on a canvas || iwaoi

ekstra 2 - valentines day

oikawa agresif bir şekilde laptopuna bir şeyler yazıp gözleri önündeki ekranı tararken oda arkadaşı endişeli gözlerle onun ne yaptığını anlamaya çalışıyordu ''bilgisayarına işkence çektirmenin belirli bir sebebi var mı yoksa sadece zevkine mi klavyeyi bozmaya çalışıyorsun?''

oikawa oflayarak bilgisayarının ekranını biraz sertçe kapattı ve kapının ağzında içeri girmeye korkarmışçasına bekleyen kuroo'ya döndü ''sevgililer gününe dört gün var.''

kuroo tam da bu sebeple mutlu ve heyecanlı olacağını düşündüğü arkadaşının neden bir stres topuna döndüğünü hala anlamıyordu ''yani?''

oikawa bilgisayarını tekrar açarken söylendi ''yanisi iwa-chanla randevuya çıkıyoruz ve benim bunu mükemmel bir gün yapmam lazım. ama tokyonun ortasındayız! ve her yer bizim gibi sevgililerle dolu olacak ve iwa-chan kalabalık yerlerden nefret eder! ikimizin de eğleneceği ucuz bir yer nasıl bulacağım ben...''

kuroo gözlerini devirse de kendini oikawa'nın yanına attı ''dert ettiğin şey de bu mu? romantizm uzmanı kuroo tetsuro hemen sana yardım edecek ve bütün dertlerini çözecek şimdi.''

oikawa arkadaşına bakma gereği bile duymadan açtığı restoran yorumlarını okumaya devam etti ''ikimiz de et seviyoruz ama romantik olur mu ki...'' kuroo oikawa'nın onu dinlemeyeceğini fark edince yerinden doğruldu ve arkadaşının kucağındaki bilgisayarın ekranını indirdi ''hey! napıyorsu-''

oikawa ağzını kapatan eli tam ısıracaktı ki kuroo konuşmaya başladı ''iwaizumiye bütün günü film izleyip yatarak geçireceğinizi söylesen bile sana ona dünyaları vermişsin gibi bakacağından sakinleşip ikinizin de eğleneceği bir şey bulsan yeter. mal mal stres yapıyorsun cildim kırışacak.''

oikawa'nın ağzındaki el sonunda kalktığında ağzından çıkan ilk cümle ''ben stres yapıyorsam niye senin cildin kırışsın ki?'' olmuştu. kuroo omzunu silkip oikawa'nın laptopunu kendine doğru çekti ''etrafa kötü enerji yayıyorsun da ondan. biliyorsun benim cildim çok hassastır.''

oikawa arkadaşına göz devirmek istese de az önce verdiği pek de kötü olmayan tavsiye yüzünden hiçbir şey demedi ve ona doğru yaslandı ''iwaizumi balık sevmiyor dememiş miydin niye bu restorana bakıyorsun?''

bokuto gelene kadar geçirdikleri huzur dolu araştırma seansı arkadaşları nefes nefese odalarına daldığında kesilmişti ''akaashi vejeteryan!''

ikili kafalarını bokutonun nasıl tepki vereceklerini bilemedikleri cümlesine kaldırdıklarında bokuto kapıyı arkasından kapatıp odanın ortasında tur atmaya başlayana kadar ne diyeceklerini bilemez bir şekilde bakıştılar.

oikawa en son cesaretini toplayıp ''yani?'' diye sorduğunda bokuto pimi çekilmiş bomba gibi söylenmeye başladı ''yanisi bütün sevgililer günü planım çöpe gitti! üç aydır paramı gidelim diye biriktirdiğim restoranın nerdeyse bütün yemeklerinde et var!''

kuroo arkadaşına gözünü devirmek istese de oikawa bokutonun acısını anlamış olacak ki o da ayağa kalktı ve bokutonun ellerini tuttu ''bokuto... seni o kadar iyi anlıyorum ki.''

''neden? iwaizumi de mi vejeteryan?''

oikawa sevgilisinin vejeteryan olma düşüncesiyle güldü ''iwa-chan haftada bir et yemezse kafayı yiyor, yok ondan değil. bende sevgililer gününde ne yapacağımızı bilmiyorum!''

ikili yere çöküp birbirlerine sarılmaya başladığında kuroo ikisini de ayağıyla sertçe dürtttü ''nankör velet oikawa! daha az önce bowlinge gideceğinizi kararlaştırmadık mı? ay siz beni öldürürsünüz.''

kuroo odadaki tek bekar olmanın verdiği sorumluluk hissiyle arkadaşlarını kendilerine getirmek için daha da sert dürttü ''hey size diyorum! çok ağlamayın tamam aşk doktoru kuroo burda bütün sorunlarınızı çözücem.''