prens çok yaşa!

386 57 66
                                    

Kral Jiyang bundan sonra her şeyin daha güzel olacağını düşünmüştü. Fakat surya halkı Kraldan çok Kraliçeye itibar ediyordu. Gayri meşru olarak görülen Prense herkes nefret kusuyordu. Kral sarayın bahçesine kurulan tahtına oturmuş, halkın gönderdiği ulağı dinliyordu.

"Elhasıl Kralım, halk biz Gayri meşru'ya Prens demeyiz diyor."

"Ağalar! Zhan'a haber edin beraber Surya meydanına gideceğiz."

Kralın emrini duyan ağa hızla koşturdu.

............................................................................

Jiyang kaftanını arkasını itip kurulan tahtına oturdu. Kralın geleceğini öğrenen halk çoktan meydanı doldurmuştu bile. Halk beyaz kumaşın üzerine altın iplikler ile güneş deseni işlenmiş cübbe giyen Gayri meşru'yu ilk defa görüyordu. Çoktan herkese kendi arasında fısıldamaya başlamıştı. Xiao Zhan'ın badem gözleri gerginlikle titriyordu. Abisine itiraz edip yalvarsa da kurtulamamıştı. Ama Xiao Zhan'ın içinde olan bir kısım da artık bu iğrenç bakışlardan kurtulmak istiyordu. Kendisini bildi bileli insanlar tarafından itilip kakılmıştı ve 12 yaşında da ne olduğunu bile anlamadan iNyanga ülkesine çalışmaya gönderilmişti. Kraliçe taht için karışıklık çıkmaması için kendisini doğuduğu topraklardan ve annesinden uzaklaştırmıştı.

İki adam kafa kafaya vermiş uzaktan güzelliği ile parlayan Kral ve gayri meşru'nun dedikodusunu yapıyordu.

"Krallımız çok güzel ama gayri meşru daha güzel."

Onları duyan kadın siyah renkli peçesini ağzından uzaklaştırdı ve lafa girdi.

"Güzel olması neye yarar? Bundan hiçbir şey olmaz! Baksana ne kadar zayıf bıraksan köşede ölür."

Adamlardan biri kafasında olan dalfesi çıkardı.

"Haklısın.. çok zayıf."

"Ee o zaman bize bir zararı yok. Kral kardeşi ile ne yapmak istiyorsa onu yapar."

Kadın sinirle kaşlarını çattı.

"Bey! Ağzından çıkan lafa dikkat et! Gayri meşru birini tepemize mi çıkaracağız? Surya ne zaman gayri meşru bir prens gördü?"

"Hanım, Kral Jiyang'ın babasının bir çocuğu daha var ve kendi gözlerimiz ile görüyoruz onu. Örseleyip köşeye atsak ne olacak ki? Kralı gücendirip ölmek mi istersin? Ferman da Kral sözü üstüne söz istemediğini açıkça belli etmişti. Şimdi de kalkıp buraya kadar gelmiş. Daha ne istersiniz?"

Sesi yükseldiği için birçok kafa konuşan adama dönmüştü.

Jiyang her kafadan çıkan seslere daha fazla dayanamayıp sonunda konuştu.

"Sizin için bir ferman yayınladım ve demek istediklerimi orada açıkça belirtim. Ve sizleri kabul töreni için sarayıma çağırdım. Ama sizler sarayıma, evime gelmek yerine toplanıp bana bir tane ulak gönderdiniz. Ben ise yaptığınız bu saygısızlığa ses etmeyip ayağınıza kadar geldim."

Herkes pür dikkat Karallarını dinliyordu.

"Ben Surya'nın Kralıyım değil mi?"

Halktan onayladıklarını belirtikleri sesler çıkardı.

"MADEM BEN SİZİN KRALINIZIM O ZAMAN NEDEN BENİ DEĞİL DE KRALİÇE OLAN ANNEMİ DİNLİYORSUNUZ!"

Herkes sessizdi. Kimse bu güzel yüzlü Kralın kendilerine karşı bu kadar agresif olacağını tahmin etmemişti.

"SİZİN İÇİN SAVAŞLARA GİDEN, SİZİN İYİLİĞİNİZ İÇİN ÇABALAYAN KİŞİ ANNEM DEĞİL BENİM! SİZİ İSE BANA OLAN MİNETTİNİZİ NANKÖRLÜK EDEREK ÖDÜYORSUNUZ. GAYRİ MEŞRU OLSUN OLMASIN BENİM BİR KARDEŞİM VAR VE O SURYA'NIN PRENSİ. BUNU KABUL EDECEKSİNİZ!"

Surya ve iNyanga Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin