Sağanak Gökyüzü

522 68 43
                                    

Selam canlar! Hikayelerim için bir tiktok hesabı açtım. Hesabın adı @eminecankitaplari Aranızda tiktoku aktif kullananlar, sevdiğiniz kesitlere edit yapmak isterseniz bunu mutlaka benimle paylaşın, mutlu olurum ve hesapta paylaşırım ❤️ keyifli okumalar <3

***

Sarılı olduğum sıcak bedene daha sıkı sarılarak homurdandım ve zaten kapalı olan gözlerimi acıyla bastırdım. Kafamın içinde bir fil ordusu koşuşturuyormuş gibiydi. Tek gözümü zorlukla açtığımda kanepede yattığımı yeni fark ediyordum. Üstelik sarıldığım şey Bay A'nın sıcak bedeniydi. Şafak sökmek üzereydi ve sabahla gece arasına sıkışmış gri tonlar perdeleri olmayan pencereden usulca salona sızıyordu. Sağanak halinde yağan yağmurun sesine uyanmıştım. Gözlerimi kırpıştırarak Bay A'nın yüzünü izledim ve birkaç saat önce olanları hatırlamam çok sürmedi. Ona her şeyi anlatmıştım ve bundan pişmanlık duymuyordum. Sanki kimselere söyleyemediğim bir derdi yoldan geçen bir yabancıya anlatmış ya da bir kağıda yazıp denize atmış gibiydim. Bay A'nın bunu ben istemedikçe konuşmayacağına emindim. Nefes alışverişleri düzenliydi ve yüzünde uykunun en derin yerindeymiş gibi bir ifade vardı. Yüzüne bakarken derin bir iç çektim ve bu hareketimden sonra kendime hayret ettim. Ne ara bu yabancıya bakıp iç çekecek hale gelmiştim? Yine de bunun için kendime kızmıyordum. Kim olsa onunla birkaç gün geçirdikten sonra deli divane olurdu.

Dışarıda kendini göstermeye çalışırcasına artan yağmur sesine kulak verip sessizce doğruldum ve onu uyandırmadan kalkmayı başarabildim. Üzerime sarılı battaniyeyle birlikte kalkarak hiç düşünmeden sürgülü kapıyı açtım ve bardaktan boşalırcasına yağan yağmura teslim oldum. Dışarıya adımımı atar atmaz üzerimdeki battaniyeyi geride bırakmıştım. Hiç düşünmeden kollarımı açtım ve yüzümü gökyüzüne döndüm. Bunu yaparken gülüyordum ve derin nefesler alıyordum. Yüzümde beliren ifade rahatlamış bir ifadeydi. Sanki bir yanım özgürlüğüne kavuşmuş gibiydi. Ben bu deliliği yaparken çok geçmeden sürgülü cam kapının sesini işittim. Diğer deli de bana katılmaya geliyordu.

"Hasta olacaksın!" Uykulu sesini duyduğumda gülerek ona döndüm. "Sağanak gökyüzü bu, hasta etmez."

Bir süre anlam vermeye çalışan bir bakış attıktan sonra bu isteğinden vazgeçti ve gülmeye başladı. "İlk kez duyuyorum. Nedir bu sağanak gökyüzü?"

Sanki bilmediği için onu ayıplıyormuş ve bu çok yaygınmış gibi bir tavır takınarak güldüm. "Kül olmuş ölülerin yağmuruna sağanak gökyüzü denir Bay A."

Söyleme şeklime kahkaha atarak güldü. "Hangi bilimsel makalede yazıyor bu bilgi?"

Yüzümü gökyüzüne döndüm ve yağmura beni arındırması adına izin verdim. "Baksana... Gökyüzü sağanak olup yağıyor üzerime. Koskoca göğün yükünü kaldıramıyorum."

Gözleri, yüzünü ıslatan yağmur yüzünden zorlukla açıldı ve tek elini bana doğru uzattı. "Ağır geliyorsa birlikte sırtlanırız gel hadi."

Hiç düşünmeden ona doğru bir adım attım ve hemen ardından diğer adımlarım birbirini kovaladı. Elimi tutar tutmaz içeriye koşmuştu. Gülmeye başladım. "Ne bu acele Bay A? Yağmurun altında dolandırıcıdan iyi bir insana mı dönüşüyorsun?"

Cam kapıyı kapatırken suratı asıldı. "Mizah yapabildiğimize göre kendimize gelmişiz, gidip kurulanalım." Hemen ardından merdivenlere yöneldi ve ben de refleks olarak onu takip ettim. Adımlarının ardında ıslak ayak izleri bırakıyordu. Arkasına döndüğü sırada ayak izlerine bakmış olduğumu fark etmiş olacak ki kahkaha attı. "Yarın temizlik günün... Yıldız tozundan külkedisine dönüşmek senin için sorun olmaz umarım."

Yıldız Kayarken Dilek TutulmazWhere stories live. Discover now