Y.K.E 29

41K 2.4K 89
                                    

Multimedya: Burak

Bora

-Kardeşim artık olayları bu kadar uzatmayıp da kıza açılsan mı?

Arda'ya bininci kez 'zaten bunu yaptım' adlı bakışlarımı gönderirken Burak beyin bacaklarını uzattığı ve aynı zamanda üzerinde cips ve koladan oluşan abur cuburların bulunduğu masadan bir litrelik kolalardan birini kafama diktim.

Sonra bir de bulaşıklar yüzünden uğraşmamak için bardak ve tabak kullanmamıştık. Zaten son zamanlarda -sadece üç dört gün oluyor aslında- bu tel köşesinde sürünüyorduk. Gerçi evimiz de bundan pek farklı değildi ama alışkanlık işte.

"Söyledim oğlum söylemedim mi?"

-Kızla ilk buluşmanız da daha aranızda hiçbir şey olmadan şak diye öpüşmeyi teklif etmiştin evet doğru.

Söylediklerinin doğruluyla kafamı yastığa gömdüm. Belki en başta daha doğru yaklaşsaydım, daha dikkatli hareket etseydim onun yanında şimdi böyle kaçmazdık birbirimizden.

Evet belki ona benden kaçtığını ima ediyordum ama bende kaçıyordum. Özellikle yanındayken sürekli telefonuma bakmaya özen gösteriyordum. Umurumda değilmiş gibi, takmıyormuşum gibi.

"Bilmiyorum, her şeyi batırdım galiba."

-Vay canına Bora beyimiz sonunda bir şeyleri kabullendi. Bak şim- Lan Burak çek ayaklarını üstümden. Çek diyorum oğlum çeksene!

Burak derin rüyalara dalmışken ayaklarını da Arda'nın üstüne çıkarmıştı. Gerçekten bu çocuk yatarken garip garip hareketler yapıyordu. En mantıklısı uyandırmaktı. Ama nasıl uyandıracaktık?

Bu kış uykusuna yatmış bir ayıyı uyandırmak kadar zor olabilirdi.

Arda Burak'ı uyandırmak için tam anlamıyla büyük çaba sarf ederken ben hiç bu olaya karışmayı düşünmüyordum. Reklam çıkan kanalı değiştirdim. Normalde televizyon dizisi izlemeyi pek sevmezdim ama şuan yapabilecek pek başka şey yoktu.

İlk kanalda haber vardı. Hayır haber izlemeyi sevmezdim. İkincisinde cinayet bulma programı. Hayır bunu da izlemeyi sevmezdim. Tamamen psikoloji bozmak için yapılmış gibi bir ton yalan.

Televizyonu açıp yine de sıkıntımı gideremeyince ben de daha birkaç gün öncesine kadar delice yazıştığımız ama bu aralar epey durgun olan mesaj grubumuza yazma kararı aldım.

Adanalıyız Allah'ın Adamıyıız

Bora: Sıkıldım abi ya nerdesiniz?

Bora: Yüz yüze buluşunca ilişkilerimiz daha iyi ilerler diye düşünmüştüm ama sanırım yanılmışım.

Yasemin: Valla kendi adına konuş biz Arda ile gaayet iyi ilerliyoruz.

Pelin: Tabi canım sizin aranızı bozabilene aşk olsun.

Bu arada Burak ayısı da uyanmıştı. Tüm salyalarını akıtmıştı koltuğa. Ellerimle yüzümü sıvazladım ve az önce Arda ile konuşuyor olduğumuz muhabbete geri dönmek için konuştum.

"Ee ne yapacağım ben? Böyle oturacak mıyım?"

-Abi en iyisi tüm olanları yüzüne karşı açık açık söylemek. Kendini açıkça anlat, zaten Pelin'i şu kadarcık tanıdıysam -burada baş parmağı ve işaret parmağını birleştirerek küçük işareti yaptı- seni anlayacaktır.

Anlayacaktır da anlamak yeter miydi? Ne demek istediğim anlasa beni yine de haksız bulabilirdi. Biliyordum ya da bilmiyordum. Neyse işte.

"Mümkünse kendimi nasıl anlatacağımı da söyle kardeşim."

Çünkü öbür türlü kendimi açıklamaya çalışsam eminim ki yine yine yine hata yapacaktım. Yine boşluğa düşecektim. Aramızda en akıllı denecek kişi Arda'ydı. Bu olaylar olmadan önce o kişinin Rüzgar olduğunu düşünürdüm ama görüntülü konuşmamızdan sonra pek öyle olmadığını farkettim.

Bir insan nasıl sevdiğini bırakıp gidebilirdi ki? Hem de karşısındaki de onu seviyorken. Arada belki küçük, büyük kavgalar olabilirdi ama bunlar da olmasa kötü günümüzde yanımızda olup olmadığını nasıl anlayabilirdik ki?

Cidden anlamıyordum. Eğer Pelin de benden hoşlanıyorsa -ki bundan az çok eminim- onun elini asla bırakmazdım. Sonum Rüzgar gibi olsun istemiyordum ama sanırım ilk önce harekete geçmem gerekecekti.

Bora anlatsın istediniz ondan yazdım. Ama belki bir daha erkeklerin anlatımıyla yazarsam bu kişi Burak olur. Onun açısından yazmak, tabi sizin de okumanız güzel olur.

Yıldıza basmayı unutma aşk<3

Yanlış Kişiyi Eklediniz! |textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin