3. BÖLÜM HİS

544 310 33
                                    

Herkese yeni bir yıldan merhaba. Umarım iyisinizdir. Bu bölümü yeni yıl bölümü olarak paylaşıyorum. Ve size bir sürprizim varrr. Artık yeni bölümler ayda bir değil iki kere gelecek. Hadi o zaman yeni yılın ilk bölümüne geçelim...

                                  🐚🐚🐚

Kalp kırıkları canı en çok acıtan parçalardı. Senden bir parçaydı ama seni de kanatıyordu. Yaralamıyordu, öldürüyordu. Acıtmıyordu, yakıyordu. 

Deniz arkasını dönüp gittiğinde kalbim paramparça olmuştu. Ne ummuştum ne bulmuştum. Aslında ne umduğum da belirsizdi. Çünkü daha onu tanımıyordum, neden bir an hayallere kapılmıştım? 

Etkilenmiş miydim? Çok saçma…  Daha görmediğim birinden nasıl etkilenebilirdim ki? Fotoğraflar…  Ah hayır, basit birkaç fotoğrafın nesinden etkilenebilirdim? 

Üstelik düşündüğüm biri vardı benim. Beklediğim,özlediğim, sevdiğim... Şimdi tanımadığım birinden etkilenebilir miydim hiç? 

Hayır... Bu olmazdı, olamazdı.

Saçlarımı savuran rüzgarın tenime değmesiyle gözlerimi Deniz'in ardında bıraktığı boşluktan çekip önüme baktım. Ona anlatmıştım her şeyi ve haberdar olmuştu yaşadıklarımdan. Ben üstüme düşeni yapmıştım, sıra ondaydı. Ondan gelecek haberi beklemeliydim belki de. 

Yavaş adımlarla Aslı'yı bıraktığım yere gittim. Hala bıraktığım gibi masada oturmuş beni bekliyordu. Dirseğini masaya dayayıp başını avucunun içine koymuştu. Geldiğimi fark ettiğinde yavaşça doğrulup masaya oturmamı izledi. Soğukluk almaya gitmiştim ama elim boş dönmüştüm. Bunun için hesap soracağını biliyordum. 

"Ayris, nereye kayboldun bir anda? Kantine gidiyorum dedin ama gidiş o gidiş, neredeydin? " Aslı'nın serzenişlerini dinlerken dirseklerimi masaya dayayıp ellerimi yumruk yapıp yanaklarıma dayadım. 

"Geldim işte. " Kalbim hala nedenini bilmediğim bir his yüzünden ağrıyordu. Ve bu his konuşmamı zorlaştırıyordu. 

"Sen iyi misin? " Aslı birden ciddileşip yüzüme baktı. O sırada bana sorduğu soruyu ben de kendime soruyordum. Ben iyi miydim?

"Onu buldum. " Aslı'nın sorduğu soruya cevap vermek istemediğimden konuyu değiştirdim. Böylece kendimle hesaplaşmam daha sonraya kalabilirdi. "Ve onunla konuştum. "

"Na-nasıl, nerede? "

"Kantinden çıktım buraya doğru gelirken ayağım takıldı bir kızın üstüne meyve sularını döktüm. O sırada da Deniz geliyordu karşıdan. Peşinden gidip onun sakin bir yere gelmesini istedim. Ona dün yaşadığım şeyleri anlattım."

"Ne dedi peki? " 

"Araştıracağını söyledi."  Ve kalbimi paramparça edip gitti… 

Yine saçmalıyorum galiba...

"O zaman ondan haber bekleyeceğiz." Aslı haklıydı. Ondan haber bekleyecektik ama böyle de elim kolum bağlı duramazdım. "Eve gidelim mi? "

Aslı'nın sorusuyla masadan kalkıp karşısında dikildim. Bana şaşkın gözlerle baktığında ona gülümsemeye çalıştım. "Senin evine değil, benim evime gidiyoruz ve bu karmaşayı çözüyoruz."

"A-anlamadım Ayris. Nasıl çözeceğiz? Hem Deniz'den haber bekleyeceğiz demedik mi? " Aslı'nın şaşkın bakışlarının ardından sorduğu soruya gülümsedim. 

"Onu ben değil, sen dedin Aslı. Bir şekilde çözeriz, böyle oturup durmaktansa bir şeyler öğreniriz belki. " Aslı'yı arkamda bırakıp kampüsün çıkışına doğru ilerledim. Aslı da arkamdan bağırıyordu ama ne dediğini duyamıyordum. Yoldan geçen bir taksiyi durdurduğumda ikimiz de binip evin adresini verdim. Kısa sürede eve geldiğimizde taksiden indik ve eve doğru yürümeye başladık. Babamın evde olduğunu düşünmüyordum, o yüzden rahattım. 

SİYAH MEZAROnde histórias criam vida. Descubra agora