13. Bölüm : Bir Tutam Mutluluk

21 3 0
                                    

Öğrendiğimiz gerçekle yarım saattir oturmuş Bulut'a takılan kanın bitmesini bekliyorduk. Hepimizin yıkılmış olduğunu, üzgün olduğunu yüz ifadelerimizden anlıyordum.

Zeynep bir koltuğa oturmuş kollarını dizlerine sarmış başını da yaslamıştı. Burak az önce bir kez daha kahve almaya gitmişti. Demir ise yerde oturuyordu, başını tutuşundan ağrı çektiğini anlamıştım.

Yanındaki yerde otururken bir yandan da omzunu sıvazlıyordum. Cebimdeki son ağrı kesicim aklıma gelirken onu çıkardım.

"Demir şunu iç sana iyi gelecektir." dedim elimle saçını okşarken.

Bana doğru kafasını çevirdi. Gözlerindeki yorgunluğu görüyordum. Göz altları morarmıştı. "Teşekkürler." diyerek ilacı aldı. Elimde sıkıca tuttuğum şişeyi de ona uzattım.

İlacı içtikten sonra kafasını omzuma yaslarken bir kolumu saçlarına koyarak okşadım. İyi hissetmesi için biraz da masaj yaptım. Kafasını iyice boynuma yaklaştırdı, derin bir soluk aldığını hissettim. Kolları ile beni iyice sardı.

"Merak etme Demir, Bulut'la yeni tanışmış biri de olsam kolay pes edecek birine benzemiyor. Nasıl acılar çekti bilemem ama hissedebilirim, onu anlayabilirim. Yorulmuş anlıyorum ama çözümün intihar olmadığını anlayacaktır. Hele bi buradan çıksın işte o zaman hep birlikte ona bu dünyanın ne kadar güzel olduğunu gösterelim, ona kendini sevmeyi öğretelim."

Sözlerim onu hafifletmiş olmalı ki kasılan vücudu gevşedi yavaşça kafasını kaldırdı. Sağ gözünden bir damla yaş süzüldü. Yere düşmeden hemen sildim onun göz yaşını. İlk birkaç saniye konuşmadı o bana baktı ben ona.

"Haklısın güzelim, ilk buradan bir çıksın onu mutluluklara boğalım. Ona sevgiyi tekrar öğretelim."

Alnımı alnına yasladım gözlerimi kapatarak.

"Ona bir tutam mutluluğun ne kadar değerli olduğunu gösterelim." diye fısıldadım.

İkimizde birbirimize sıkıca sarılırken Burak'ın getirdiği tepsiyi kenara koyduğunu gördüm. Bir yandan da Zeynep'i kontrol ettiğini fark ettim. Zeynep sanki Burak'ın ona baktığını anlamışcasına kafasını kaldırdı, yorgun gözleri Burak'la buluştu. Burak kollarını iki yana açarken Zeynep kalkıp ona sıkıca sarıldı. Birbirlerine destek olurlarken Burak Zeynep'e bir şeyler fısıldıyordu. Onların bu hallerine gülümsedim.

Demir ile ayrılırken ikimizde ayaklandık. Buraklar da birbirinden ayrılırken yavaşça bir kolumu Zeynep'in omzuna sardım. Bana hafifçe gülümseyerek karşılık verdi. Demir de bir koluna bana diğerini Burak'ın omzuna sararken bir bütün olmuştuk adeta hepimizin gözü bu tabloda eksik olan Bulut'u buldu.

Halsizce yatan Bulut'a karşı umut dolu baktım.

"Hadi Bulut savaş kendinle savaş ki yenesin korkularını. Hadi Bulut seni bekliyoruz." Diyerek sanki Bulut'la konuştum o an.

İşte tam o anda Bulut yavaş yavaş gözlerini açtı. Her birimiz sevinçten yerimizde duramazken Zeynep "Uyandı, uyandı!" Diye bağırıyordu. Hepimizin elleri camı bulurken mutlulukla gülümsüyor göz yaşlarımızı akıtıyorduk.

Bulut gözlerini hepimizde teker teker gezdirdi. Burak " İşte bu be koçum. Başardın." diyerek ona seslenirken. Demir de bu satırların devamını getirdi hem ağlayıp hem gülerek " Aferin dostum, aferin. Kazandın oğlum. İşte budur."

Teker gözlerimi onlarda gezdirirken Zeynep'e döndü bakışlarım. Ağlayarak hem de gülerek yerinde zıplıyordu. Gözleri beni buldu sıkıca bana sarıldı ve birlikte zıplamaya başladık.

Küllerinden Doğan SatırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin