five 部

1.8K 143 67
                                    

her şey çabucak gelişmişti, bunun tek bir nedeni ise aniden ortaya atılan ballı çörek yapma isteği ve annemin ise beni kıramamış olmasıydı. sanırsam uzun zaman sonra, elbette okul içi dışında, taehyung'u yakınımda görebilecektim. içimde şiddetli bir şekilde yüklü heyecan hissi kendisini yaşatıyordu, doğrusunu söylemek gerekirse bundan nefret ediyordum. nedenini sorar gibisiniz, cevabı apaçık ortada bana göre. sizce kim çocukluk arkadaşının beklenmedik bir harekette bulunmasını ve zaman geçtikçe ondan uzaklaşmasına tahammül ederdi ki? fazla düşünce isteyen bir konu, kesinlikle cevap vermemek adına kendi düşüncelerim üzerine her gün kaçıyordum.

beklenmedik bir anda evin içinde yankılanmıştı gür zil sesi; kapının zili ve birkaç tıklama. odamda bulunan silüetimi ışık hızıyla aşağı kata indirmek adına adımlarımı çabuk tutuyordum. taehyung'un gelişini kutlarmışcasına birçok odanın içine yayılmış olan çöreğin nefis kokusu, bununla da kalmayıp annemin çöreklerin yanında damakta kalıcı tat bırakması amaçlı yaptığı sıcak çikolatalar vardı. cidden soruyorum, tüm bunlar bu akşam kendi evimde yaşanırken başka ne hayal kurabilirdim ki?

tüm bu düşüncelerim dudaklarımda tebessüm etkisi bırakırken kapıya ulaşmanın vermiş olduğu heyecanı ile derin bir nefes alıp gözlerimi saniyeliğine yummuştum. tabii ki hafif bir kırgınlık kendisini göstermekteydi ama şu an ne umrumdaydı ki.
kapının kolunu kavrayan elimi fazla gecikmeden aşağıya doğru çekmiş, karşımda beliren ve bana üstünlükle hafiften yapılı olan beden gözlerimin önüne serilmişti. her zamankinden farklı değildi, feci havalı bir görünüşü vardı ve gün içinde birçok kızın bakışlarının onu bulması beni kıskançlık krizlerine sokuyordu. bununla da kalmayıp kızların ona el sallamal-

"jungkook, içeri almayacak mısın beni? baksana, arkadan annen bana ölümcül bakışlarını her zamanki olduğu gibi yollamakta."

cümlenin bitişine karşılık arkadan işittiğim ve birkaç adım sesiyle annemin hemencecik yanımda durduğunu sezmiştim. başım gülüşmelerin geldiği noktaya dalınca annemin uzun zaman sonra taehyung'u görmüş olmasına karşı sevinç gösterilerinde bulunduğunu görmüştüm. taehyung ise normaldi, gülümsüyor ve annemin sarılışına karşılık sevimli şekilde karşılık veriyordu. size yemin ediyorum, o an annemin yerinde olmak isterdim. nedenini söylemiyorum, anladınız siz.

bakışlarım donuk bir şekilde taehyung ve annem ikilisinde gezinirken saniyeler sonra annemin taehyung'u içeri çekişine, ardından ise soğuk havanın eve dolmaması amaçlı kapıyı ayağının ucuyla örttüğüne şahit olmuştum. annemde gezinen bakışlarım en sonunda taehyung'u bularken üstündeki siyah, diz kapaklarına kadar ulaşan paltosunu çıkarıyor oluşunu görmüştüm. dudaklarımda kendiliğinden oluşan alaycı sırıtış ile yanına adımlamış, görüş açısına geçtiğimde ise kollarımı birbirine bağlamıştım.

"görüyorum da hiç dikkatiniz altında değilim, taehyung bey. insan bir nezaket göstermek adına sarılır veya bir şey yapar, huysuz."

sonlara doğru kısılan sesimle başımı hafiften taehyung'a doğru eğerek gözlerimi kısmıştım. kesinlikle tam şu an taehyung'un bana ilgi göstermesi adına bebek gibi ağlama kıvamındaydım, elimde değildi bu.
taehyung'un yoğun bakışları altında ezilirken duruşumu bozmadan olduğum yerde kıpırdanmış, bakışlarımı bir süreliğine ondan kaçırmıştım. hiçbir hareket yapmıyor oluşu gitgide sinirimi bozarken yanaklarımı şişirmiş, sinir bozucu bir ifade eşliğinde ilk adımı ben atarak kollarımı ona sarmıştım, tapmış olduğum yapılı bedenine. dışarıdan geldiği için oldukça belli olan soğumuş bedeni kollarımın altında iken mükemmel hissediyordum, aynı düşünce umarım ki onun için de geçerlidir.

maybe i miss you & taekookWhere stories live. Discover now