Bölüm 10

487 62 15
                                    

" sizi zavallı tek hücreliler, kaderinize boyun eğin yoksa gazabımın tadı daha da kötü olur !"

İnsanlar anın verdiği korku ile, çığlıklar atarak , birbirlerini çiğneye çiğneye kaçmaya başladı. Sinirlenen Adalet Prensesi uçarken , yan taraftaki binaya rastgele bir ışın fırlattı. İnsanlar daha da bağırıp kaçarken, göz devirip arkada yıkılan binaya bakma gereksinimi duymadı.

"  ah, aptallar."

"  bu aptal insanlardan bir gün sıkılmaya ne dersin ? Böylece iki taraf da memnun olur prenses "

" işte şimdi eğlenceli bir şeyler çıktı. Ben de küçük kedi ne zaman gelir diyordum "

Kara kedi, çubuğunu sallayarak diğer eline verdi ve çatık kaşlarla, bir kaç gündür savaştığı kıza baktı. Onun leydisi olduğu bilincinde olsa da, yine de akumalı olduğunu da unutmayarak onunla dövüşüyordu.

Genç kız, sırıtarak çubuğunu sırtına koydu ve ellerini uzattı. Genç kahraman bu harekete karşılık çubuğunu yere fırlatıp pozisyon aldı.

" bu sefer hızlı olsun, önemli bir işim var "  Adalet prensesi, alaycıl bir gülümseme ile konuştu.

"  yoksa minik kediciğimizin bir randevusu mu var ? " sorduğu soruya gülen genç kız, o an afallayan kahramanın yüzünü görmemişti. Sevdiği kadından bu lafları duymaya alışamamıştı Kara kedi. Hemen kendini toparlayarak vakit kaybetmeden sertçe bir yumruk salladı ama o hemen bundan kurtuldu.

" ıska, ıska, yine ıska. " ellerini arkasında bağlayan genç kız, son anda yaptığı kaçış hamleleri ile kahramanın darbelerinden kurtuluyordu. Kara kedi, bu duruma son zamanlarda oldukça sinirleniyordu. Umudunu yitirmeyi reddediyordu fakat her geçen gün kızın daha da güçlenmesi hoşuna giden bir durum değildi. Aslında, tüm parisin hoşuna gitmiyordu.

" hadi bu işe bir son verelim kedicik "

" ne-" Adalet prensesi, iki kolundan tutup, kara kediği arkasına çevirdi. Bir kolunu sırtına bastırırken, diğerini de aşağı doğru bastırıyordu. Ayaklarına attığı tekme ile yere düşen kahramanın üzerine atıldı. Onu bedeni ile yere bastırırken elini kavrayarak yüzüğe dokundu.

" zamanın tükeniyor, yani gücünü kullanmışsın. Acaba şimdi mi yüzüğü çıkarsam yoksa zaman dolana kadar beklesem mi ?" Kıkırtısı havaya karışırken heyecanlı gözlerle, kocaman bir korkuyla kaplanmış olan yeşil gözleri izledi. Onun bu halinden zevk almıştı.

" ama almayacağım. Senin mucizen, uğur böceğininki olmadan bir işe yaramaz. Şimdilik hoşçakal kedi çocuk, çünkü içimden bir ses uğur böceği mucizesine de seninle ulaşacağımı söylüyor "

Göz kırpıp, ışıltılı numarasını yaptı. Buna alışan kahraman yere düşen çubuğunu alarak mucizesini inceledi.

' alabilirdi ama almadı, neden ? Uğur böceğinin mucizesini istese sonradan da bulurdu. Farklı bir şey var, daha değişik bir  şey ' diye aklından geçirirken, etrafında toplaşan kalabalığı fark edince, hızla çatılara sıçradı ve eiffele ilerlemeye başladı. Kalabalığın da aklını allak bullak etmesine gerek yoktu.

Eiffelin dibindeyken, tam sıçramak üzere hazırlanan kahraman koluna asılan genç kız ile durdu.

"  Marinette, ne ? Ne oldu ?" Genç kız, Kara kedinin kolunu sarsa sarsa konuşmaya başladı. Kocaman gözleri ve sesindeki ton onun garip halini destekliyordu.

" beni çok iyi dinle Kara kedi. Adrien'ı bul ve ondan kağıdı al. Uğur böceği b-benden Adrien'a bir mesaj vermemi istedi. Onu da senin alman gerekiyor. Bu çok ciddi. Dikkatli ol ve kağıttaki kelimeleri iyi oku. Onun bir planı var ve buna sadık olmalısın yoksa işler olduğundan da kötüye gider anlıyor musun ?" Genç kahraman afallamış ifadesi ile ağzını açacakken kız devam etti.

Princess of justice Where stories live. Discover now