3.0

39 7 0
                                    

İyi okumalar.

Açelya : niye yaptınız bunu ?

Açelya : neden Yazgı'yı bana düşman ettiniz ?

Açelya : mesajları ben yazmışım gibi gösterip nasıl Yankı'ya ss atarsınız ya ?

Açelya : nasıl insanlar oldunuz böyle ?

Açelya : Ben onu seviyorum Pınar

Açelya : Ben Yazgı'yı seviyorum

Açelya : uzak durun artık ondan

Açelya : vazgeçin onunla uğraşmaktan

Pınar : Açelya gerçekten bu sefer benim bir suçum yok

Pınar : cihan kendi adını değiştirip senin adını yazmış, sonra da kendinden mesaj atmış ve mesajlar ikimizin arasında geçiyor gibi göstermiş

Pınar : ssleri de benden kendisine atmış

Pınar : mesajları sildiği için haberim yoktu benim

Pınar : Selen anlattı bana da olayı

Pınar : çok özür dilerim gerçekten

Açelya : cihanın oyunu muydu yani

Pınar : evet

Pınar : kendi söyledi hatta

Açelya : bıktım gerçekten

Açelya : Ben çok yoruldum Pınar

Açelya : lütfen durun artık

Açelya'dan

Göz yaşlarım telefonumun ekranını ıslatırken sesim duyulmasın diye avcumun içiyle ağzımı kapatmıştım.  Pınar'a mesaj atmış ve hesap sormuştum. İşler gitgide karmaşık bir hâl alıyordu ve ben buna engel olamıyordum. Ağlamam dinmeyince sınıftan çıkmak zorunda kalmıştım. Birinin beni ağlarken görmesini istemiyordum. Koridorun sonunda bulunan yangın merdivenleri benim için en iyi mekandı şu an. Merdivenlere oturup gözyaşlarımı durdurmaya çalışıyordum. Bir ay boyunca onu unutmak için çok şey yapmıştım. Ona zarar verdiğimin bilincindeydim ve bizden olmayacağının da. Son yaşanan olaylardan sonra hiçbir ihtimal kalmamıştı. Hem kendime hem de ona olan hislerimin fazlalığına ağlayarak geçirmiştim koca otuz günü.

Önüme düşen gölge ile kafamı kaldırmıştım ve kesinlikle Yankı'yı görmeyi beklemiyordum.

"Ağlayınca geçecek mi ?" Kafamı sağa ve sola sallayarak geçmeyeceğini onaylamıştım.  Yanımdaki boşluğa oturdu.

"Açelya, ağlayarak hiçbir şeyi düzeltemezsin." Yankı'nın benimle sakin bir şekilde konuşmasına mı yoksa benimle konuşmasına mı şaşırmalıydım bilmiyorum. Gözyaşlarımı silerek Yankı'ya döndüm.

"Ben zaten hiçbir şeyi düzeltemiyorum  Yankı." Yankı karşıya bakarken derin bir nefes almıştı.

"Yedi yaşındaydı Gediz, babamla ağır bir kaza yaptıklarında. 2 hafta boyunca yoğun bakımda kaldı. Uyandığında ise tek kolunun olmadığı gerçeği yüzüne çarptı. Yetmedi girdiği ortamda insanların ona olan bakışlarına alışmak zorunda kaldı. Sonra ona yapılan saygısızlıklarla mücadele etti ve bir kere bile pes etmedi. Herkese, her şeye rağmen en iyisini başardı. Şimdi sen söyle Açelya, ağlaması gereken kişi sen misin yoksa o kadar şey yaşamasına rağmen hâlâ güçlü duran Yazgı mı ?"

Bakışlarını direkt Açelya'ya yöneltmişti Yankı.

"Böyle olsun istemedim, amacım onu kırmak değildi, hatamı düzeltmek istiyordum ama her şeyi elime yüzüme bulaştırdım. "

"Hata yaptın diye oturup burada ağlayarak yaptığın şeyleri telafi edemezsin. Kalk ve kendini toparla. Yazgı'yı ağlayarak kazanamazsın."

Yankı, ayağa kalkıp gitmeye hazırlanmıştı.

"Ben onu kazanan değil, kaybeden taraf oluyorum Yankı. "

"Kaybedeceğim diye girdiğin hiçbir savaşı kazanamazsın Açelya. " Yankı göz kırparak son cümlesini söylemiş ve gitmişti.

EKSİK|texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin