BÖLÜM. 11: "İNTİKAM GÜNÜ"

293 57 24
                                    

Selamlaaar <3

Bölümü biraz geç atıyorum ama gerçekten müsait değildim. 👉🏻👈🏻 Olsun bir şey olmaz, keyifli okumalar.

Bölüm Şarkısı: Halsey, Still Learning

BÖLÜM. 11: "İNTİKAM GÜNÜ"
•MİRAY•

"Eline sağlık Onur."

Onur'un yapmış olduğu kızarmış tavuk ve bulgur pilavından oluşan akşam yemeğini mideme gömdüğümde kendimi mutlu hissediyordum. Artık yemeklerin Onur'dan sorulduğuna emindim çünkü Gülşin'le Doğukan salata yapmayı bile ona bırakmayı tercih ediyordu. En azından bir işin ucuna dokunmak istediğimden bu görevi ondan devralmıştım.

Geldiğimiz kamp alanı şimdilik güzel görünüyordu. Karavanı otoparka park etmiş, eşyalarımızı alıp çadırların kurulduğu sahile inmiştik. Benim bir çadırım olmadığı için işletmeden çadır kiralamıştım ve sağ olsun, Doğukan çadırımı benim için pratik bir şekilde kurmuştu. Eğer ben deneseydim yüz yıllar boyunca onunla uğraşabilirdim.

"Afiyet olsun."

Gülşin karavanın masasında duran tabakları toplayarak ayağa kalktı. Onları temizlemeye koyulduğunda Doğukan miskin bir şekilde elini karnına koymuştu.

"Ee," dedi Onur, sesi sataşır gibiydi. Bakışlarının odağında ise Doğukan vardı. "Ben yemeği yaptım, Miray salatayı yaptı. Gülşin şu an bulaşık yıkıyor, sen ne işe yarıyorsun?"

Doğukan gülümseyerek ellerini havaya kaldırdı. "Manevi destek sağlıyorum."

"Evet, sayesinde deterjan daha çok köpürüyor. Teşekkür ederim Doğu."

Doğukan, ona takılıyor olmasına rağmen hiç bozuntuya vermeden Gülşin'e bir öpücük attı. "Her şey senin için fıstık."

Onur, ikisi arasındaki bu yakınlığa bir saniye bile takılmadı ve sebepsizce bu aşırı hoşuma gitti. Yani ne olurdu Vefa, Senem ve ben böyle bir üçlü olmayı becerebilseydik? Doğukan alt tarafı Gülşin'e uzaktan bir öpücük yollamıştı ama aynısı yapmaya kalksam Senem tam o an kavga çıkartırdı. Üzerindeki bu özgüvensizliği bir türlü çözememiştim çünkü aslında hiç de özgüvensiz biri değildi.

"Tamam be Onur, ağlama. Akşamki içecekleri ben alıyorum."

Onur, başını iki yana sallayarak elini Doğukan'a doğru tuttu. Bakışları benim üzerimdeydi ve gülümsüyordu. "Görüyor musun, seviyoruz keratayı işte."

Dudaklarımdan bir kıkırtı düştü ancak sesimi, bir telefon melodisi böldü. Doğukan, masanın üzerinde olan telefonunu iki parmağıyla kendine doğru çekerek ekranına baktı. Onunla birlikte arayanın ismini ben de görmüştüm ve bu bir heyecana kapılmama sebep olmuştu. En azından birileri beni unutmuyordu.

"Arkadaşın." Doğukan telefonunu doğal bir hareketle bana uzatınca keyifle kabul ederek elime aldım, aramayı yanıtlayıp kulağıma götürdüm.

"Alo?"

"Miray, tatile çıkmışsın ve bundan benim neden haberim olmuyor?"

DENİZ DALGALARI ve KUM TANELERİحيث تعيش القصص. اكتشف الآن