1. Bölüm

15.2K 360 232
                                    

Duyduğum anons sesiyle Mardin'e ulaştığımı anlamıştım. Gelmeyeli baya olmuştu. En son babamın beni apar topar İstanbul'a göndermesinin üzerinden on yıl geçmişti. Sık sık ailem İstanbul'a beni ziyarete gelirdi fakat benim gelmeme izin vermezlerdi. Ne zaman gelmek istesem önüme çıkarılan bir engelin son bulduğu bir gündü. Çünkü babamın özel davetiyle gidiyordum Mardin'e.

Teyzemin kızının düğünü için çağırılmıştım . Zehra yarın evleniyordu. Düğününe saatler kala babamın beni almak için geldiği arabada Mardin sokaklarını seyrediyordum. Ne değişmişti Mardin görmeyeli bir yabancı olmuştu bana. Sanki koşturduğum sokaklar değildi .

Araba durur durmaz babamla çantamı alıp konağın kapısından girdik. Annem, abilerim, yengem ve yeğenlerim sevgi dolu bir şekilde beni karşıladı. Hepsini çok özlemiştim. Annem eşyalarımı odama götürmesi için valizlerimi evimizin yardımcısı Aynur Teyzeye vermişti beni de doğruca banyoya postalamıştı. Aldığım duşun ardından kendimi rahatlamış olarak yatağıma bıraktım. Ama kına için hazırlanmam gerekiyordu ne de olsa büyük bir aşirettik. En son aşiret düğününe çocukken katılmıştım bu yüzden hazırlanmama yengem yardımcı olacaktı.

Aradan geçen iki saatin sonunda yengem odama annemin benim için özel diktirdiği yöresel kıyafetle beraber geldi. Yine kendi zevkini konuşturmuştu annem elbise gösterişten geçilmiyordu. Üstelik benim bir sade aşığı olduğumu bildiği halde. Yengemin yardımıyla zor da olsa kıyafeti üzerime geçirdim. Aynanın karşısına geçtiğimde aslında elbisenin yakıştığını yengemin 1000. iltifatindan sonra ben de fark ettim. Makyaj yapmak için aynanın karşına geçtim. Makyajımı yengemin ellerine bırakmadım ve kendi zevkime göre oldukça sade bir makyajla kınaya hazırdım.

Muhteşem Mardin manzarasına nazır konakta yaşayan Zehra evine geldik. Misafirler gelmeye başlamıştı. Kimseyle göz göze gelmeden direkt soluğu Zehra'nın yanında aldım. Teyzemin kızı her zaman ki gibi göz kamaştırıyordu. Onu öyle görünce yılların nasıl da çabuk geçtiğini fark ettim. Küçücük kızken şimdi sevdiği adamla evleniyordu. İnşallah mutlulukları daim olurdu.

Zehra gözlerimin dolu dolu olduğunu fark edince,

"Bana bak Banu sakın ağlama eğer ağlarsan hemen şuracıkta ben de ağlarım, sonrada çirkin çirkin insan içine çıkmak zorunda kalırım bütün makyajım akar."

"Zehra sen bana bakma sulu gözüm işte, seni böyle görünce bir anda kendimden geçtim hem sen her halinle güzelsin ne de olsa teyzemin genlerini taşıyorsun."

Biz Zehra'yla sohbete dalmisken kapının çalmasıyla gelenin yengem olduğunu anladık yengem,

"Hadi Zehra hazırsan bütün herkes geldi seni bekliyor gidelim."

"Hazırım Sedef Yenge geliyoruz."

Bir taraftan ben diğer taraftan yengem Zehra'ya avluya kadar eşlik ettik. Kapıdan görülmemizle zılgıt ve müzik sesleri bütün avluyu kapladı. Kendimizi müziğin ritmine kaptırdık ve Zehra'yla karşılıklı oynadık.

Oynamaktan şişen ayaklarımın ağrısından soluğu Zehra'nın odasında aldım. Kısa bir süre sonra damadın geldiğini belli eden bağırışları duyunca hemen avluya doğru harekete geçtim. Avluya çıkan balkondan kınaya sonradan gelen erkeklerin ne kadar kalabalık olduğunu fark ettim. Merdivenleri inerken karşıdan gelen erkekler arasından birinin bana baktığını hissettim. O tarafa doğru bakınca uzun boylu , siyah saçlı , beyaz tenli , yapılı bir adamla göz göze geldim. Ne o gözlerini benden kaçırdı ne de ben sanki gözleriyle bir şeyler anlatır gibiydi. Bakışları ona daha çok bakmama sebep oldu gözlerimi ondan ayıramadım. Baya bir bakıştıktan sonra birinin koluma çarpmasıyla kendime geldim.

AnsızınWhere stories live. Discover now