Düşürülen Kitap

7.8K 353 148
                                    


Sabah namazından sonra uyumamış,
balkona çıkmış ve sessizliği
dinliyordum... Bu saatler insanın tefekkür saati diyebilirim yani benim için öyleydi. Kupamı dudağıma götürüp çayımdan bir yudum aldım ve denizi seyredip, sessizliği dinlemeye devam ettim.

Aklıma tefekkür ile ilgili şu ayet gelmişti. O akıl sahipleri, ayakta dururken, otururken ve yanları üzerine yatarken dâimâ Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler ve: "Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen bütün eksik sıfatlardan uzaksın. Bizi cehennem azabından koru!" derler. Al-i İmrân 191.ayet

Her gün elimden geldiğince tefekkür etmeye çalışıyordum. Bazen düşünüyorum da bunca zamandır neden kör olarak yaşamışım, Rabbim'in güzelliklerini görmekte neden geç kalmışım? Aklıma geldikçe kendime içten içe kızıyordum.

Yanağımdan süzülen yaşları elimin tersiyle sildim ve saatime baktım, burda kaç saattir oturuyordum ben? Hızla ayaklandım, derse geç kalmak istemiyordum. İçeri geçtiğimde Akel koşarak boynuma atladı.

"Benim orman gözlüm uyanmış mı?"

Kahkaha atarak kıvırcık saçlarına baktım"Akel, saçlarının hali ne böyle?"

Geri çekilerek tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Sabahları çirkin mi oluyorum yani, onu mu demeye çalışıyorsun sen?"

Ah bi de şu alınmaları yok muydu? Kıkırdayarak kendime çektim ve sımsıkı sarılıp o güzel gece siyahı kıvırcık saçlarından öptüm.

"Hiç öyle şey olur mu güzelim? Ah sen bi de kendini benim gözümden görsen?"

Kıkırtısı kulaklarımı doldurmuştu, saçlarından bir kez daha öperek kendisini yanıma çekip kollarımla omuzlarını sardım.

"Okulun yok mu bugün senin?"

"Şey... Ben bugün gitmek istemiyorum ya."

"Nedenmiş o?"

"Hani bazen canımız hiçbir şey yapmak istemez ya. Ha işte bende bugün öyleyim."

"Hmm."

Başını kaldırıp bana şirince baktı ve dudağını araladı. "Bugün seninle Fakülteye gelsem, hı?"

Onu kırmayacağımı biliyordu, gülümseyerek başımı salladım. Akel uzanıp yanağımdan öptü ve koşarak odasına geçti. Seviyordum bu kızı ya, benim kıvırcığımdı o.

Bende hızlıca odama geçtim ve üzerimi değişip kitaplarımı alarak odadan çıktım.

"Çıkıyor musun Fatih?" Ablamın sesiyle ona dönmüştüm.

Akel koşarak yanıma geldi ve işaret parmağıyla ikimizi işaret etti.

"Çıkıyoruz anneciğim."

"Evet abla, Akel de benimle geliyor."

"Ya kızım senin bugün okulun yok mu? Dayını rahat bıraksana."

"Ama anne ya?"

Kolumu Akel'in omuzlarına sararak söze girdim. " Abla bugün benimle gelsin yarın okuluna gider, değil mi güzelim?"

"Hı-hı. Anne lütfen!"

"E peki madem, kendinize iyi bakın."

"Sende ablacım."

Akel' in ablama el sallamasıyla ayakkabılarımızı giydik ve dışarı çıktık. Arabama doğru yürürken sonbahar havasını soludum.

Benim sonbahar yaprakları karşısında nutkum tutulmuşken Akel ise eğilmiş, kedi seviyordu. Gülümseyerek bende eğildim ve Akel'in kucağındaki beyaz renkteki kedinin başını okşamaya başladım.

"Çok güzel değil mi?"

"Öyle güzelim."

Kedinin başını biraz daha okşayarak ayaklandım.

"Güzelim, artık gidelim mi?"

Başını sallayıp, kediyi kucağından bıraktı ve arabaya bindi. Bende hemen kendi tarafıma geçip bindim.

Akel ile en sevdiğimiz şeylerden biri ise arabaya biner binmez müzik açmaktı. Akel bana gülümseyerek bir müzik açtı ve sallanarak müziğe eşlik etmeye başladı. Bu haline kıkırdayarak arabayı çalıştırdım.

Yol boyunca şarkıya eşlik etmiştik. Ara sıra ise Akel espriler yapmış ona gülmüştük. Bu kızla yolculuk yapmak çok güzeldi, enerjisine bayılıyordum.

Pasteneye uğrayıp bir şeyler yemiş ve Fakülteye gelmiştik. Siyah gözlüğümü takıp kitaplarımı aldım ve arabadan indik. Ben fakülteye doğru ilerlerken Akel beni durdurmuştu.

"Orman gözlüm?"

"Efendim güzelim?"

"O gözlüğü takmak zorunda mısın?"

"Neden öyle bir şey dedin ki şimdi?"

" Şey... Yakışmıyor sana."

"Hı?"

"Af! Takma işte!"

Kıkırdayarak gözlüğümü çıkardım ve arabaya bırakıp tekrardan Akel'in yanına geçtim.

"Oldu mu güzelim?"

"Evet orman gözlüm, çok iyi oldu. Hem ben senin yeşil gözlerine bakmayı daha çok seviyorum. O ne öyle siyah gözlük?"

"Hmm peki öyleyse."

Akel'e göz kırpıp kolumu omuzuna sarmamla ilerlemeye başladık.

Fakültenin bahçesinde biraz gezinmiş ve Akel, bazı öğrencilerimle tanışmıştı. Çoğuyla da hemen arkadaş olmuşlardı.

Akel kızlarla konuşurken bende saatime baktım, ders vakti gelmişti. Akel'e döndüm ve elimi omuzuna koydum.

"Ben derse geçiyorum, eğer burada kalmak istiyorsan-"

"Bende seninle derse gireceğim."

"Peki gidelim öyleyse."


Dersliğie girdiğimizde, masasının önüne geçerek elimdeki kitapları masaya bıraktım ve Akel'in yanına geçtim.

Herkes meraklı gözlerle Akel'e bakıyordu.

"Akel istersen sen kendini tanıt."

Akel bana bakıp gülümseyerek başını salladı ve biraz öne çıktı.

"Ben Akel Aksu, yakışıklı hocanızın biricik yeğeniyim yani dayım olur kendileri."

Akel böyle diyince bende dahil herkes gülmüştü. Akel herkesle tek tek tanışmış, sohbet etmişti. İlk dersimizi sohbet ederek geçirmiştik.

Saate baktığımda ders çoktan bitmişti, Akel'e dışarı çıkacağımı söyleyip derslikten çıkmıştım. Fakültenin bahçesine çıkmadan önce kantine doğru yürüyüp bir kahve aldım ve ilerledim. O sırada hahverengi başörtülü bir öğrenci kitabını düşürmüş ama farketmemişti. Kitabı diğer elime alarak koşmaya başladım ama elimdeki kahve dökülünce durmak zorunda kalmış ve kahverengi başörtülü kızı gözden kaçırmıştım.

Elimdeki kahve bardağını kenara bırakıp kitaba dikkatlice baktım. Bu Mehmet Rauf'un "EYLÜL" kitabıydı. Bu kitabı defalarca kez okumuştum, en sevdiğim eserlerden biriydi. Etrafıma tekrardan baktıktan sonra elimdeki kitapla dışarı çıktım ve bir banka oturup kitabın rastgele bir sayfasını açıp okumaya başladım.

Lâkin nasıl yaşıyorlar ya Rabbim
Sevmeden, sevilmeden nasıl yaşanıyor?

Cümleyi bir kaç defa okuyup üstüne düşünmeye başlamıştım. Sayfaları çevirirken içinden kurumuş kahverengi bir sonbahar yaprağı çıkmıştı. Kurumuş kahverengi yaprağı biraz inceleyip tekrardan aynı yerine koyup kitabın kapağını kapattım.

Acaba o kahverengi başörtülü kız bu kitabı okuduğunda neler hissetmiş ve düşünmüştü? Bunları sormam için önce onu bulmam gerekiyordu ama nasıl? Üniversitenin binasında gözlerimi gezdirip gülümseyerek başımı sağa sola salladım. Sanırım bu biraz zor olacaktı.

-Bölüm Sonu-

Düşüncelerinizi bekliyorum çikolatalı keklerim♡

02.02.2022

kahverengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin