Bölüm 18 ~ Akapella

160 16 0
                                    

Bu bölüm daha çok Gamze ve grubu üzerine yazıldı. Bu bölümde bir karaktere daha yakından bakıyoruz. Kendisinin isim anası ithaftaki kişi. Benim bff'lerimden biri <3 <3

Bu bölüm birkaç iğneleme için özür dilerim. Ben de yabancı tarzın güzel olduğunu düşünüyorum. Ama kendi ülkemizde de iyi kişiler var. Eğer bunu okuyan yazar arkadaşlarım varsa ve yabancı unsurları kullanıyorlarsa onları Türk olmaya davet ediyorum. Çünkü bu konu çok üzücü. İnsan kendi ülkesini sevmezse ve alçaltırsa o nasıl bir insan olur ki? Geçmişini yok eden bir insanın geleceği olabilir mi? Türkçe'mize ve Türklüğümüze sahip çıkalım. İyi okumalar...

"Kızlar, kızlar. Buna ayıracak vaktimiz yok. Gamze bu kıyafeti bir gün önceden denemen gerektiğini biliyorsun."

"Biliyorum. Şimdi deniyorum ya. Çok güzel olmuş eline sağlık."

"Konsere bir saat varken."

"Depresyondaydım. Çok duygusuzsunuz."

"Duygusuz değilim."

"Hayatımın sonuna kadar yalnız kalacağım."

"Sana bir tane zengin sevgili daha bulacağım."

"Sana beni ayarlamaya çalışıyor."diyerek yanımdan geçti Barış.

"Sen zengin değilsin."

"Gözün doysun be." Bir kahkaha attım. Tülin elbisenin dekoltesiyle uğraşıyordu. Kendisi biz kızların kıyafetlerini tasarlayan kişiydi. Çok iyi bir modacıydı. Aylar önce onu bulmuştuk. İlk önce bizimle çalışamayacak kadar yoğun olduğunu söylese de ona bugünkü olaydan bahsetmek zorunda kaldım. Önemli bir şeydi. İnsanlar paranın kokusunu alınca her şeyi yapıyorlar. Barış bu seferki konserimize ilkinden daha fazla bilet satıldığını söyledi. Çok heyecanlı. Heyecanlanınca nefesim sıkışıyor. O yüzden heyecan yapmamam lazım. Derin bir nefes verdim.

"Göğüslerinin elbiseden fırlamasına izin verme. Sen dansçılardan biri değilsin."

"O zaman göğüslerimin fırlamasını engelleyecek bir şey yapsaydın."

"Onları rahat bırak. Yani göğüslerini."diyerek tekrar yanımdan geçti Barış. Koşarak yastıklardan birini aldım ve onun poposuna fırlattım. Tam isabet. "Bu bir savaş mı?"dedi ileri zıplayarak. Yastığı yerden alıp bana fırlattı. Geri çekilince boşluğa düştü.

"Beceriksizsin. Sesin gibi."dedim. Onunla uğraşmak en büyük hobilerimden biriydi.

"Sahne de görüşürüz. Göğüslerin fırladığında."

"Hayır. Taş gibiyim ben."

"Belli. Bir adamı bile elinde tutamıyorsun." Yüzümdeki tebessümü silerek ona baktım. Yanıma gelip elimi tuttu. Üzerine bir öpücük kondurdu. "Özür dilerim. Gitmesine izin ver. Sana erkek mi yok?"

"Evet. Barış var."dedi Tülin. Elimi çektim. Topuklu botlarımla ondan uzaklaştım.

"Sahnede görüşürüz."dedim ve kendimi tuvalete kapattım. Elimi lavabonun kenarlarına koydum. Yine gitmişti ve bu sefer benim yüzümdendi. Yine gitmişti ve ben yine üzgündüm. Kafamı kaldırıp musluğun üzerindeki aynada kendime baktım. Yüzümü yıkamak istedim ama makyajım yeni bitmişti. Bozamazdım. Derin bir nefes verip tuvaletten çıktım. Mikrofonum takılacaktı. Tülin ve bir adam daha mikrofonumu takmakla uğraşırken suratsızlığım devam ediyordu. Bir kere suratsız olduğum zaman bir daha kesemiyordum. Sonunda mikrofonum takıldığında birkaç ses denemesi yaptım. Dans provası yapan kızlara baktım. Ben pek dans etmeyecektim. Sadece şarkıyı söylemekle görevliydim. Naz gelip yanağıma bir öpücük kondurdu.

Bir Nefes UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin