'one

414 36 52
                                    

"Sana çeneni kapalı tutmanı söylemiştim, değil mi?"

Gözlerini sıkıca kapatıp karnına doğru büzüldü yerde yatan beden. Sırtına ve karnına yediği tekmelerin haddi hesabı yoktu. Vuruşların kesilmesiyle gittiklerini düşündü. "Hay sikeyim." dedi acısını hafifletmeye çalışırken.

"Ne dedin?"

Gözlerini zar zor açabildiğinde hala yanı başında duran uzun bedene baktı. Şimdi yemişti asıl boku işte. "Hiçbir şey." dedi doğal bir tepki olarak. Dipleri terlemiş saçlarından tutulup havaya kaldırıldığında bir de saç köklerinin acısı eklenmişti ağrılarına.

"O güzel yüzüne hiç vurmadım ama,"

Sağ yanağına yediği yumrukla kafası sola düştü zayıf olanın. "Hak ediyorsun artık."

Saçlarındaki eller tarafından geriye itilince kafasını yere vurmasıyla ağzından kesik bir inilti duyuldu Jungwon'un. Karnına bir tekme daha attıktan sonra siniri geçmemiş olacaktı ki yere çöküp gerçekten daha önce hiç vurmadığı o yüze yumruklar geçirmeye başladı üstteki oğlan.

|🚫|

"Jungwon!"

"YANG JUNGWON!"

Sunoo ve Jay evin içinde her odaya hızla dalarak Jungwon'u arıyorlardı. Telefonu kapalıydı, okula gitmemişti ve annesi işteydi. Sunoo ve Jay de okullarını sallayıp direkt olarak eve, Jungwon'a bakmaya gelmişlerdi.

"Jay, yok hiçbir yerde!" diye bağırıp salona geri döndü Sunoo. Derin derin nefesler alıyordu ve üzerindeki hırkanın kolu omzundan düşmek üzereydi. Jay de son odanın, yatak odasının kapısını açıp içeriye göz attığında karşılaştığı hiçlik ile Sunoo'nun yanına gitti. "Nerede olabilir?" dedi, kendi kendine sormuş gibiydi.

Sunoo gözlerini yerden kaldırıp "Yoksa...?" dedi. İmkansız olmasını çok isterdi. Jay bir saniyeliğine Sunoo'ya bakıp aklını okumuş gibi koşarak banyoya gitti. Işığı açıp içeriye girdiğinde Sunoo da peşinden gelmişti. "Sunoo." dedi. Sunoo dudaklarına dişleriyle işkence etmekle meşgul olduğundan cevaplamadı onu.

Jay banyonun ortasına doğru koca bir adım atınca Sunoo da oldukça küçük adımlarıyla yanına vardı. "Hayır..." diyebildi Sunoo. Jay cesaretini toplayabildiğinde küvetin önündeki kapalı perdeyi hızla sıyırdı.

Küvetin boş olduğunu gören iki genç rahatlıkla tuttukları nefeslerini verirlerken yere oturdular. Bu kadar korku fazlaydı. "İyi de nerede bu çocuk?" diye mırıldandı Sunoo.

"Belki de sadece kafa dinlemek için çıkıp gitmiştir. Korkmamak lazım." diye cevapladığında Jay, duydukları sesle birbirlerine baktılar. "Çatı!"

Fırladıkları gibi çatıya çıktıklarında buldular Jungwon'u. İpe asılı, sallanıyordu havada işte.

"Jungwon!"

Sunoo çığlık attığında Jay şoktan çıkıp koştu ipteki bedene. Ayaklarından tutup yukarı kaldırmaya çalışıyordu Jungwon'u, boğazı halattan kurtulsun diye. "Lanet boyum yetmiyor!" diye haykırdığında Sunoo yere düşmüş sandalyeyi düzeltti. Jay bu sefer sandalyeye çıkıp kaldırmaya çalışırken Sunoo bağırarak ağlıyor, Jay de gözlerinin buğusundan zar zor önünü görmeye çalışıyordu.

Boğazındaki sıkılık gevşeyecek kadar kaldırdığında Sunoo titreyen elleri arasındaki telefondan ambulansı aramaya çalışıyordu. Sandalyenin kırılmasıyla Jay yere düştü, Jungwon'un halata daha sert tutunmasına neden olmuştu bu.

Tanrı Jungwon'u asla korumamıştı ki zaten.

Jay sandalyeyi tekmeleyip çatıdan aşağıya fırlattı. O sırada Sunoo balta buldu dağınık eşyaların arasında. Bir hırsla halata sallamaya başladı, vuruyordu ama yeterli değildi. Jungwon'un dizlerine sarıldı, "Ölme Jungwon!" diye bağırıyordu.

İkisi de kendilerinden geçmişlerdi, takdir edilir ki. "Sunoo, dur." dedi Jay, Jungwon'u Sunoo'dan ayırmaya çalışıp. Yere düşen Sunoo'nun omuzlarından sallayıp dikkatini ancak çekebilmişti. "Jungwon öldü, kalbi atmıyordu. Ses rüzgarın düşürdüğü eşyaların sesiydi, yeni değil..." diye mırıldandı.

Sunoo'nun gözyaşları Jay'inkilerden daha hızlı firar ederken birbirlerine sarılıp iyice yerle bütünleştiler, tam Jungwon'un bedeninin altında. İlk defa sarılıyorlardı, ilk defa birbirlerinin yanında ağlıyorlardı ama bu durum tanrının bile umurunda değilken onlar neden umursasındı ki?

"Kendini öldürdü." diye tekrarladı Jay gözlerini sımsıkı kapatırken.

Jungwon'un boynundan damlayan kan gözyaşlarına karıştı.

|🚫|

"Hey, Jungwon intihar etmiş, duydunuz mu?"

"Jungwon'un sınıfına, onun yerine, Sunoo ve Jay adında birileri gelmiş."

a thousand stolen psychological experiences.﹕enhypen ✓Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora