52-KAKTÜSÜN ÇİÇEKLERİ

75.1K 3.6K 2.2K
                                    

Selam...

Nasılsınız?

Sınır falan yok, sınırı siz koyun. Keyifli okumalar.

&

Hayatı bazen bir ağaca benzetiyordum. Bazen çiçekler açıyordu hayatımızın dallarında, bazen asi bir rüzgâr gelip savuruyordu hiç bilmediğimiz duygulara. Sen neyin ne zaman sana geleceğini bilemiyordun. Bazen kuru bir yaprak gibi asfaltı üzerinde eziliyordun, ezildiğinde senden çıkan sesler insanların hoşuna gittiği için birkaç kez daha basıyorlardı senin üzerine. 

Hiç acımadan zıplıyorlardı üzerinde. Sen tüm bunlara dayanıyordun çünkü bunların bir gün sona ereceğini biliyordun. Güneş bir gün senin için doğup dallarında çiçekler filizlenecekti, bir sonraki mevsime kadar mutluydun kısaca.

Biz, bir sonraki mevsim bize uğrayıncaya dek mutluyduk şimdi. O mevsim bir saniye sonra bize uğrayacak olsa da altından kalkıp yeniden dallarımızda çiçeklerin açmasını sağlayabilirdik. Sevgi çoğu zaman insanı güçlendiriyordu benim için böyleydi. 

Figen hocanın odasından çıktığımdan beri ayaklarım yere basmıyordu sanki. Bir oğlum olacaktı, bunun fikri imkânsız gibi gelmişti o an ama ben 6 ay sonra onu, oğlumu kucağıma alacaktım. Kendimi bir duygu bulutunun içinde bulmuştum cinsiyetini öğrendiğimden beri. Ali'de benden pek farksız değildi. O da öğrendiğinden beri kendinde değil gibiydi.

 Bir oğlumuz olacaktı bizim, ben bir erkek annesi olacaktım! Bu harika bir histi!

Doktordan çıkıp arabamıza bindik, dudaklarımızda bir gülümseme vardı. ikimiz de çok heyecanlı çok mutluyduk.

E sizler de teyze oluyorsunuz, ya da hala orasını artık siz seçin. 

''Oğlumuz olacak,'' diye tekrar etti Ali bilmem kaçıncı kere, ''Vay be, ulan daha aylar öncesinde mutlu olmak bile harammış gibi gelirken şimdi bir oğlumuz oluyor. Hayatın bana oynadığı en güzel oyunsun.''

Usulca yaklaşıp yanağını öptüm, ''Çok heyecanlıyım Ali.''

Zaten tutmakta olduğu elimi dudaklarına götürdü, ''Bir de bana sor güzelim, bir de bana sor.''

Heyecanımız gözlerimize, sesimize bize yansımıştı tümüyle. Dudaklarımızdan dökülen kelimler mutluluk sıçratıyordu bizlere. 

 ''Nasıl geçecek bu beş buçuk ay?'' 

''Benim için biraz zor ama keyifli geçecek sanırım.''

''Güzel bir hamilelik geçirmek için elimden geleni yapacağım, bir daha zorluk yaşamana müsaade etmem.''

Yaşadığım şey için kendine duyduğu o öfkenin hâlâ yerli yerinde olduğunu biliyordum. Ali için bazı şeylerden geçmesi kolay olmuyordu. 

Evimize geldiğimizde hava da kararmıştı çoktan. Zaten hava erken kararıyordu artık, işe gitmek için evden çıkarken de karanlıktı eve geldiğimizde de. Gün yüzü göremiyorduk tam manasıyla. 

Konuşa konuşa evimize gelmiştik. Ali hemen elini dolamıştı belime, asansöre binip katımıza geldiğimizde bizi evimizin önünde Selim ve Fırat karşıladı. Ellerinde ise balonlar vardı. Selim heyecanla atıldı önümüze.

''Cinsiyetini öğrendiniz mi? Neymiş benim prenses yeğenimin cinsiyeti?''

''Gösterdi mi merak ettik.''

Ali kapıyı açtı, ''İçeriye geçelim karım üşüyor lan.''

Ali'nin açtığı kapıdan içeriye geçtim, ardımdan Selim ve Fırat da gelmişti. Kabanımı çıkarttığımda Ali eline alıp askıya astı. Fırat ve Selim de montlarını resmen atmışlardı. Salona geçip oturduk.

ZORA SARILDIK/TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin