BÖLÜM. 13: "TERK ETMİŞ GİBİ"

315 56 30
                                    

Merhabaa <3

Bölüm Şarkısı; John Mayer, New Light

Bölüme en az 40 oy ve 100 yorum gelir mi acaba? Gelsin bence, ayıp oluyor he.

İyi okumalaaar. ☀️

BÖLÜM. 13: "TERK ETMİŞ GİBİ"
•DOĞUKAN•

Şarkı, onunla olan harika sinerjimizi bozacak türden hareketli bir şeyle değiştiği an ilk defa Elvis Presley dinlemeyi bu kadar istememiştim. Jailhouse Rock tüm heyecanıyla bizden başka kimsenin bulunmadığı sahil üzerinde çalmaya başlayınca istemeyerek de olsa ellerimi ince belinden çektim. Dudaklarımız hararetli bir hareket içerisindeyken bedenime bastırdığı vücudunu geri çekti ve benden uzaklaştı.

Elim ayağıma dolaşmış hissediyordum. Yani alt tarafı bir öpücükten ibaretti ancak hiçbir zaman bundan sonra ne yapacağımı düşünecek konuşma gelmemiştim. Yani... şu an çalan şarkıda dans etmeye başlasam iş çok mu tuhaf olurdu kestiremiyordum.

Yaşadığımız kısa an çok doğal ve zorlama olmaktan uzaktı.

Yaşadığımız kısa an çok yoğun ve daha önceki deneyimlerimden uzaktı.

"Yemek getirdik!" Karavanın arkasındaki yoldan çıkagelen Gülşin ve Onur'a doğru başımı çevirdim. Gülşin elindeki poşeti havaya kaldırmış bize gösteriyordu. Birkaç saniye önce gelmiş olsalardı onları asla affetmezdim ancak birkaç saniye sonra gelmiş olsalardı da, tekrar tadına varmak istediğim dudaklara bakarken kendimi onda kaybedebilirdim.

Miray kenarda duran deniz kabuklarını avucuna alıp üzerindeki kumları temizledi ve beni gerisinde bırakarak karavana yürümeye başladı. Miray'ı en başından beri beğendiğim su götürmez bir gerçekti ama artık işler sandığımdan çok daha korkunç yollara sapıyordu. Onu öptükten sonra üzerindeki büyüsünün kaybolması gerekiyordu, bu zamana dek hep böyle olmuştu!

Şimdi ise ona bakarken salınarak yürüdüğü kumlara ışıltısını bırakan bir melek görüyordum.

"Sıçtık."

Kendime olan mırıltım kimse tarafından işitilmemişti. Karavanın önünde açılmış masa ve sandalyelere doğru ilerlerken, Miray'ın beni kurtulmak bile istemediğim bir büyü altına aldığını başarılı bir şekilde saklamaya çalıştım. Bir yandan da kendime, dokuz sekizlik bir kızdan vazgeçmek için tek bir öpücüğün az olduğunu açıklıyordum. Belki de büyüyü bozmanın çözümü işi son noktasına götürmek olurdu.

"Hani pişirmek için bir şeyler alacaktınız?" diye sorduğumda kamp taburelerinden birini altıma doğru çekerek masanın etrafındaki yerime yerleştim. Kendimi fazlasıyla iştahlı hissediyordum, ki bu çokça yaşadığım bir durum olmazdı.

"Sokakta adam balık ekmek yapıyordu, o kadar güzel koktu ki alalım dedik." Onur, yarım ekmeğini kese kâğıdından çıkartarak heyecanlı bir ısırık kopardı. Gözlerini yumup başını havaya kaldırırken kapalı dudakları arasından tatmin olmuş mırıltılar dökülüyordu. "Of, tazecik."

Miray ne yiyeceğimiz konusunda hiç dert etmeden kendi ekmeğini poşetinden çıkartırken, "Protein adam yarım ekmek mi gömecek?" diye Onur'a sataştı. Gülşin ve ben ılımlı olandık ancak Onur'a bile sataşırken hiç gerilmiyorsa Miray bize bütününle alışmış demekti.

"Protein adam aç."

Gülşin gülerek salık saçlarını örgü yapmak için ayırmaya koyuldu. Bu sırada ben de yemeğime çoktan başlamıştım. Miray'ı yine öpmek istememi soğanlı yarım ekmek balık engelleyebilirdi. En azından bir süre.

DENİZ DALGALARI ve KUM TANELERİWhere stories live. Discover now