Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
❄️|Jack
Sanırım hayatımın en korkunç ve kâbusa benzeyen bir haftasıydı. Elsa bana sarılıp elime bir yelpaze-bıçak silahı bırakmış, ardından ardına bakmadan kaçmıştı. Yelpaze-bıçak'ın içinde bir not vardı. Onu yanımdan ayırmamamı, tehlike anında bumerang gibi savurmamı ya da bıçak gibi kullanmamı istiyordu. Büyük ihtimal bumerangdan kastığı frizbiydi. Bumerang dik atılan bir şeydi ama ben Yelpaze-bıçak'ı yanlamasına atabilirdim.
Bir haftada tüm bu düşünceler kafamda dönüp duruyordu. Elsa ile geçirdiğim her bir anı tartıyordum. Şüpheli hareketlerini gözlüyordum. Daha doğrusu gözlemeye çalışıyordum. Ama yoktu. Elime bir silah verip ardından kaçacak bir şey yaptığı ile ilgili bir duygu kırıntısı yoktu.
Bulamıyordum. Ve bu daha da kafayı yemem dışında hiçbir etki yaratmıyordu.
Çalan zille başımı tahta masadan kaldırdım. Saçlarım gözlerime değip yerlerine oturmuşlardı. Saçlarım bile bana Elsa'yı hatırlatıyordu. İnleyip kafamı tekrar sıraya koydum. Ne ders dinleyecek, ne de teneffüse çıkıp ergenlik yapacak hâldeydim. Akıllı tahtadan açılan şarkılar bile kulağıma uğultu olarak geliyordu.
Biri hariç.
Nakaratını duyduğum zaman kafamı kaldırıp bakmama neden olacak şarkı Charlie Puth'un Attention şarkısıydı.
Sadece ilgi istiyorsun, Kalbimi istemiyorsun.
Aklıma Anna'nın düşünceleri doluştu. Söylediği her bir söz kafamda dolaşmaya başlamışlardı. Tilki gibiydiler. Sinsi sinsi, sessiz adımlarla beynimi dolaşıp dişlerini beynimin her bir uzvuna geçiriyorlardı.
Belki de yeni biriyleyken benimle olma düşüncesinden nefret ediyorsun.
Kaçmasının sebebi bu muydu? Hayır, bu olamazdı. Herkes Elsa'dan nefret ediyordu. Elsa'da herkesten nefret ediyordu. Bu...bu olamazdı. Hayır! Olamazdı!
Evet, sadece ilgi istiyorsun, En başından beri biliyordum.
Ellerimle kulaklarımı kapatıp kafamı çok sert bir şekilde masaya çarptım. Sızı avuç içim kadar bir alana yayılıp tek bir noktaya toplandı ve ben, alnımdan başlayıp kaşlarımın arasına doğru yol çizmeye başlayan sıvıyı hissettim. Taptaze, fırından yeni çıkmış gibi sıcacık, acı verici kandı bu sıvı.
Seni asla unutamayacağımdan emindin.
"Kapatın şunu!" Bağırarak yerimden kalkmış ve sırtımı yanımdaki duvara yaslamıştım. Kan artık burnumun sol tarafından akarak kendine yol bulmuş, dudağıma doğru ilerliyordu.
Şarkı durdu. Ben hızlı hızlı nefes alıp veriyor ve ellerimi kulaklarımdan çekmeyi reddediyordum. Bileklerime dolanan narin elleri hissettim. Ardından yumuşak, şefkatli bir ses doldurdu kulaklarımı. "Jack. Ne oldu? İyi misin?" Thiana'nın sesiydi bu. Ellerimi kulaklarımdan çekip Thiana'yı sert bir şekilde silkerek ellerinden kurtuldum. Thiana dengesini kaybedip geriye doğru yalpalandı.
