35. BÖLÜM BEBEĞİM

171 167 0
                                    

Selam bebişlerimmm, gecenin dördünde yeni bölüm atmadığım girdi rüyama jdjdjd 🥳
Neyse attığıma göre iyi okumalar dileyerek uyumaya devam edebilirim 😅
Bölümü oylamayu unuymayalım lütfen... 🍂

🐚🐚🐚

İnsanın hayatta en mutlu olduğu an hangisi olabilirdi ki? Hangi birini sayabilirdi insan? Birini saysa diğeri boynunu bükmez miydi, onu da saysa başka biri çıkmaz mıydı oradan?

İnsanın o kadar çok mutlu olduğu an olurdu ki hayatta, her birini saymaya ne nefes yeterdi ne de hayat... Ama sadece birkaçı vardır hayatında sadece mutlu etmekle kalmaz onu yeniden yaşatırdı da. İşte bunu durup bir düşününce sadece birkaç olay gelirdi insanın aklına. Çünkü her mutlu olay insanı yaşatmaya yetmezdi, ama her yaşattığı olay elbet mutlu da ederdi...

Ben düşünüyorum da, beni mutlu eden ve aynı zamanda da yaşatan bir olay var mı diye... Var, bunu en içten gülümsememle yanıtlarım. Elbette var, Denizle tanışmamız mesela. Her kötü olayın arkasında bir de iyi bir şey vardır ya hani, ben eğer o mezarın başına götürülmeyip Deniz'in ismini o mezar taşından öğrenmeseydim onunla tanışamazdım ki. Ya da şu an onunla bebek odası alışverişi yapıyor olamazdık. Evet, ben o mezarın başına götürülmüştüm. Orada olduğum an hayata kaç kere lanet etmiştim bu da doğru. Ama şimdi her şey değişti işte, ben o mezar sayesinde Denizle tanıştım. O mezar sayesinde kalbimi bir adama verdim. Ben o mezar sayesinde belki de şimdi Deniz'in çocuğunu taşıyorum. O mezar siyahın en koyusuydu ama benim hayatımı öyle bir renklendirdi ki, her şey sil baştan yazılmaya başlandı...

Şimdi sevdiğim adam olacak bebeğimizin eşyalarını arabaya taşırken ben de karnımı tutmuş onu bekliyordum. Hislerim kuvvetli mıydı bilmiyordum ama ben hamile olduğunu hissediyordum. Hani anneler hissederdi ya çocuklarını belki ben de hissederdim. Ve hislerim beni yanıltmazdı...

Sürücü tarafının kapısı açıldığında yerimde zıpladım. Deniz bana şaşkınlıkla bakarken ben korkudan hızlanan kalbimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

"Korkuttun mu? " Bir elim kalbimde bir elim karnımda öylece Deniz'e bakarken o da bana ve ellerime bakıyordu. "Miden mi bulanıyor yoksa yine? "

Deniz'in sorusuyla hızla elimi karnımdan çektim. "Yok, midem falan bulanmıyor. "

"Tamam öyleyse. " Deniz arabayı çalıştırdığında yola baktım sadece. O da ben de sessizlik şimdi ve yol boyu da böyle geçtik. Ben gözlerimi tek bir noktaya sabitlemişken nereye gittiğimizin farkında değildim. Araba durduğunda farkında olmadan dışarı çıktığımda kendimi evin önünde bulmayı umarken hastanenin önünde bulmuştum. Bir hastaneye bir Deniz'e baktığımda Deniz yanıma gelip elimden tuttu.

"Bakma öyle, sabahki halini hiç beğenmedim. Sen bir şeyin olmadığını söylesen de bir kontrol ettirelim. " Aklımdaki düşünceyi Deniz hiç tahmin etmiyordu. Eğer düşüncem doğruysa da ben böyle öğrenmesini istemiyordum. Ama buraya kadar gelmiştik ve şimdi itiraz etsem Deniz bir şeylerden şüphelenirdi. Ona uyup hastaneye girdiğimizde acile gittik. Hemşireler beni sedyeye yatırdıklarında gelen doktor da muayene etmekle meşguldü. Şikayetlerimi ona söylediğimde hamilelik durumunu söylememesi için içimden dua etmeye başlamıştım bile.

"Bir de kan alalım Burcu. " Doktorun sesiyle kapalı tuttuğum gözlerimi açtığımda Deniz korkuyla doktora bakıyordu.

"Kan mı? Neden? Ciddi bir şey mi var? " Ardı ardına sıraladığı sorularına doktor başını sallayarak cevap verdi.

"Sadece kontrol amaçlı. Duruma göre size haber vereceğiz. Şimdi sizi dışarı alabilir miyiz? " Deniz doktorun söyledikleriyle dışarı çıkıp düşünceleriyle baş başa kalırken ben kolumdaki damarı bulmaya çalışan hemşireye döndüm.

SİYAH MEZARМесто, где живут истории. Откройте их для себя