/13/

72 7 15
                                    

Levi aşşağı hızlı adımlarla inerken biz de peşinden çıkışa yöneldik. "Levi nereye?" Diye sordu Erwin gür çıkan sesiyle. "Karargaha" dedi Levi. O arabasına binmek için otoparka girmisken biz peşinden koşar adımlarla ilerliyorduk. "Levi konuşmalıyız, böyle bir amaç için rastgele karargaha dalamazsın." Levi sürücü koltuğunda otururken Erwine sinirle baktı. "Beni tutuklayabilecek rutbede sanıyorum ki sadece iki kişi var." Gözleri hange ve Ervin arasında gezdi. "Karımın beni tutuklayacagini sanmıyorum. Sanırım sen de tutuklamazsın değil mi kumandanım."

Hange şaşkına dönmüş bir şekilde baktı Levi'a. "Tamam..." Dedi "hep birlikte gidiyoruz." Ve sonra Erwin'e döndü. "Bu soruşturmayı ben başlatıyorum arama emrini ve operasyon emirlerini birkaç saat geç çıkartmak kimseye zarar vermez sadece... Lütfen bize yardım et Erwin."

Erwin bir süre düşündü ve başını salladı. "Bunu ne kadar yanlış bulsam da senin tarafından açılan da bir soruşturmayı kabul edebilirim."

Bir süre sonra telefondan hiç ses çıkmadı ve hepimiz karargâhtaydık. Biz dışarıda beklerken Levi ve Hange, Erwinin odasında işlemleri hallediyordu. Sonra bir hareketlenme oldu ve birkaç araba karargahtan ayrıldı. Biz de ayaklandık ama hiçbir arabada bizimkilerden biri yoktu. Hange bize yaklaştığında koşar adımlarla yanına ilerledik. "çıkan arabalar adamların üssüne olarak çıktı. Amacımız orada bir hareketlenme sağlamak. Onlar kaçmaya çalışırken arminin dediği gibi mikasanın kendi kurtulacağına inanıyoruz. Bu haberi çabucak alacaklarına eminiz. o karmaşa sırasında Mikasa oradan çıkacak. "Eğer," dedim ve yutkundum. "eğer çıkamazsa?"

 "heey!"  dedi jean "Mikasadan bahsediyoruz , tabiki çıkacak" sonra Armin ve Sasha da onayladı aynı anda "evet!" diyerek. onların umudu bana da umut olmuştu. "hem," dedi Hange "artık bu sadece bizim kişisel bir sıkıntımız değil, kendi davamız değil. İşin içinde birlik de var artık. yüzümde bir tebessüm oluştu. inanmak güzel bir şeydi.

Sonra gece çöktü. İlk kez karanlıktan bu kadar çok korktum. Aylardır geçirdiğim uzun gecelerden çok çok daha uzun sürdü bu gece. Şafak sökerken yine bir ayaklanma olmuştu. Ama kimseden ses çıkmıyordu. Hange Erwin ve yanlarında götürdükleri Armin kendilerini odaya kapatmış deli gibi çalışıyorlardı. Levi birliklerini hazırlıyor, Jean herkesle ilgileniyordu. Sasha bir köşede ağlıyor ve Connie onu teselli ediyordu. Sabah tamamen çöktüğünde ymir , Historia ve okuldan birkaç kişi daha yanımıza gelip teselli vermişti. Sonra herşey durmuş gibi hissettim. Zaman mekan kavramını yitirmiştim. Diğer herkes de benden farksızdı. Bir kere daha gece olmasına dayanamazdım ama oldu. Yine gece oldu. Herkes bir yere dağılmış ziyarete gelenler yeni yeni dağılmıştı. Herşeyin sebebi suçlusu bendim. Dikkatsiz ve kimseyi önemsemeyen aptal biriydim.

İkinci şafak gökyüzündeydi artık. Herkesin göz yaşı boş bakışlara dönmüştü. Duvarın bir köşesine çökmüş elim kolum bağlı tavanı izliyordum. Sonra yanıma heyecan ve göz yaşları ile armin geldi. "

"Eren! Kalk gidiyoruz!" İnce kollarıyla beni olduğum yerden hızlıca kaldırıp peşinden sürüdü. Ben ne olduğunu anlamazken kendimi plan odasında bulmuştum. "Gel Eren." Dedi Ervin. Mutlu görünüyordu.

"Olayı yolda dinler, çıkıyoruz." Levi söylemesi gerekenleri söyleyip ışık hızıyla odadan atmıştı kendini. "Mikasanın bulunduğu ana bölgelerini sonunda tespit ettik. Bunda arminin çok büyük bir payı var."  Biz koridorda hızlı hızlı ilerlerken hange bir yandan silahına ayar veriyor diğer yandan bana birşeyler anlatıyordu." Yaptığımız hicbirsey boşa değilmiş. Her birinin faydası oldu." Koridordan atış sahasına çıkan kapıdan çıktığımızda hange karşısında duran birkaç cansız mankene ayar verdiği silahını denedi. Üç manken de kritik bölgelerden vurulduğunda hange hicbirsey olmamış gibi aynı hızla yürümeye devam edip. Biraz daha konuştu. "

Son Bir Defa //eremika Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin