/9/

300 16 10
                                    

Tatilin sona ermesi içimde büyük bir burukluk yaratıyordu. Onsuz gelip onunla dönüyordum buradan, ne garip değil mi? Keşke bitmeseydi bu anlar ama gidiyorduk işte.

Diğerleri buraya geldiğimiz arabayla giderken bizde onları eren'in arabası ile takip ediyorduk. Hemen arkamızda ise levi ve hange'nin arabası vardı. Konvoy halinde gidiyorduk.

Gözlerimi eren'den ayırmıyordum o yeşillere her geçen gün daha da hapsoluyordum. Arabada çalan hafif müzik kulaklarımı doldururken dönünce yaşanacak her şeyi düşünmeyi bırakmıştım. Arabanın vitesine elini koyan erene kaydı gözüm sessiz kalmamız sadece birkaç saniye sürmüştü ve sessizliği bozan bu sefer ben olmuştum. "Gidince nerede kalacaksın?"

Eren birkaç saniye düşünüp cevapladı. "Evimde kalmayı düşünüyorum ama ailemin yanında olanda değil okulun ordakinde." Duyduklarım beni endişelendirmişti eren'in ilk tehtit aldığı yerdi orası, orada kalamazdı. "Hayır." Diye cevapladım. "Orada kalamazsın, orayı biliyorlar."

Eren sustu sadece ve yine ben konuştum. "Levi sana güvenli bir yer ayarlar." Eren kısa süreliğine yoldan gözünü çekip bana baktı. "Sen nasıl istersen, senden başka birşey için yaşamıyorum." Duyduğum sözler kalbimin yerinden çıkmasına neden olmuştu, eren sadece benim için yaşıyordu... Tebessüm edip viteste duran elinin üzerine elimi koydum, baş parmağını hareket ettirerek avucumu parmağı ile okşamaya başladı. Gözlerini yoldan ayırmayan eren'in yanağına uzanıp küçük bi öpücük kondurdum. Eren bana gülümsedi ve gülümsemesini doldurmadan yola bakmaya devam etti

...

Arabadan indiğimde bacaklarım tutulmuştu. Eren bagajda duran bavulları almak için gittiğinde ben de arabanın kapısını örtüp arkaya park etmiş Levi'nin arabasına doğru gittim. Yanlarına vardığımda Levi uyumuş olan hangeyi uyandırmaya çalışıyordu. Beni gördüğünde bana döndü.

"Abi, eren eski evinde kalacağını söyledi ben de itiraz ettim ona kalacak güvenli bir yer bulmamız gerekiyor, hatta iki kişilik olsun çünkü ben de onunla kalmak istiyorum ve hatta başka bi şehre falan-" Levi sözümü kesiti ve konuştu normalde yapmayacağı birşeydi bu.         "Erenle ev hayallerini içerde mi anlatsan mikasa sakın tepki verip etrafa bakma ama bizi izliyorlar."

Levi çaktırmadan karşı kaldırımdaki arabaya bakıyordu , siyah arabadaki birkaç adam açıkça bizi izliyordu. Arabadaki uyanmayan hange'yi kucağına alırken (Levi'nin boyu uzun olsun biraz valla yazık 🥺). konuştu Levi "herkesi biran önce içeri al mikasa saldırma niyetleri yok yine de tedbirli olalım. Başımı onaylar gibi sallayıp hızlı adımlarla bagajdaki eşyaları indiren eren'in yanına gittim. "Eren, Levi bizi izlediklerini söyledi hemen içeri girmemiz gerek." Eren bana ve sonra hızlıca etrafına baktı. Diğerlerine de haber verip hızlıca eve geçtik."

Kapıda duran Levi herkesin içeride olduğuna emin olduktan sonra kapıyı kapatıp birkaç kez kilitleyip içeri geçti.

"Adamlar üstlerine bilgi verdi ve bunlar öyle sadece zeke kaçtı diye sinirlenmemişler başka şeyler de var." dedi Levi düşünceli bir şekilde. "Kişi sayımızı, görüntülerimizi ve hatta özel hayat bilgilerimizi bile aldılar."  Gruptaki herkes endişeliydi. "Bundan sonra kimse yanlız gezmiyecek size birkaç gün süre veriyorum dikkatlice toparlanın. Güvenli bir yere geçeceğiz."

"Nasıl yani taşınmak gibi mi önlem amaçlı mı?" Dedi Armin. "Önlem amaçlı bir taşınmak." Diye cevapladı Levi. "Ne kadar kalacağımız belli değil şuan. Siz yine de hazırlıklı olun." Ardından bir soru da ben sordum. "Peki nereye gidiyoruz." Diye sorduğum soruya "Sence?" Diye bir soruyla yanıt verdi. Düşündüğüm yer dışında her yer olabilirdi. "Düşündüğüm yer ise ben gelmiyorum siz gidebilirsiniz." Diyerek düşüncelerimi net bir şekilde ifade etmiştim. Ardından meraklı Sasha sordu "Bize de mi söyleseniz neresi burası?" "Muhtemelen 'ACKERMAN MALİKANESİ'"
Diye yanıtlayıp leviye bakarak devam ettim "ve ben gelmiyorum."

"Şu durumda itiraz hakkın olduğunu sanmıyorum." Dedi ve haklılık payı da vardı ama dönemezdim. Eren sorgular gibi bakınca sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadım "kaçtığım şu yer orası."
Eren kafasında bir şeyler oturtmaya çalışır gibi boş duvara bakıyordu.

Yıllar önceydi, orta okuldaydım sanırım. Annem ve babam yeni vefat etmişti. Tüm Ackerman ailesi annem ve babamın katilini ararken beni küçücük odaya hapsetmişlerdi. Levi beni kurtarmaya çalışmış ama başta başarılı olamamıştı. Bunu yapan da babamın annesi olan Akerman ailesi reisi Clara Ackermandı. Kendisini sevmek isterdim çünkü özünde iyi bir kadındı ama kendisi bana o şansı hiç tanımadı.

Asıl konu zaten odaya tıkması değil, odaya tıkıp hiçbir bilgi vermeden beni orda bir ay çıldırtmasıydı. Annem babam öldü, kim öldürdü, burada bana da birşey olur mu, Levi dışarıda nerede, ya ona da zarar verilirse? Sorularla kafayı yedim bir ay boyunca. Neden yaptığını hâlâ anlamış değilim. Levi o gün gelip beni kaçırmasaydı neler olurdu merak ediyorum. Clara'nın tek savunması ise 'seni korudum'. Levi dışında ona karşı çıkmaya cesareti olan da yoktu zaten. Katil bulundu diyorlar ama yine bizim haberimiz yok tabiki bu katilden. Clara kenny ve birkaç kişi dışında kimse bilmiyor sanırım.

Levi de ordan en az benim kadar nefret ediyor ama şuan gidilecek açık ara en güvenli yer orası. 100'e yakın koruma ile korunuyor. Ackerman ailesinin düşmanları saymakla bitmiyor bu koruma az bile sanırım. Ayrıca 27 odası var. Küçükken bu saray gibi yer bana çok çekici geliyordu her zarresini keşfetmek istiyordum ama şimdi okadar boğucu geliyor ki.

Oradan kaçınca bir süre eren'lerde kalmıştım. Carla teyze bana annemin sıcaklığını vermişti. 

Bir süre Levi gelip gitmiş ve benimle ilgilenmişti. Birkaç hafta ardından Levi'nin okulun yanında bir ev tutması üzerine onunla kalmaya başladım. Kendime bakabiliyordum ama hâlâ çocuk aklı vardı. Tekrar beni odaya kapatırlar diye o kadar korkuyordum ki. Çocukluk travması diye buna diyorlar sanırım.

Uzun süren sessizlik bozulmuştu sonunda. "Bak mikasa ben de gitmek istemiyorum ama daha güvenli biryer yok. Hem o malikanenin  yüzde altmışı ikimize ait geri kalan yüzde kırkı onlarca kişi arasında paylaşılmış clara'nın bile sadece yüzde on hissesi var. Bizim sayılır orası."

Levi'nin sözleri haklı sözlerdi ama gidemezdim işte boğuyordu orası beni, içimde kaybetme korkusu canlanıyordu orada. "siz gitseniz hatta ereni de görürseniz ben de oranın yakınlarında bi tatil evi vardı ya orda kalsam nasıl olur?" "Hiç güzel olmaz mikasa saçmalıyorsun." Dedi eren "sen gelmezsen bende gelmiyorum ve hatta kendi evime dönmeyi düşünüyorum ne olabilir ki en fazla?" Diye devam etti. Bilerek yapıyordu bunu, ve maalesef başarılı da oluyordu.

Sonunda herkesin bana gözlerini dikmesi üzerine yelkenleri suya indirmeye karar verdim. "Gelirim ama beni kimseyle muhattap etmeyin kimsenin yüzünü görmek istemiyorum sadece eren'in güvenliği için geldiğimi de bilsinler."

"Toparlanmaya başlayın o zaman yarın sabah geçeriz oraya." Dedi Levi ve devam etti. " Ya da şey yapalım ya... Ben hepinizi arabayla evlere bırakayım bir saat sonra da herkesi geri alırım." Herkes onayladı ve ayaklanmaya başladı.

Kapıdan çıkarken "Mikasa, biz yokken çok dikkatli ol kapıları Perdeleri sakın açma." Diye beni uyaran leviye "abi çocuk muyum ben" diyip kapıyı kapattım ve toparlanmaya başladım.

Son Bir Defa //eremika Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon