18 - Bir Bıçak Darbesi

11 3 0
                                    

XVIII

Bir Bıçak Darbesi

Bir hafta sonra, Parisliler, Issoudun'de kalabilecekleri zaman yarılandığında, kendilerini geldikleri ilk güne kıyasla ilerlemiş durumda görmüyorlardı.

— Dava vekiliniz taşrayı tanımıyor, dedi yaşlı Hochon Madam Bridau'ya. Buraya yapmak üzere geldiğiniz şey ne on beş günde ne de on beş ayda yapılır; kardeşinizden ayrılmamanız ve ona dinsel duygular esinlemeniz gerekir. Flore'la Max'ın kalelerini ancak rahibin kazmasıyla yıkabilirsiniz. Benim düşüncem bu, ona göre davranma zamanıdır şimdi.

— Din adamları hakkında, dedi Madam Hochon kocasına, tuhaf düşünceleriniz var.

— Ah! diye bağırdı yaşlı adam, sizler, siz dindar kadınlar yok musunuz!

— Tanrı, dedi Madam Bridau, kutsallığa saygısızlık sayılan şeylere dayalı bir girişimi kutsamaz. Dini böyle şeyler için alet etmek ha... Ah! Ama Flore'dan daha suçlu olurduk o zaman.

Bu konuşma kahvaltı sırasında cereyan etmişti; François, aynı zamanda da Baruch, söylenenleri bütün dikkatleriyle dinliyorlardı.

— Kutsallığa saygısızlık ha! diye bağırdı yaşlı Hochon. İyi bir rahip, tanıdığım kimi rahipler gibi akıllı olan biri, sizin nasıl bir sıkıntı içinde olduğunuzu bilseydi, kardeşinizin yanlış yola sapmış ruhunu Tanrı'ya geri döndürmeyi, ona yanlışlarından dolayı gerçek bir pişmanlık duygusu esinlemeyi, ona bir yazgı sağlayarak, skandala neden olan o kadını kovdurmayı, başpiskoposun o küçük papaz okuluna birkaç bin lira gelir bağışlayarak ve servetini doğal mirasçılarına bırakarak vicdanının rahat edeceğini göstermeyi hiç de kutsallığa saygısızlık saymazdı...

Yaşlı cimrinin evinde çocuklarından gördüğü körü körüne itaat torunlarına da geçmişti. Adam kendisi için ne yapıyorsa zaten vasiliği altındaki torunları için de aynı şeyi yaparak, onlar için büyük bir servet biriktirdiğini söylüyordu; bu körü körüne itaat, ne Baruch'ün ne de François'nın bu konuda en ufak bir şaşkınlık ve kınama belirtisi göstermesine izin verdi, ama anlamlı bir şekilde bakışarak, böylece bu düşünceyi Max'ın çıkarlarına ne kadar zararlı ve aykırı bulduklarını birbirlerine anlatmış oldular.

— Gerçek şu ki madam, dedi Baruch, kardeşinizin mirasına sahip olmak istiyorsanız, bakın bunun tek ve gerçek çaresi şudur. Gerektiği kadar Issoudun'de kalmak...

— Anne, dedi Joseph, bütün bunlar hakkında Desroches'a yazmanız iyi olur. Bana gelince, ben dayımın bana vermek lütfunda bulunduğundan daha fazla bir şey istemiyorum...
Joseph, otuz dokuz tablonun büyük değerini anladıktan sonra, onları özenle sökmüş, üstlerine kâğıt kaplayıp adi zamkla yapıştırmış, sonra üst üste yerleştirmiş, tümünü kocaman bir kutuya koymuş ve at arabasıyla taşımacılık yapan bir şirketle Desroches'a göndermişti; ona durumu bildiren bir mektup yazmayı düşünüyordu. Bu değerli eşya bir gün önce yola çıkmıştı.

— Az şeyle yetiniyorsunuz, dedi Mösyö Hochon.

— Ama o tablolardan yüz elli bin frank elde etmekte güçlük çekmem.

— Ressam düşüncesi! dedi Mösyö Hochon Joseph'e belirli bir biçimde bakarak.

— Dinle, dedi Joseph annesine, Desroches'a mektup yazıp buradaki durumu açıklayacağım. Eğer Descroches kalmanı salık verirse, kalırsın. İşine gelince, ona benzer bir iş her zaman buluruz...

— Sevgili oğlum, dedi Madam Hochon Joseph'e, sofradan kalkarken, dayınızın tablolarının ne olduklarını bilmiyorum, ama geldikleri yerlere bakılacak olursa, herhalde değerliler. Tablo başına bin frank olmak üzere yalnızca kırk bin frank ediyorlarsa, bundan hiç kimseye söz etmeyin. Torunlarımın ağzı sıkıdır, terbiyelidirler de, ama kötülük düşünmeden, bu sözde buluştan söz edebilirler, o zaman bütün Issoudun bunu öğrenir, hasımlarımızın bundan haberleri olmaması gerekir. Çocuk gibi davranıyorsunuz!

Suyu Bulandıran KızWhere stories live. Discover now