11

505 54 29
                                    

"Jeno..." kendisine seslenen Jaemin'e döndü Jeno merakla. Badem gözleri boncuk boncuk bakıyordu kendisine. "Seni seviyorum."

Jaemin'in itirafıyla gözleri açıldı Jeno'nun, ne diyeceğini bilemezken hep bu anı beklemenin ve sonunda olduğunu anlamanın verdiği hisle hiçbir şey yapamazken aklına gelen ilk cümleyi dudakları arasından kaçırıverdi.

"Bu bir rüya mı?"

Güldü ve başını iki yana salladı Jaemin. "Bir rüya bunu yapabilir mi?"

Uzandı, Jeno'nun dudaklarını kendi dudaklarının arasına aldı ve gülümsedi Jaemin. Jeno donakalmış bir şekilde dudaklarının arasındaki yumuşak tenin tadını alırken birden nefes nefese gözlerini açtı ve okul sırasında uzanıyor olduğunu fark etti. Telaşla etrafına bakarken yanındaki Jaemin başını kitaptan kaldırdı ve Jeno'nun heyecandan terlemiş yüzüne baktı.

"Git yüzünü yıka Jeno, terlemişsin ve her nedense yıkılmış gibi görünüyorsun."

Her şeyin aslında rüya olduğu gerçeğiyle sinirle sırasına yumruk attı ve yalvarırcasına yukarıya dikti gözlerini Jeno. "HAYIR, GERİ DÖNMELİYİM NOLUR!!!"

Jeno'nun sırayı yumruklaması ve ağlar tonda konuşmasını umursamadı ve kitabına geri döndü Jaemin. Jeno ise bir süre daha sırayı yumruklamış, sonunda yüzüne çarpan gerçekleri kabul etmiş ve Jaemin'in ne yaptığını görmek adına ona dönmüştü.

Her zamanki gibi boş zamanında kitap okuyordu Na Jaemin. Jeno bir süre daha onu izlese de sessizce bakışlarının sürekli yumuşak olduğu belli olan dudaklara kaydığını ve kendini tutamadığını fark ettiğinde ayağa kalktı ve lavaboya gitme bahanesiyle sınıftan çıktı.

Nefes nefese tuvaletin kapısını açarken gördüğü kalabalıkla kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. Zayıf bir genci aralarına alan grup açıkça belliydi ki zorbalık yapıyordu. İç çekti Jeno, aptal insan gördükçe içinde tiksinti oluşuyordu.

"Şuna bakın, ağlayacak!"

Uzun olan oğlanın gülüşünün hemen ardından tuvaletin kapısını sertçe kapattı ve grubun kendisine dönmesini sağladı Jeno. Bu sayede aralarındaki kısa boylu bedeni görmüş, göz göze geldikleri gibi yardım istediğini belli etmişti sarı saçlı.

"Sen kimsin?"

"Tanıştırayım," elini yumruk yapıp önündeki gence sağlam bir yumruk atarken gülümsedi Jeno. "Ben Lee Jeno ve bu da bildiğin düz yumruk."

En uzun çocuk yere düşerken Jeno sırıttı, görüntsünün aksine gücü hiç yoktu. Şişirilmiş kaslar ha, ne komik.

Jeno'nun ismini söylemesi üzerine geri kalanlar uzun genci kaldırıp tuvaletten apar topar çıkarken bir şey hatırlamış gibi döndü ve giden gençlerin arkasından seslendi Jeno. "Olay müdüre taşınmazsa sevinirim, yoksa zararlı çıkan siz olursunuz sonradan uyarmadı demeyin!"

Kapıyı yeniden kapatıp rahat bir nefes verirken kısa boylu gence döndü Jeno. Sarı saçlı genç gülümseyerek kendisine bakıyordu.

"Teşekkür ederim..."

Çocuğun çince konuştuğunu duyduğu gibi ellerini iki salladı Jeno. "Önemli değil."

Jeno'nun da çince bildiğini duyan genç neşeyle yanına yaklaşırken gözleri ışıl ışıl parlıyordu. "Çince biliyor musun?"

"Biraz, küçükken aile işi nedeniyle birkaç ay Çin'de kalmıştım."

Neşeyle gülümsedi ve iç çekti sarı saçlı genç.

Pochemuchka | NominWhere stories live. Discover now