ulak

470 56 108
                                    

Birçok mevsim geçmiş, mevsimler Surya'nın güzelliğine güzellik katmıştı. Xiao Zhan prens olalı 2 koca yıl geçmişti. Zhan, abisi ile beraber ülkelerinin güçlenmesi adına birçok şeye yardım etmişti. Ve zaman geçtikçe, halk da Xiao Zhan'ı kendi içerisine kabul etmiş saygı ve sevgi göstermeye başlamıştı. Annesinin altında gömülü olduğu çınar ağacı ise gelen baharla yeşillenmişti.

Baharın gelişi Surya için oldukça özeldi. Büyük bir şenlik düzenlenir atalar anılırdı.

Zhan sarayın balkonundan etrafta panikle koştuştuan hizmetlileri izliyordu. Herkes bir telaşın içerisindeydi. Gülümseyip tarabzanında olan elini çekti ve içeri geçip kendisi için hazırlanan kıyafetlerini giyindi.

Zhan kapının arkasından duyduğu ses ile hafifçe kafasını eğdi ve abisinin gelişini bekledi. Kardeşini göreceği için çok mutlu olmuştu.

"Kralım.."

Jiyang odaya girince tavrını değiştirip, çocuksu haline döndü ve Zhan'ın toplanmamış dağınık saçlarını biraz daha karıştırdı.

"Zhannn"

Xiao Zhan abisine güldü.

"Efendim Kralım"

Jiyang çocuk gibi surat asıp kendisini Zhan'ın yatağına atı.

"Şunu söyleme.. ahh başım ağrıyor sürekli sağ sola koşturdum."

Ayakları ile yeri tekmeledi.

"Kral olmak istemiyorum! Çok yorucu!"

Xiao Zhan da onun yanına geçip oturdu.

"Şöyle durma cübben kırışacak. Hem sen Kral olmazsan ülke ne duruma gelir? Düşüncesi bile kötü."

Jiyang gözlerini sevimlice kırpıştırıp kardeşinin koluna tutundu.

"Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?"

"Elbette öyle düşünüyorum.. çok donanımlı ve sevgi dolu bir Kralsın. Seni gördükçe Surya'nın güneşi'nin hiç batmayacağını düşünüyorum."

Jiyang düşünceler ile dolu başını kardeşinin omzuna dayadı.

"Biliyor musun? Ben kendimi her zaman yalnız hissetim ama sen burada olduğun günden beri her şey daha güzel. Zhan sahi sen hiç konuşmadın? Sadece iNyanga ülkesinde olduğunu söyledin. Orada tam olarak ne oldu? "

Zhan hatırladığı geçmişi ile ellerini cübbesin de olan beyaz kurdeleye attı. Bunu şuan anlatmak zorunda mıydı ki? Yine de derin bir nefes alıp anlatmaya başladı.

"Aslında her şey çok güzeldi.. Yibo yani Kral Yibo ile aram çok iyiydi ama ne olduğunu anlamadığım bir şekilde, saraya döndüğümde bana bir hain olduğum söylendi ve zindana atıldım."

Jiyang kafasını kardeşinin omzundan kaldırıp endişeyle Zhan'ın yüzüne baktı.

"Masum olduğunu söylemedin mi?"

Zhan hafifçe güldü.

"Hayır.. söylemedim. Daha doğrusu söyleyemedim. Konuşmamı bile dinlemedi.."

Jiyang Zhan'ın ince kolunu yumuşakça okşadı. Kardeşine yanında olduğunu göstermek istiyordu.

"Peki nasıl kurtuldun?"

Zhan bu defa gerçekten gülümsedi.

"Haoxuan sayesinde. O en yakın dostum. Kendisi olağanüstü bir komutandır."

Jiyang kardeşini kurtaran bu genç adamla tanışma arzusu ile dolmuştu.

"Ne yiğit bir adam. Umarım bir gün ona teşekkür etme fırsatım olur.

Surya ve iNyanga Where stories live. Discover now