26. Bölüm : Yağmur Taneleri

13 3 0
                                    

"Ferit getir şöyle yatıralım." dedim odamın kapısını açarak.

"Emin misin Eylül?" diye sordu anlamaz bir bakış atarak.

"Eminim Ferit hadi acele et."

Demir bedeni yatağa değdi an kaşlarını çattı hafifçe.

"Sen çıkabilirsin Ferit, teşekkür ederim. Bugün herkes izinli zaten biliyorsun ben de bir yere gitmeyeceğim dinlenebilirsin."

Kafasını salladı Ferit onaylar biçimde ardından gülümseyerek odadan kapıyı kapatarak çıktı.

Yatağımda boylu boyuna uzanan adama kaydı bakışlarım. Dün gece hiç uyuyamamıştım sabah güneşin ilk ışıkları doğarken fark etmiştim Demir'i tüm gece burada uyumuştu meğerse. Hemen Ferit ile yukarı çıkarmıştık onu.

Gece özellikle deniz kenarı olduğu için çok eserdi buralar kesin üşütmüştü.

İç çektim yanına oturarak onu izleyerek.

Ne kadar kovsam da git desem de hep Demir'i yine günün sonunda yamacımda buluyordum...

Yine kaşları çatıldı gördüğü rüya ile, alnı ter tanecikleri ile kaplandı.

Bir elim yanağını buldu. "Demir, Demir uyan."

Birkaç kere sarstım onu. Dudaklarından birkaç kelime döküldü fısıltı ile.

"Eylül...gitme..."

İçimi bir hüzün kaplarken tekrar omzundan sarstım Demir'i.

"Demir., kabus görüyorsun uyan."

O an hızla doğruldu. Omzundaki
Elim yerini korurken gözleri anında benimkileri buldu. Hızlı hızlı aldığı nefesler ile bir an bile düşünmedi sımsıkı sarıldı.

Ellerim şokla havada kalırken kafasını boynuma gömdü elleri saçlarımı okşarken.

"Buradasın, seni kaybetmedim. Buradasın..." diye tekrarladı emin olmak istercesine.

Kollarımla onu sardım. Sırtını sıvazladım.

Bir müddet sonra geri çekildi. Aramızdaki azıcık mesafeyi bozmadı beni izledi.

Üstümdeki ince uzun kollum, siyah taytım, kalın çoraplarım ve dağınık saçlarım ile en doğal halimle karşısındaydım.

O an düşündü Demir hangi duasın kabulüydü bu güzellik. Dün gece kalbinin acısıyla uyuduğu soğuk duvarlardan gözlerini sevdiği kadının kollarında açmıştı. Daha ne isteyebilirdi ki hayattan.

"Daha iyi misin?" diye sordum hafif geri çekilerek.

"İyiyim güzelim."

Ayaklandım dolabıma ayırdığım battaniyemi alarak.

"Dün geceden beri buradaydın değil mi Demir?"

Yatakta oturur hale geldi.

"Evet." dedi yaramaz çocuklar gibi gözlerini kaçırarak.

"Özellikle geceleri bu rüzgarda kısa kollu ile zatürre olmayı mı düşünüyordun?"

Yine gözlerini kaçırdı. Battaniyeyi omuzlarına sardım.

Gözleri gülümsedi bu hareketim ile. Ayırdığım sıcak çayı da ona uzattım.

"Bunu da iç iyi gelir." dedim kupayı uzatarak.

Şaşkınlık ve mutluluk ile baktı gözlerime bilerek ellerimizin birbirine değmesini sağlayarak aldı kupayı.

İçinden bir ürperti geçerken yanına oturdum.

Küllerinden Doğan SatırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin