GEÇMİŞTEKİ HATALAR VE ZEVKLER

477 25 5
                                    

Beyaz renkli bomboş duvarlar, upuzun beyaz fayans döşenmiş zeminli   koridoru adeta  tamamlıyordu. Duvarları bomboş ve çizik dolu koridorun sağ tarafında  üç tane  siyah kapı varken sol tarafı bahçeye bakıyordu. Rüzgar bahçeyi her ziyaretinde, kurumuş çiçeklere her dokunduğunda korku filmlerindeki ürpertici rüzgar sesi çıkıyordu . Belli bir sırada dikilen kavak ağaçlarının dibi kurumuş yaprak dolu iken rüzgar her estiğinde sağa sola uçuşan kuru yapraklar buraya terk edilmiş bir hava veriyordu. Son baharın en güzel zamanları, bu tımarhaneye ürkütücü bir hava katıyordu.  Bahçede hava almaya çıkan hiçbir hasta yoktu . Beyaz koridorlarda ise tek tük hasta vardı. Zeten onlar da kendilerinde değillerdi. İnsan göz teması kurmak ,veya iletişim kurmak için bakınca karşılık olarak sundukları Boş ve soğuk bakışları  ,solgun yüzleri ve kazınmış saçlarını tamamlayan beyaz pijamaları ve plastik terlikleri ile  "Ben bir deliyim ! Ne söylersem inanma !" Diye cevap veriyorlardı.
Dışarıdan bakılınca bakımsız bahçesi ile terk edilmiş bir yeri andıran bu tımarhanede tuhaf tipler vardı. Herşey beyazdı. Duvarlar , yataklar ,kıyafetler...
Burası deliler ile dolu ürkütücü bir tımarhaneydi .
Sonra ,"Ama ben sana dediğime inanma dedim, değil mi ? " Diyorlardı bu tımarhanenin tuhaf sakinleri .İşte bu kadar yanıltıcı ve insanın düşüncelerini etkileyen bir ortamdı burası. Her dediklerinde bir çelişki ve şüphe vardı. Hatta bazen ne dediklerini bilmiyorlardı. Burası normal bir akıl hastanesi olsa bunlar normal gelir miydi size ? Bu kadar gergin ve ürkütücü bir ortam , hastaların tuhaf kıyafetleri ve kazınmış saçları...
Belki ... En azından burası bir hastene ve doktorlar en iyisini bilir diye düşünürdünüz.

Ama ne dedim ,burası normal bir akıl hastanesi değildi. Buradaki doktorlar da normal doktor değillerdi. Burada kimse normal değildi!

Koridorun sağ tarafında bulunan siyah kapılardan ortadaki doktor Mesut'un odasıydı . Onun sağ tarafındaki yani sonuncu kapı doktor Efsun'un, en baştaki siyah kapılı oda ise doktor Tansu'nun odasıydı . Mesut ,Efsun  ve Tansu ... Hastalarının iyiliği için herşeyi yapan mükemmel doktorlar, özellikle Mesut ve Efsun  .

En baştaki siyah kapının açılma sesi boş koridorda yankılanırken ardından aceleci ayak sesleri  eşlik etti. Elinde tuttuğu mavi hasta dosyası ile ortadaki siyah kapıyı iki kere tıklattı . Gir komutunu alınca kapıyı açıp içeri girdi. Kapıyı ardından kapatmayı da ihmal etmedi. 

Onu karşılayan, siyah deri sandalyesinde oturan ,elinde dibinde birazcık votka kalmış  bardağı ile "Sonunda !" Diyen doktor Mesut oldu.

Siyah ağırlıklı mobilyalar odaya hoş bir hava katıyordu. Büyük ve ferah bir odaydı . Arka bahçeye bakan büyük pencereler vardı. O pencerelerin yanında solmaya yüz tutmuş çiçek saksıları vardı.

Üzerinde bilgisayar  ,not defteri çeşitli ıvır zıvır  eski bir  kum saati ve bir de yarıya kadar dolu votka şişesi olan siyah bir masa vardı . Siyah sandalyesine kurulan  doktor Mesut odaya çok yakışmıştı.  Her ne kadar dış görünüşü berbat olsa da siyah mobilyalar ile döşenmiş bu  kasfetli odayı  tamamlıyordu .

Odanın sağ tarafında bir deri koltuk takımı vardı. Ortasında ise cam bir sehpa .

Perdelerine kadar siyah olan bu odada hangi hasta derdini anlatmak için rahatlayabilirdi ki ?

"Öncekiler gibi olmasın diye detaylı bir araştırma yaptım." Diyen doktor Tansu elindeki mavi hasta dosyasını doktor Mesut'a uzattı. Doktor Mesut'un uzanıp alamadığı dosta havada kaldı ve doktor mesut bardağın dibinde kalan votkasını kafasına diktikten sonra sert bir şekilde "Oku!" Dedi .
Bunun üzerine doktor Tansu dosyayı açıp okumaya başladı.

" Beliz KARA . 26 yaşında ,1.72 boyunda ,60 kiloda . Öğretmen ve kimsesi yok . 19 yaşına kadar yetimhanede kaldıktan sonra tek başına yaşamaya başlamış. Adına bir banka hesabı  var ve detaylı incelediğimde yüklü bir miktar para transferi olmamış. Ağır şizofreni hastası . Bundan önce iki klinikte kalmış ama çeşitli olaylara katılmış  ,isyan ve hastaları kaosa sürüklemek gibi. İlaçlarını almıyor ve kendini gayet sağlıklı sanıyor. Kısacası tam bize göre. " Dedi.

" Ağır şizofreni hastası demek? Daha önce iki klinikte kalmış demek ? Bu bilgilere nereden ulaştın?" Dedi doktor Mesut.

" Efendim ... " Duraksadı ve ona gözlerini dikmiş bakan adamı tatmin  edecek bir cevap düşündü.

"Evet?"

Bekliyordu ! İyi bir araştırma ve isabetli bir cevap istiyordu doktor Mesut .

" Efendim ben araştırma yaptım. Ama çok detaylı bir araştırma. Hatta kaldığı iki kliniğe bile gittim . Orada kalmış ve geçmişinde ne bir gruba ne bir gazetecilik bürosuna girişi yapılmamış. Öğretmen olduğu için size de anlattığı hayali arkadaşlarını öğrencilerine anlatmış ve öğrenciler ailelerine söylemişler. Bunun üzerine -

"Bunun üzerine tımarhaneye takmışlar! Bunları biliyorum! Senden önce araştırdım ben ! Daha öncekiler gibi olmasın diye ! Sana ne zaman güvensem birşeyleri eksik yapıyorsun. Bundan önceki iki kadın gazeteci çıktı. Az  kalsın yakalanıyorduk. Bu kadın deli değil.  Numara yapıyor . " Diye sertçe çıkıştı doktor Mesut .

"Ama raporları var . Gördüğü tedaviler burada yazıyor." Diye elindeki dosya ile doktor Mesut'a yaklaştı doktor Tansu .

Doktor Mesut, ona uzatılan dosyayı alıp incelemeye başladı . Beliz'in gördüğü tedaviler, kaldığı klnikte yaptığı davranışlar ,çıkardığı kaoslar ve dahası .
Hepsi Ağır şizofreni hastası bir kadının yapacağı şeylerdi . Aldığı ilaçlara  kadar yazıyordu.

" Ya bu kız gerçekten deli ,ki sanmıyorum. Ya da çok iyi numara yapıyor. Arkası çok sağlam ve amacı her ne ise kenetlenmiş durumda .Gazeteci olsaydı mutlaka bir iz olurdu . Ama sıradan biri de değil. Bu kızda birşeyler var ."  Doktor Mesut  Beliz'in hastane kayıtlarını görünce onun hakkında şüpheye düştü.

" Peki ya gazeteci ise ? "

Doktor Mesut'un dudakları zevkle kıvrıldı ve "Ne çok eğlenmiştik hatırlamıyor musun ? " Dedi .

Doktor Tansu başını yere eğip pişmanlık kokan sesi ile "Hatırlıyorum." Dedi .

Olanlar onun isteği ile değildi ama bu onu masum yapmazdı. İstese bu oyuna bir son verebilirdi ama o oyuna dahil olmayı seçmişti. Aldığı zevk ona pişmanlık yaşatsa da eğik başı ve  pişmanlık kokan sesi hırsı ve arzuları karşında etkisiz kalıyordu.

Peki yine olsa yine yapar mıydı?

" Ne o ,pişman mısın  ? Halbuki inlemelerin ile bodrum katındaki hastalara konser verdin, o iki kadının acı dolu çığlıkları eşliğinde. "  Baskıcı kişiliği bu cümleler ile pişmanlıkla cebelleşen doktor Tansu'ya el sallıyordu.

" Ben ... Pişman değilim!"

O iki kadını her hatırladığında pişmanlık rüzgarı vicdanını üşütüyordu . Yine de bu yeterli değildi.

"Güzel . Soruna gelecek olursak  ,eğer Beliz bir gazeteci ise ona yapacaklarımız geçen seferden daha zevkli olacak . Ama üzülme eğer değilse bile kimsesiz ve deli bir kadının her türlü kullanım hakkı bize düşer. Her türlü!"

💫

Kirli ve tehlikeli bir oyun ! Taraflar; Deli taklidi yapan bir kadın. Peki ama bu gergin ve çelişkili ortamda bu kadında bir numaralar olabilir miydi ?

Hastalarına tedaviden başka şeyler yapan bir doktor , doktor Mesut.  Bu başka şeylerin başında tecavüz geliyordu ama bu buz  dağının görünen kısmıydı.  Bu asıl olayların yanında sadece doktor Mesut'un zevk aldığı bir aktivite kadar basit kalıyordu .

Bu tımarhanede kimse normal değildi!

ODA:18 Where stories live. Discover now