Derin bir iç çekti. "Ee, senin var mı sevgilin, flörtün falan?"

Dilimi damağıma bastırarak olumsuz anlamda bir ses çıkarttım. "En son bir sevgilim vardı; şu telefonda konuştuğum arkadaşım Vefa, bana çocuğun pek de iyi bir tip olmadığını söylemişti."

"Tabii ki de dinlemedin."

"Tabii ki de dinlemedim." Gözlerimi devirdim ve elimi havada salladım. "Yine de ilişkimiz uzun sürdü, artık haftanın çoğunda benim evimde kalıyordu ama bir şey değişmedi. Başka kızlarla olan mesajlaşmalarını yakaladım ve onu kapı dışarı ettim. Utanmadan bir de bana sanki yanlış görmüşüm gibi davranıp yalan söyledi."

Gülşin'in ağzı açık kaldı ve kaşlarını çattığını, küçük alnının kırışmasından anladım. "Sen şerefsiz çekiyorsun he, kurşun döktürelim sana."

"Ay gerçekten, hiç sorma." Adımlarımızı arnavut kaldırımları üzerinde atarken sıcağın beni çoktan bunalttığını hissettim. Saat 12.43'te güneş tam tepede olmasına rağmen buradan ayrılmadan önce Gülşin'le birlikte on dakikalık yürüme mesafesinde olan küçük çarşıya alışveriş yapmak için gelmiştik. Önce Vefa'yı arayıp yine bin lira kadar bir parayı Doğukan'ın hesabına atmasını istemiştim. Sonra Doğukan da kartını Gülşin'e verip şifresini çekinmeden söyleyerek ikimizi yalnız bırakmıştı. Amacım onlarla birlikte iki hafta geçireceğim için ihtiyacım olabilecek birçok şeyi satın almaktı, öyle de yapmıştım. Artık gölgede dinlenmek istiyordum, belki denize bile girerdim.

DENİZ DALGALARI ve KUM TANELERİWhere stories live. Discover now