Kütüphane

2K 172 117
                                    

BERA

Dersten çıkmıştım. Kendime kahve alıp Kütüphaneye geçtim. Bugün kütüphane ile ilgilenecektim.

Kahvemi masaya bıraktım ve oturdum. Öncelikle biraz kitap okumak istiyordum. Yanımda getirdiğim Tutunamayanlar kitabının kaldığım sayfasını açtım ve okumaya başladım...

Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim,’ dedi: ‘Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”

"Ama ya!"

Eylül'ün sesiyle başımı kitaptan kaldırdım. Yere düşen kitaplarını topluyordu.

Kitabımı kapatıp hızla yerimden kalkıp Eylül'ün yanına geçtim. Eğildim. Kitaplara elimi uzattığımda Eylül bir süre elime bakmış ve başını kaldırmıştı.

Bana şaşkın şaşkın bakarken gülümseyip kitapları topladım.

Kitapları uzatacekken gözlerim bir süre onda oyalandı. Kahverengi örtüsü gözlerinin rengini daha da ortaya çıkarmıştı.

"Ben... Kitaplarımı alayım."

"B-buyur."

"Teşekkür ederim."

Başımı sallayıp doğruldum. Tekrardan yerime geçecekken vazgeçtim. Eylül'e döndüm.

"Eylül?"

"Bera?"

İsmimi söylemesi üzerine gülümseyip ellerindeki kitaplara baktım ve dudağımı araladım. "Kütüphane ile ben ilgilenirim. Sen derslerine çalış."

"Ama-"

"Benim zaten dersten sonra pek işim olmuyor-"

"Hayır ama, bende ilgilenmek istiyorum."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gülümsüyordu...

Başını eğip dudağını araladı"Şey... Yani kitaplar içinde olmak beni mutlu ediyor."

Başımı sallayıp gülümsedim"Peki."

Yerime geçip oturdum. Eylül ise kucağındaki kitapları hemen karşımdaki masaya bırakmış ve kitaplığa yönelmişti.

...

Biraz dinlenmek için kitabın kapağını kapattım ve etrafıma bakındım. Eylül hâlâ kitaplarla ilgileniyordu. Ayağa kalkmıştım. Yanına gidecekken vazgeçtim ve kantine geçip iki kahve aldım. Tekrardan kütüphaneye döndüğümde Eylül yukarı raftaki kitabı almaya çalışıyordu...

"Eylül, kahve içer misin?"

"Hı?" Başını çevirmiş, elimdeki kahvelere bakmıştı.

"Şey... Ah!"

Kitap! Eylül... Elimdeki kahveleri hemen yanımdaki masaya bırakıp yere düşen Eylül'ün yanına eğildim.

"Eylül?"

Elini burnuna götürmüş, kitaplığa bakarak kaşlarını çatmıştı.

"Eylül, iyi misin?"

"Burnum acıyor!"

Bu haline kıkırdayarak ona bakmayı sürdürdüm. Eylül, elini burnundan çekmiş, başını yere eğmişti.

"Rezil oldum değil mi?"

Gözlerimi açarak konuştum" Hayır Eylül."

Başını sallayıp, duvardan destek aldı ve ayağa kalktı.

kahverengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin