/12/

107 6 2
                                    

~Eren JEAGER~

Dakikalardır yaşlı kadına olayı anlatmaya çalışıyorduk. Kadın ise çok farklı olaylardan bahsediyordu. "Ninecim bak şimdi bu bizim şerefsiz kiracı var ya o aylardır kira falan vermiyor." Jean ninesi inansın diye mi yoksa bana gıcıklık olsun diye mi yapıyor anlamamıştım. "Jean!" Sesimin tonunu biraz yüksek çıkararak uyardım. Kadın örgüsünü örmekten bir an bile vaz geçmiyordu. "Tamam, gidelim de bi sopa çekeyim ben şuna." Kadın bastonu alıp hızla ayağa kalkmıştı.

Biz Jean ile bu işi hallederken diğerleri de Rainer ve Historia işini hallediyorlardı. Bir yandan plana odaklanmaya çalışsam da aklım hala mikasadaydı. Ona benim yüzümden bir zarar gelirse kendimi asla affetmezdim, kimsenin yüzüne bakamazdım.

Evden çıkıp arabaya binince Jean kadın duysun diye bağırarak konuştu. "Nine benim işim çıktı da öbür torunun seni götürse olmaz mı?" Teyze biraz homurdandı ama sonra onayladı "Hangisiymiş bakayım o?" Ben arabayı sürerken bir yandan da onları dinliyordum. "Nine amcamın ikinci oğlu." Jean gerçekten böyle birşey varmış gibi konuşuyordu. " Saçları da sarı yapmış görmen gerek, hem bi kulağını çekersin uyarırsın büyüğü olarak bizi dinlemiyor hiç." Yaşlı nine şüpheyle baktıktan sonra homurdanarak konuştu. "Tamam tamam konuşurum ben onla."

Herşey hazırdı sonunda ve herkes evin önüne doğru yola çıkmıştı. Ev müstakil tek katlı bir evdi. Hepimiz kulaklıklar ile iletişimdeydik. Rainer olayı başlattığı an biz polisi arayıp ihbar edecektik. Historia buna nasıl ikna olmuştu bilmiyorum ama o bile hazırdı. Ben ise hiç hazır değildim çünkü fark edilirse mikasaya birşey yaparlar diye içim içimi yiyordu. Benim kadar endişeli olan bir diğer kişi de Levi dı.  

Kulaklıklara bir ses geldiğinde Reiner başladığını söyledi. "Sevgilim! Beni nasıl bırakırsın!" Kulaklarımız Reiner ın  bağırışlarından adeta parçalanmıştı. "Polisi arıyorum."dedi Sasha Erwin başıyla onayladı. Biz camları filimli eski bir arabanın içinde otururken olacakları izliyorduk. Conie ve nine de birkaç sokak ötede yavaş yavaş yürüyerek geliyorlardı. Rainer Kafasına biraz benzin dökerek bağırmaya devam ettiğinde uzaklardan polis sirenleri duyuldu. Biz olayı izlerken Levi başka birşeyle uğraşıyordu. "Ordalar, gerçekten izliyorlar." Levi mikasayı kaçıran adamları görmüştü ve artık daha dikkatli olmamız gerektiğini biliyorduk.

Polisler birkaç dakika sonra Reiner ın etrafını sarmıştı. Rainer ise "yaklaşmayın yakarım!" diye bağırıyordu. Birkaç dakika da Historia diye bağırmıştı. Aradan biraz vakit geçince Connie den bir ses geldi. "Biz giriyoruz." Hemen onların olduğu yöne baktım. "Tamam." diye yanıtladı Levi. Tam da düşündüğümüz gibi adamlardan birisi eve doğru yaklaştı. Connie ye panik yapmamasını ve etrafına bakmamasını söyledik.

Onlar sanki hiçbir şey yokmuş gibi eve girerken kulaklıktan adamın sesini duyduk. "Siz kimsiniz?" Tanımadığımız ama kimlerden olduğunu bildiğimiz adam Connie ye sorular soruyordu. En sonunda nine lafa atıldı. "Benim evim burası, kiracı aylardır kira falan vermiyor şimdi göstereceğim ben ona, şu bastonu kafasında kırmaz mıyım." Adam anlamayan gözlere baktığında Connie kapıyı açtı. Planımız düşündüğümüz gibi ilerledi ve adam polis olduğu için çok zorlamadan geri yerine gitti. Connie nin mikrofonundan bir ses geldi. "içerideyiz." O sırada Reiner hala bağırıyordu ve polisler onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Artık Connie ile ben konuşuyordum. "Connie," dedim heyecanla. "Almanız gelirken kutu en son odada yani benim odamda yatağın yanındaki çekmecenin içindeki kilitli sandıkta. Sandığın anahtarı ise kıyafet dolabındaki mavi bir çorabın içinde." Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ben de aynı ifadeyle baktım ve onlara "ne?" dedim "Önlem almak zorundaydım."

Son Bir Defa //eremika Where stories live. Discover now