💎Tutam Tutam Aşk Kristalleri💎

315 13 149
                                    

🛠️|Hiccup

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🛠️|Hiccup

Elsa üç gündür ortalarda yoktu ve Jack iyice ruha benzemeye başlamıştı. Derslere katılmıyordu, dersleri kaynatmıyordu, yemiyordu, içmiyordu, kısacası resmen ölmüştü ama üstüne toprak atanı yoktu.

Onun bu hâline üzülüyordum. Çocukluk arkadaşımdı o benim. Sır ortağım, dostum, kardeşim... Jack'i türlü kalıba sığdırabilirdim. Bir yandan da onu anlıyordum. Nihayetinde âşık olmuştu. Aşkın ne olduğunu, nasıl hissettirdiğini, hele de platonik bir aşkın nasıl can yaktığını grubun arasında en iyi ben bilir, Jack'i en iyi ben anlardım.

Peki, bütün bunları düşünürken ben ne mi yapıyordum? Bozulan kazan dairesindeki kazanı tamir ediyordum. Okulumuzun cimri müdürleri işçiler çağırmak yerine babamın çocuğu olmamı kullanmış, tamirat işlerinde olan yeteneğimi kazanlarda harcamışlardı. Herkes derse girerken ben okulun bozulan şeylerini tamir ediyordum. Dediğim gibi, müdürümüz cimriydi. Bir işçi, bir hizmetçi işe almıyordu. Tüm işleri biz öğrenciler hallediyorduk.

Kazan dairesindeki sorunu uzun uğraşlar sonucunda bulup halletmiştim. Kış yaklaşıyordu ve Norveç'in soğunu düşünecek olursak bu kazan çok işimize yarayacaktı.

Kendimi bir köşeye atıp duvara yaslandım. Yorulmuştum. Gözlerimi kapatıp nefeslenmeye başladım. Üstüm başım yine kir içinde kalmış, yine bir çok dersi kaçırmıştım. Teşekkür ederim müdür bey. Siz bir numarasınız.

Kazan dairesinin kapısı açılınca gözlerimi kısık bir şekilde açıp kapıya baktım. Gelen kişi Astrid'di. Hemen doğruldum. Astrid içeri girip kapıyı kapattı ve tam bacaklarımın önüne oturup sırtını duvara yasladı. Ardından bana döndü. "Rahatsız mı ettim?" Başımı iki yana salladım. "Hayır, etmedin. Ama bir sıkıntın olduğu çok belli." Gözlerini kapatıp hava bir nefes verdi. Ardından kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı. Sağ elimi sağ omzuna attım. "Anlatmak ister misin?"

Astrid bana biraz daha yaklaşıp başını sağ omzuma koydu. Bu, kalbimin ritmini bozmuştu. Yutkunup onu susturmaya çalıştım. Astrid'in o ritmi duymasını istemiyordum. Astrid gözlerini kapatıp dudaklarını araladı. "Kuzenim geliyor. Sanki abimmiş gibi her işe burnunu sokan kuzenim. O gelince hayatım resmen kısıtlanıyor. Sizinle bile görüşmeme izin vermiyor. İnanabiliyor musun?!" Astrid son cümlesini söylerken doğrulup bana dönmüş ve sesini yükseltmişti.

"Sanırsın abim ve sanırsın abim olmasa bile bana karışmak gibi bir hakkı var! Ya benim ondan başka bir sürü erkek kuzenim var ama hiç biri onun kadar bana karışmıyor! Ciddi anlamda ondan nefret ediyorum." Astrid özgür ruhlu bir kızdı. Annesinin ve babasının bile ona karışmasını istemezdi. Ondan iki yaş büyük kuzeni ise sürekli ona karışır, onu kısıtlardı. Astrid'de bu duruma sinir olur, kavga eder, en sonunda iş cezada biterdi.

Astrid kuzeninin korumacı olduğunu söylüyordu ama ben sebebinin başka bir şey olduğunu biliyordum. Onu sadece bir kez Astrid'e bakarken görmem yeterliydi. Kuzeni Astrid'i seviyordu. Bütün kısıtlaması o yüzdendi. Seviyordu derken ona âşık, daha doğrusu takıntılıydı. Onun tek bir bakışı benim ondan nefret etmeme yetmişti.

ice princess ❆ jelsa ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin