'ten ⌇final⌇

193 25 3
                                    

"Ben Jungwon'un ikiziyim."

"Ve ben de eski sevgilisi."

"Okula Jungwon'un zorbasını bulmak için geldik."

Sunghoon "Oh, pekala..." diye mırıldanırken Heeseung masanın en uzak sandalyesine oturmuş onları izliyordu. Jake kalkıp Sunoo ve Jay'e aynı anda sarıldığında birden ağlamaya başladı.

Sunoo yandan Jay'e bakıp "Neden ağlıyor?" dediğinde Jay yapabildiği kadarıyla omuz silkti. Jake kollarını onlardan çekip yüzünü silerken zar zor "Siz benim de, Jungwon'un da süper kahramanımızsınız." diyebildi. Sunghoon "Gerçekten, çok güçlüsünüz. Hele sen, Sunoo. Bilerek Jake'in yapma dediklerini yaptın değil mi? Ama Jay'in bizle olan arkadaşlığına inanıyorum, samimiyetini hissettim hep."

Jay, Sunghoon'un omzunu pat patlayıp "Başkanımız da çok zeki." diyerek gülümsedi. Fazla hayal kırıklığı yaratmayacak kadardı arkadaşlıkları.

Jake Sunoo'nun ellerini tutup "İyi misin? Bilmeden çok konuştum sanırım..." dediğinde Sunoo içten bir şekilde gülümsedi. "Senin sayende çok şey öğrendim. Niki'yi ve Heeseung'ı kurtardım. Okulun belasını dağıtmış oldum. Sen bana ilk gün olan konuşmayı yapmasaydın içim Jungwon'a karşı asla rahat olmayacaktı. Teşekkür ederim."

Jake ağlamayı kesip eski yerine, Sunghoon'un yanına oturduğunda eliyle arkasını, Heeseung'ı işaret etti. "Her şeye tamamım da, o niye burada?"

Heeseung "Cevaplasana." şeklinde Sunoo'ya baktığında Sunoo, Heeseung'ın yüz ifadesine güldü. Jay gözlerini devirmişti bu duruma, alışamamıştı hala Heeseung'ın masumiyetine.

"Heeseung benim koruyucum. Bundan sonra ben nereye o oraya."

|🚫|

"İyi olacaksın."

Niki kafasını sallayıp Heeseung'a sarıldı. Heeseung da kollarını sıkıca sararken gülümsemesi yüzündeydi. "Her şey bittiğinde yine yanında olacağım. Burada zamanını eğlenceli geçir tamam mı?" diye sorduğunda Niki "Tamam." şeklinde cevapladı kısaca. İlaç verildiğinden fazlaca sakindi.

"Gideyim o zaman." diye mırıldanarak ayrıldı Niki. Heeseung'a baktıkça vicdan azabı duymaya başlamıştı ve bu katlanılmaz bir acı veriyordu.

"Vazgeçme sakın. Arada ziyaretine geleceğim. Her geldiğimde daha iyi görmek istiyorum seni. Söz ver."

Niki Heeseung'ın uzattığı parmağa serçe parmağını geçirip baş parmaklarını birleştirdi. "Söz." Heeseung arkasından el sallarken Niki görevlilerle birlikte yeni evine adımını attı.

|🚫|

"Okuldan mı kaçtık biz harbiden?"

Heeseung kahkaha atıp nefes nefese Sunoo'ya çevirdi kafasını. "Hem de hocaların gözü önünde." Sunoo hocalarının yüz ifadesinin aklına gelmesiyle kahkaha atıp yere oturdu. Okulun iki sokak altına kadar koşmuşlardı. Bir sokak daha inselerdi anayola çıkıyorlardı zaten.

Sırtını duvara yaslayıp ayaklarını uzattığında Heeseung da aynı şekilde yanına oturdu. "Jay ile görüşüyor musunuz?"

Sunoo çantasından suyunu çıkarttı, içmeden önce "Bağımız kalmadı. Sıradan bir arkadaşım oldu artık. Kendi hayatlarımız var. Başka birini sevmesinin normal olduğunu da söyledim, benden utanıp çekinecek bir durumu olmasın diye." diye cevapladı.

Yakınlaştıkları sürede Heeseung'ın ne kadar meraklı olduğunu öğrenmişti. Tüm sorularını adam akıllı açıklamak gerekiyordu. Zaten merakı yüzünden pisliğe bulaşmış ve yine merakı sayesinde aydınlığa çıkmıştı.

Fazla merak... derler.

O kadar da kötü olmamalı ha?

"Sahte sevgililiğiniz boyunca hiç ilgi duymadın mı Jay'e?"

"Hayır saçmalama! Okulda ve sözde öyleydik sadece."

Heeseung kafasını sallayıp önüne döndüğünde Sunoo sessizliğinden faydalanıp kendi sorularını sormaya başladı. Böyleydi arkadaşlıkları, birbirlerini tamamen tanıyana kadar diyalogları sorularla dolu olacaktı. Sabırla cevapladıkları sürece sorun yoktu. "Psikoloji okuyacaksın değil mi? Seneye sınavımız var."

Heeseung burukça gülümseyip kafasını iki yana salladı. Bıkmıştı psikolojiden belki de. "Şimdiden bu kadar yoran bir meslek peşinde koşamam. Onun yerine yetenekli olduğum yerden ilerleyeceğim. Tıp okuyacağım, hemşir falan olsam yeter herhalde. Tedavi etmeyi seviyorum gibi. Baksana, yüzünde hiç yara izi kalmadı."

Sunoo Heeseung'ın omzunu sıkıp "Haklısın." diye mırıldandı. "Ama ben psikolog olacağım. Jungwon gibi olanları dinleyip yardım edeceğim. Niki gibileri kurtaracağım. Belki de, senin gibilerin hayalini gerçekleştireceğim. Yapmak istediğim bir şey yoktu zaten, sayenizde artık var."

"Çok acıklı bir hikaye gibi gözüküyor."

"Hayır ya, ciddiyim."

"Jungwon'la soyadlarınız neden farklı? Öz ikiz değil misiniz? Nasıl denk gelebilir gerçi..."

"Ah, ebeveynlerimiz biz 12 yaşındayken anlaşarak ayrıldılar. Ben babamın, Jungwon annemin vasiyeti altına girdik. Benim soyadım babamın, onunki anneminki."

"Ayrı kalıyorsanız nasıl yakındınız bu kadar?"

"Ben annemde kalabiliyordum, o babamda. Diyorum ya, anlaşmalı ayrılık sadece. Arada sırada dörtlü bile toplanıyorduk."

"Keşke benim de kardeşim olsaydı."

"Keşke benimki de ölmeseydi."

"Öyle demek istemedim Sunoo."

"Farkındayım."

Heeseung kafasını yasladığı duvardan çekip Sunoo'ya döndü. Gülümsediğini görünce kendisi de gülümseyip açık havada bulutları izlemeye başladı.

Hayatında asla unutmayacağı bir psikolojiydi Sunoo'nunki.

🎉 a thousand stolen psychological experiences.﹕enhypen ✓ hikayesini okumayı bitirdin 🎉
a thousand stolen psychological experiences.﹕enhypen ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin