2.7

35 7 0
                                    

İyi okumalar.

1 Ay sonra

Yazgı'nın her şeyi öğrenmesi, Açelya'yı öpmesi ve engellemesi üzerinden tam otuz gün geçmişti. Bir ay dendiğinde çok da büyütülecek bir rakam gibi gelmese de otuz gün dendiğinde ve o otuz günde yaşananları düşünülünce azımsanmayacak bir sayıydı.

Bu süre içinde Yazgı, kimseyle muhabbet etmemiş, telefon numarasını değiştirmiş ve ailesinden başka da kimseye numarasını vermemişti. Sınıf grubu,okul grubu, müzik grubu bunların hiçbirinde dâhi yoktu.

Yankı ise Yazgı'ya yapılan bu pis oyun için köpürüp ortalığı ayağa kaldırmak istese de Yazgı her defasında ona mani olmuştu.

Açelya bu süre içinde okula gitmemiş, odasından çıkmamıştı. Annesi defalarca kez konuşmaya çalışsa da eli boş dönüyordu. Babası artık bu duruma son verip Açelya'yı sert bir şekilde okula gitme konusunda uyarmıştı.

Açelya da daha fazla kaçışının olmadığını anlayarak ruhsuz bedenini okula taşımıştı. Sınıfın kapısının önünden içeriyi süzerken gördüğü ilk şey Yankı'nın kendisine olan öldürücü bakışlarıydı.
Yerinde mıh gibi kalmış, adım atacak cesareti kendine bulamamıştı ta ki arkasında hissettiği beden ile. Burnunu dolduran o tanıdık koku yutkunmasına neden olmuştu. Biliyordu, Yazgı hemen arkasındaydı.

Açelya, geçiş alanını kapattığının farkındaydı. Bu yüzden titrek adımlar ile sınıfına girip yerine geçmişti. Yazgı da peşinden gelmiş, Yankı için aldığı sodayı sıranın üzerine bırakıp oturmuştu.

Yankı, Yazgı'nın soğukkanlılığına hayret ediyor sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmasına sinir oluyordu. Hazmetmek için Yazgı'nın masaya bıraktığı sodayı alıp tek içişte bitirmişti. Bütün sinirini elindeki cam şişeden çıkarmış olacak ki gücünü fazla kullandığından şişe elinde kırılmıştı.
Yazgı, kırılma sesi ile Yankı'ya dönüp eline bakıyordu.

"Ne oluyor amına koyayım ? "

Yazgı, kolay kolay küfür etmezdi. Küfür edeni de sevmezdi. Küfür ediyor olması sinirlendiğini belli ederdi.

"Fark etmedim." Yankı'nın sakince ve umursamazca verdiği cevap Yazgı'yı daha çok sinirlendirmişti, ayağa kalkıp Yankı'yı da kaldırmıştı.

"Yürü revire."

"Gerek yok Gediz."

"Belanı siktirme Deniz!" Yazgı'nın peş peşe sıraladığı küfürler yüzünden Yankı daha fazla uzatmadan susup revire doğru yürümüştü. Revire geldiklerinde hemşire yerine Selen'i görmeyi ikisi de beklemiyordu.

Selen, revire giren Yankı ve Yazgı'ya bakıyordu. Yankı'nın elini görünce hızla yerinden doğrulup yanına gitmiş, Yankı'nın elini kendi avcunun içine almıştı.

"Ne oldu?" Sesindeki tedirginlik belli oluyordu ama Yankı bunun gerçek mi sahte mi olduğunu anlamıyordu.
Yankı cevap vermeyince Yazgı araya girmişti.

"Ufak bir kaza, hemşire yok mu ?"

"Annemi alt kattan çağırdılar, hocalardan biri bayılmış onun yanına gitti."

Yankı, Yazgı'ya dönerek:"Hemşire de olmadığına göre hadi gidelim."

Gitmek için hazırlanan Yankı'yı, Selen'in koluna sardığı eli durdurmuştu.

"Ben yapayım pansumanını."

"Gerek yok." Yazgı, sert bakışlarıyla Yankı'yı susturmuştu.

"Çok iyi olur. Ben kapının önünde bekliyorum. " Ardından Yazgı, kapıyı kapatarak revirde çıkmıştı.

"Yankı, sedyeye oturabilir misin ? Yankı hiç konuşmadan sedyeye oturdu. Selen, pansuman malzemelerini alıp sedyenin yanındaki sandalyeye oturmuştu.
Yankı'nın avuç içinde kalan küçük cam parçalarını cımbız yardımıyla temizleyip pamuğa tentürdiyot dökerek yarasına bastırırken Yankı elini refleksle geri çekmişti.

"Özür dilerim, çok özür dilerim. Çok acıdı mı ?" Yarasına nefesini üfleyerek acısını azaltmaya çalışmıştı Selen.

"Değişmişsin." Selen kaşlarını kaldırıp Yankı'ya bakıyordu.

"Vicdan sahibi biri olmuşsun." Alayla gülümseyerek Selen'in bakışlarına karşılık verdi Yankı.

Selen, sargı beziyle yaranın üstünü sarmaya başladı.

"Ben hep böyle biriydim, değişmedim. Sen görmek istemedin."

"Ben görmek istemedim ?" Soru sorar gibi çıkmıştı cümlesi.

"Sen beni hiçbir zaman görmek istemedin Yankı Deniz Korel. Bana bakıyorsun ama beni görmüyorsun. Ben, beni gör diye gözlerinin içine bakarken de senin canın acıdığında gözyaşı dökerken de başka kızlara gülüp eğlenmeni izlerken de beni görmedin. " Sargı bezine yara bandı yapıştırarak sağlamlaştırmıştı sargıyı.
Oturduğu yerden kalktı Selen.
"Geçmiş olsun Yankı."

Selen, pansuman malzemelerini yerleştirirken Yankı da hiçbir şey demeden revirde çıkıp gitmişti.

EKSİK|texting|Where stories live. Discover now