Bölüm 22 ~ Kararsız

140 12 0
                                    

Bu bölüm çok kararsız bir Gamze göreceğiz. Okuyan herkese teşekkürler. Düğünümüz yaklaşıyor.


"Sen ölmüştün." Rüzgar gülümseyerek bize doğru yürüdü. İmkansızın tarifi bu olmalıydı herhalde. Ölen biri karşıma dikilmişti. Yok artık. O Poyraz'dan biraz daha iriydi ve çok yakışıklıydı. Göz alıcıydı. Rüzgar Poyraz'ın karşısına dikildi.

"Cesedimi bulamadınız ama. Biliyorum. Çok fazla sorun var. Hepsini yanıtlayacağım. Ama önce sana sarılmak istiyorum. Kardeşimi çok özledim." Poyraz onun kollarına atılıp sımsıkı sarıldı.

Ona sarılırken bir yandan da "Özür dilerim."diye mırıldanıyordu. Onları izlerken gülümsemeden edemedim. Bu mükemmel bir şeydi. Geri dönülemez bir şey yapıyorsunuz ama meğer aslında hiçbir şey yapmamışsınız. Birbirlerine çok benziyorlardı. Rüzgar'ın saçları da Poyraz'ınkiler gibi simsiyah ve yumuşak görünüyordu. Ancak Poyraz'ınkilerin aksine daha uzundu. Rüzgar ayrılıp ona baktı.

"Onlar çok uzun zaman önceydi. Sen gençtin. Artık ikimiz de olgunuz. Her şeyi unutabiliriz. Ayrıca sana teşekkür etmem lazım. Sayende çok güzel yıllar geçirdim."

"Hadi bir yere gidelim. Her şeyi anlatmanı istiyorum. Nereye gittin? Neler yaptın?" Ölmemiş olan kardeş geldi ve pabucumuz dama atıldı. Bu evlenme kararını tekrar düşünsem mi acaba? Karar da düşüne düşüne çorba oldu. Bir evleneceğim, bir evlenmeyeceğim diyorum. Dengesiz insan oldum. Gerçi hep kararsız biriydim ama neyse canım. Rüzgar bana bakınca Poyraz da kafasını bana çevirdi. Sonunda fark etti beyimiz bizi. Benim yanıma gelip elimden çekiştirdi.

"Bu kız o mu? Haberlerinizi okumuştum."dedi Rüzgar. Vay. Haberlerde varmışız. Hiç bakmamıştım. Ben haberlerde mi varım?

"Evet. Gamze Çağlar. Nişanlım. Her şeyim." Rüzgar gülümseyerek elini uzattı. Elini tutup sıktım.

"Sizinle tanışmak çok tuhaf. Poyraz sizden bahsetmişti. Sizi çok seviyor. Yaptığı hatadan da pişmandı. Ölmemiş olmanız çok güzel."dedim.

"İnan bana yıllarca ölü olmak cidden tuhaftı. Ayrıca siz kelimesinden nefret ederim. Rüzgar diyebilirsin." Kafamı yukarı aşağı salladım. Gerçek olamayacak kadar göz alıcıydı. Çok güzel bir suratı vardı. Poyraz beni kendisine çevirince gözlerimi ondan ayırdım.

"Seni eve bırakayım mı? Daha sonra takılırız."dedi Poyraz. Daha sonra takılırız... Hemen atıldı pabuç dama. Aman Gamze. Adam yıllardır kardeşini görmedi. Bırak doysunlar birbirlerine. Benimle bile bu kadar mutlu görünmüyordu zaten. Adamı kardeşinden kıskanıyorum ya. Resmen kıskanmakta sınır tanımıyorum.

"Sen zahmet etme. Ben giderim. Nasılsa ömrünün geri kalanını beni görerek geçireceksin. Şimdiden başlamaya gerek yok." Kafasını geri atıp bir kahkaha attı.

"Bizimle gelsin. Eminim her şeyi biliyordur."dedi Rüzgar.

"Senin için problem olmazsa..."

"Hayır. Her gün böyle güzel bir kadını göremiyorsun. Her zaman güzel bir göz zevkin vardı Poyraz. Afrika'da kadınlar o kadar da güzel değiller."

"Afrika'ya gittin demek."

"Evet. Hadi gidelim."

"Arabam ileride. Alıp gidelim." Rüzgar onun omzuna vurup önden yürümeye başladı. Poyraz yanıma geldi. Elini belime sardı. "Rüya gibi. Hala inanamıyorum."

"Evet. Ben de. Bugün Poyraz'ı mutlu edelim günü." Gülümseyerek yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Senin sayende. Sen uğurlu bir tıslım gibisin." Yanağını okşadım. Küçük bir çocuk gibiydi resmen. O kadar tatlıydı ki. Onun bu sevinci beni de mutlu ediyordu. Poyraz'ın arabasına binip onların eskiden gittikleri bir kafeye gittik. Poyraz buraya o öldükten sonra ilk defa geliyormuş. Onu hatırlatacak şeylerden hep kaçınıyordu. Haklıydı da. Abisini öldürmeye kalkışmış. Bu çok saçmaydı ve aynı zamanda cesurcaydı. Ben abimi öldüremezdim. Ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim o kadar cesaretim yoktu. Poyraz'ın duygu patlamaları vardı. Bir anda bir duyguyu çok fazla yaşayıp etrafındakilere de bunun etkilerini gösterebiliyordu. Tabii ki bunun sorumlusu da ailesiydi. Daha çok babası. Yine de o sadece psikolojisi bozulmuş ufak bir çocuktu. Artık büyüme zamanı gelmişti.

Bir Nefes UmutWo Geschichten leben. Entdecke jetzt