Bölüm 20

96.3K 3.3K 1K
                                    

Merhaba😃

220 bin olduk🥳🥳🥳 ama ben çok hüzünlüyüm şu an

Çok teşekkürler

Arkadaşlar sınır koymuyorum AMA oy ve yorumlarda düşüş yaşarsak koyarım gene

Şimdilik yoklama gibi olsun bu bölüm😃

Şarkı Sam Smith Fire on fire

Şakaydı değil mi? "Şaka mı yapıyorsunuz?" Ay, hayır bunu içimden söylemem lazımdı. İnsanlar büyüdükçe olgunlaşırdı ben niye mallaşıyordum?

"Hayır, hanımefendi, niye şaka yapayım." Kadının sesinden şaşkınlığı belli oluyordu.

"Bir nisanda siz bana şaka yapmamıştınız, belki borcunuzu ödüyorsunuzdur dedim." Rezillik. Tamam, ben rezil insandım. İtinayla rezilliğimi devam ettiriyordum. Kafamı kızgın kumların arasına deve kuşu gibi sokmak istiyordum.

"Hanımefendi, siz ne diyorsunuz?" Ses tonu şaşkınlıktan sinire geçmişti. Geçerdi tabii.

"Özür dilerim. Gerçekten bu aralar normal değilim. Siz kendisine görüşmek istemediğimi iletin lütfen."deyip telefonu kapadım. Öyle hızlı söylemiştim ki kararımın doğru olup olmadığını tartmadım. Yanlış mı yaptım?

Resmen Bulut aşağıdaydı, hem de benim için ama... İki elimi masaya koyup, kendimi yukarı çekip kalktım. "Sakin ol Gizem! Bu ne haller, görende aşağıdaki Bulut sanır."

Ama Bulut? Dedi gariban beynim. O da bana ayak uyduramıyordu artık.

"Aptal aptal konuşma. Daha dün yaşananları ne çabuk unuttun. Şimdi o çıkıp gidecek sen de normal haline döneceksin." Ellerimi göğüs kafesime koyup derince soluklandım. Sakin ol. Avuç içlerimi şakaklarıma bastırıp arkaya doğru çektim. Çinli'lere benziyordum böyle yapınca ama sakinleşmeme yardım ediyordu.

Atkuyruğu yüzünden gerilmiş saçlarımı daha da gerdim. Hâlâ sakin olamıyordum. Kolay değil canım. Bulut bu boru mu? "Hava." Tabii ya temiz hava almak iyi gelirdi. Pencerenin yanına gidip camı açtım. "Oh be."deyip derince nefes aldım. Araba sesleri rahatsız ediyordu ama olsundu.

"Gizem."

Arkamı döndüğümde Aykut beyi kapıda gördüm. Endişeli bakışlarla bana bakıyordu. Heyecandan ölüye benziyordum herhalde. "Efendim Aykut bey? Bir şey mi istediniz?"

"Davacı olacak adamla görüşecektik. Dosyayı incelediysen çıkalım" Öyle sert konuşmuştu ki yutkunmadan edemedim. Bu da ayrı bir dertti. Neden herkes bana kızıyor?

Yine de stajyer ruhsatım için "Evet, Aykut bey inceledim. Tabii hemen geliyorum." Dedim. Bir şey demeden kapıyı kapatıp çıktı.

Masanın üzerindeki açık dosyayı kapatıp çantama koydum. Daha sonra büronun telefonunu götürüp danışmanın numarasını tuşladım.

"Buyurun?"

"Afedersiniz, ben Gizem Özkan. Acaba Bulut bey gitti mi?"

"Evet efendim gitti kendisi." Gözlerimi kırpıştırdım. Resmen git demiştim ve gitmişti.

Bu durumda ne denirdi? Adam gibi adam mı? Dediğimi yapmıştı sonuçta.

"Bir şey dedi mi?" Niye uzatıyordum anlamıyorum. Gitmişti işte.

"Hayır."

Kalbimin kırılması normal mi? Gizem sen kendin söyledin gitmesini. Evet ama ben biraz naz yapacaktım. Gitmesini istemiyordum ki? Belli ki nazımı çekmek istememiş.

GİZ/TEXTİNG (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin