Bir Nefes Umut

891 31 5
                                    

Bazı sonsuzluklar diğerlerinden daha büyüktür.

Bu bizim sonsuzluğumuzun sonu.

Hepsi benim hatam.

Nefes almak hiç bu kadar zor ve acı verici olmamıştı. Her oksijen molekülü nefes borumu yakarak ciğerlerime ilerliyordu. Ölemiyordum. Yaşamak zorundaydım. Buna yaşamak denebilirse. O beni terk ettiğinde her şeyimi benden aldı. Gülemiyorum. Doğru düzgün konuşamıyorum bile. İçten içe ölüyordum. Bu beni öldürüyordu. Yapabilecek hiçbir şeyim yoktu. O gün orada ölmeme izin vermemişti. Büyük ihtimalle yaşayacağı vicdan azabından korkmuştu. Ya da daha fazla acı çekmemi istemişti. Benden nasıl bu kadar nefret edebildi anlamıyordum. Onun için her şeyimi verdim. Ama ne derler? Hayat mı? Hayır. Hiç kimse anlayamazdı bunu. Bu hayat değildi. Buna yaşamak bile denemezdi. Bacaklarımın etrafındaki ellerimi daha çok sıkılaştırdım. Telefonumun çalmaya başladığını o an fark ettim. Telefonumu alıp kulağıma götürdüm.

"Gamze. Bugün kızlarla alışverişe gideceğiz. Gelsene. Okula da gelmedin. Devamsızlıktan kalacaksın." Devamsızlık. Tabii canım. Bu çok önemliydi. Hayatımın aşkı beni terk etmişti. Bunun yanında devamsızlık en önemli olan şeydi.

"Geçen sene kalmamıştım. Bu sene de kalmam."

"Gamze. İki yıl olacak neredeyse. Artık toparlan. Herkesi üzüyorsun. Bugün gel."

"Kırılan hiçbir şey bir daha eskisi gibi olamaz. Bilmiyorum. Sonra konuşuruz." Telefonu neredeyse suratına kapattım. Tekrar elimi bacağımın etrafına sarıp çenemi dizlerimin üzerine koydum. Gülümsedim. Elini uzatıp yanağımı okşadı. Onun kokusunu unutmamaya çalışıyordum. Sadece bir kez daha görsem onu. Bir kez daha koklayabilsem. O kadar çok özledim ki. Benden istediği kadar nefret etsin. Onu yine de seveceğim.

"Hepsi geçecek."

"Başa döndük. Sevdiğim adamın hayaliyle başbaşayım yine."

"Tarih tekerrürden ibaretmiş." Gülümsemeye çalıştım. Hayır. Bu tekerrür değildi. Çünkü ben o eski Gamze değildim. Asla eskisi gibi olamazdım. Kalkıp banyoya gittim. Telefonumdan saate baktım. Randevuma bir saat vardı. Tişörtümün kolunu yukarı çektim. Kolumdaki siyah bandajı açtım. Dolaptan sakladığım yerdeki jileti aldım. Kolumdaki ufak tefek çiziklerin üstüne bir çizik daha attım. Kan kolumdan sıyrılıp elime doğru akınca biraz olsun rahatlamıştım. Gözlerimi kapadım. Kanın kolumdan akışını düşündüm. Başka bir şey düşünebildiğin tek an buydu. Ondan başka bir şey düşünebildiğim tek an... Gözlerimi açıp kolumu yıkadım ve bir yara bandı yapıştırdım. Fiziksel acı artık benim için hiçbir şeydi. Kalbimde hissettiğim acının yüzde biri bile olamazdı. Siyah bandajı koluma sardıktan sonra tişörtümün kolunu aşağı çektim. Annemin sesini duydum.

"Gamze hazır mısın?" Banyodan çıkıp odama geçtim ve üzerimi değiştirdim. Saçlarımı bir topuz yaptıktan sonra onun yanına gittim. "Bugün ben de geleceğim seninle. Birkaç işim var. Çıkışta da alırım." Arkamı dönüp kapıya yürüdüm. Ne gereği vardı ki? Kesin gidip gitmediğimi kontrol etmek için geliyordu. Ne yaparsa yapsın umurumda değildi artık. Hiçbir şey umurumda değildi.


-----

Selam!

Sonunda bir araya gelebildik. Ben de en az sizin kadar heyecanlıyım. Hikaye büyüdükçe benim heyecanım da artıyor. Bu kitap iyice dram ve ağlama yüklü olacak. Her bölümü okurken yanınızda en az iki peçete bulundurun yani. Sizce terk edilmiş bir Gamze nasıl biri olur? Ne kadar karanlığa gidecek? Bir şey bildiğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ayrıca kitabın çoğunda Poyraz olmayacak. Ben de onu özleyeceğim.

Bir de şunu fark ettim. Kitabın (Bir Nefes Karanlık) başlarında Poyraz kötü bir şey yaptığında hep bir eleştiri oluyordu. Finalde hiç kimse kötü bir şey yazmamıştı. Sevdiniz değil mi? Hihihi. (Kötü düşünceler) Üzülmeyin. Bundan sonra yazacaklarım kasıtlı değil. Aylar önce üzerinde düşündüğüm şeyler. Muhteşem sona yaklaşıyoruz. Son geldikçe benimde okuyucu ailem genişliyor. Buraya ilk geldiğimde tam bir içler acısı olduğumu ve o okunacak sanısının 1K bile olamayacağını düşünmüştüm. Sonra Bir Nefes Aşk'a başladım ve şuan neredeyse 4K oldu(yakında olacak). Gittikçe de artıyor. Bunu hayal bile edemezdim. Verilen her vote beni çok mutlu ediyor ve inanın bu çok motive edici. Beni hayatta ve ayakta tutan şey. Hepinize ne kadar teşekkür etsem az. Çünkü buraya ilk geldiğimde epey ağlayarak 'Berbat yazıyorum. Asla yazar olmayacağım.'dediğimi hatırlıyorum. Hala da diyorum bazen. Yıllardır yazıyorum ve bu zamana kadar hiçbir zaman yazmayı bırakmadım. Bırakmayı da düşünmüyorum. Yazar olmasam bile yazmaya devam edeceğim. Çünkü hayatımda mutlu olduğum tek anlar yazdığım anlar. Eğer siz de yazıyorsanız bırakmayın. Hepinize öpücükler. İlk bölümde görüşmek üzere...

-Biricik Cadı Yazarınız (One and Only)


Bir Nefes UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin